5

81 10 2
                                    

Tekrardan merhaba nasılsınız?

Maalesef bu bölüme sınır koymak zorundayım çok fazla değil zaten.

Sınır: 2 vote 5 yorum🎀

İyi günler diliyorum 💋

🍓

Hatırlatma:

"Üstün başın uygun değildir Banu Hatun. Bugün burada kalasın yarın bir hâl çaresine bakarsın. Bende sana giycek bir şeyler getireyim."

Bir anda Barlas'ın dediği şeyleri anlamlandıramayıp sadece gözlerine baktı. Simsiyah gözleri ve saçları vardı. Teni çok beyaz olmasa da beyazdı. Çok iri olduğunu da söylemeden geçmek istemiyordu kendine. Omuzları çok genişti. Elleri de damarlı ve çok kaslıydı.

"Hey Maşallah!"

Sesli söylediği şey üzerine elleriyle ağzını kapatıp koşarak oradan uzaklaştı. Barlas anlamayan gözlerle kadına bakıyordu. Ona kötü bir şey mi demişti?

🍓

Banu gece huzurlu bir şekilde uyumuştu ama aklında çok soru vardı. Sabah olduğunda nereye gidecekti? Kendini nasıl koruyacaktı? Ne yapacaktı? Hiçbir şey bilmiyordu.

Tam uyuyacağı sırada tahta kapının çalınmasıyla kapıya döndü.

"Gir."

Kapıdaki kişi içeri girince bu kişinin Barlas olduğu anlaşıldı.

"Sana temiz kıyafetler getirdim. İstersen bu kıyafetleri giyebilirsin."

Banu kafasıyla onayladığında Barlas kapıdan çıkıyordu ki Banu onu durdurdu.

"Bir şey hakkında konuşabilir miyiz acaba?"

Barlas kaslarını çatıp karşındaki kadına baktı. Kendine itiraf edemese de bu kadından hoşlanmıştı. Dış görünüşünden dolayı değil. Hâl ve hareketleri Barlas'ın gözüne çok hoş geliyordu.

"Olur."

Biraz ilerleyip yerdeki bir minderin üzerine oturup bakışlarını kadına doğrulttu.

"Çinle olan barış antlaşmanız bitti mi?"

Barlas şaşırmıştı. Böyle bir soru beklemiyordu ama bozuntuya vermeden cevapladı.

"Uzun süre boyunca Çin sürekli olarak Türklere karışı zulümkâr bir şekilde davranıyordu. En sonunda antlaşma önerdiler. Artık iş işten geçmişti ve kabul ettik ama şimdi bitti. Artık halkımın bu zulme katlanmasına izin veremem. Onlar zaten biz Türkleri yok etme planları yaparak çok önceden antlaşmayı bozmuşlardı. Buraya da onun için geldik. Sabah buradan gideceğiz."

Banu kafasını sallamıştı. Çok bencil davrandığını düşünüp artık kendini düşünmemeye karar verdi.

"İstersen bizimle gelebilirsin."

Banu gözlerini Barlas'ın gözlerine kitleyerek ciddi olup olmadığını sorguluyordu ama Barlas çok ciddiydi.

Bir süre sadece birbirlerinin gözlerine baktılar. En sonunda Banu gözlerini ayırarak göz kontağını sonlandırmıştı.

"O-o zaman iyi geceler."

Barlas'ta kafasını sallayarak ayağa kalktı ki bir şey hatırlamış gibi ona döndü.

"Bu gece hana saldırı olabilir en iyisi odandan hiç çıkma ve-"

"Benimle kalır mısın?"

Barlas şaşkın bir şekilde kadına bakıyordu. Bir erkek ve bir kadının aynı odada kalması katiyen kötü bir şeydi.

Göktürler eşlerine çok sadıktırlar bu yüzden başka bir kadınla görülmeleri asla hoş karşılanmazdı ama Barlas'ın zaten bir eşi yoktu. Gelecekte de evlenmeyi düşünmüyordu.

Yine de kadını yanlız bırakmak istemiyordu. Başına bir şey gelmesinden çok korkuyordu. Bu yüzden kadının teklifini kabul etti.

"Sen istersen yatakta yatabilirsin ben sedirde yatarım."

"Hatun sen ne dersin! Yat işte yattığın yerde. Hem bir erkek yatakta yatarken kadının sedirde yattığı nerede görülmüştür?"

Banu bu dönemin erkeklerini anlayamıyordu. İyiler miydi yoksa kötüler miydi? Kadınları bir el üstünde tutuyor bir de küçümsüyorlardı.

"Tamam o zaman ne halin varsa gör."

Barlas'a arkasını dönüp yatakta yatmaya çalıştı. Çok rahat olduğu söylenemezdi ama idare ederdi.

"Banu Hatun üstünü iyi örtesin. Hava soğuktur."

Banu gerçekten üşümeye başlıyordu. Bünyesi alışık değildi buranın soğuğuna sonuçta onları ısıtan bir doğal gaz yoktu, değil mi?

Örtüyü üzerine daha çok örterken üzerinde bir örtü daha konmuştu. Kafasını çevirip baktığında Barlas'ın kendi örtüsünü onun üzerine attığını görmüştü.

"Sen nasıl uyuyacaksın? Hava buz gibi."

Barlas sedire uzanıp tavanı izlerken kadının sorusunu yanıtladı.

"Ben alışığım soğuğa. Bana bir şey olmaz sen kendini düşünesin."

Banu kafasını sallayıp iki örtüyü de üzerine güzelce örtüp kafasını Barlas'a çevirdi. Yan profili çok güzeldi. Muhteşem bir yüze sahipti ve ruhuda onun kadar muhteşemdi. Yani o öyle düşünüyordu. Erkeklere hemen güvenmemek lazım, değil mi?

Bunun en iyi örneğini zaten biliyordu. Ona 2 yıl boyunca gizli gizli çiçekler, çikolatalar ve hediyeler gönderen o adam, kız kaza geçirince ortadan kaybolmuştu. Tam da aşık olduğunu ve sonunda birinin ona gerçekten değer verdiğini düşünmüştü ama her zamanki gibi yanılmıştı.

Kafasını bu düşüncelerden uzaklaştırmak amacıyla gözlerini kapattı. Hemen uykuya çalardı zaten...

"İyi geceler Banu Hatun."

"İyi geceler Barlas Bey."

ೄྀ࿐ ˊˎ-

Evet bitti bu bölümde..

Düşüncelerinizi alayım?

Nerede yaşıyorsunuz?

Banu ve Barlas yakışıyor mu sizce?

Hepinizi kocaman kocaman öptüm💋💋💋💋

Büyülü ÇiçeklerWo Geschichten leben. Entdecke jetzt