（. . .💣）
━━ . ❪ 𝖕𝖆𝖗𝖆𝖑𝖞𝖟𝖊𝖉 ❫ ❛
hayatımı ellerimden aldılar ve ben onların hayatını ellerinden almakla kalmayacağım. Bu dünyalarını cehenneme çevireceğim ❜
🔬， önünde duran uzun ve zorlu bir yol va...
𝖕𝖆𝖗𝖆𝖑𝖞𝖟𝖊𝖉 ↳ act one. Senin ölümün olacağım. ➤ The scorch trials ˚⁀➷ Bölüm bir.Prolog. ❛ Cesaret gerektiren bazı şeyler ❜
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
───OVA DA HERKESİN UYMASI GEREKEN SADECE ÜÇ KURAL VARDI.
İlki oldukça anlaşılırdı, arayıcılar haricinde labirentte giren biri olursa peşinden biri gönderilmeyecekti.
İkincisi de anlaşılır ve uyması belasız insanlar için kolaydı. Bir ovalıya herhangi bir şekilde zarar vermemek. Eğer bunu yapan biri olursa ovanın tam ortasında ki direğe bağlanıp üç gün boyunca bir bardak su haricinde hiçbir şey verilmeyecekti.
Ve üçüncü, son kural. Bu en önemlisi ve aralarında sonucu en acımasız olan.
Sakın ama sakın Thalia'ya karşı gelme. Bunun cezasını Thalia bizzat veriyordu. O yüzden en korkuncu da buydu zaten.
Eğer herkes bu kurallara uyuyorsa ova da huzurlu bir hayat yaşama fırsatı kazanabilirdi. Gerçi çokta zor kurallar değildi. Belki de cezalarından dolayıydı ki kimse bu üç kuralı çiğnemeye cesaret edemiyordu.
"Demek yine sayım yapıyorsun ha kaptan?"
Thalia yavaşça ona seslenen oğlana döndü. Konuşmadan önce elindeki listeye bakıp yüzünü buruşturma isteğine karşı geldi. "Hepimizin burada bir görevi var. Tıpkı senin şuan bahçelerde olman gerektiği gibi." Dedi imalı bir ses tonuyla Thalia.
Tae haylazca sırıttı, ona yakınlaşıp yanında ki direğe yaslandı. "Hadi ama birkaç dakika kaytarmaktan hiçbir sorun çıkmaz."
Thalia eğer konuşursa sohbetin sonunun gelmeyeceğini çok iyi biliyordu bu yüzden onu dinlememiş gibi yaptı ve işine geri döndü. Önünde ki kolilerin kapağını açıp içinde kurucuların bu ay için gönderdiği erzağı saymaya başladı.
"Yarın yeni bir acemi gelecek, o gelecek otuzuncu kişi. Bence bunun şerefine bir kutlama düzenlememiz gerek. Geçen ay sana dediğim şeyi hatırlıyor musun bence tam ovanın ortasına-"
"68," dedi yüksek sesle kaldığı sayıyı. Sesinde doğmaya başlayan sinir oldukça anlaşılırdı. Bunu duyan Tae kaşlarını sahte ciddiyetle kaldırdı. "Kaptan öfkeleniyor, eyvah."
Thalia yiyecekleri saymaya devam ederken Tae'nin sesi neşeyle arkasından yankılandı.
"Fazla iş odaklısın Lia biraz gevşe, sana yoga yapmanı öneririm biliyor musun? Ah elbette biliyorsun - ovada ki her taştan bile haberin vardır senin - neyse Frank ve Stan sabahları yoga yapmaya çalışıyorlar, gerçi yoganın insanı rahatlatması için yapıldığını hatırlıyorum ancak bu iki enayi birbiriyle tartışıp duruyordu yine de senin de onlara katılman lazım üçünüz eminim çok iyi rahat-"
Tam o anda Thalia saydığı sayıyı unuttu.
Elinde ki listeyi sertçe kutunun üzerine bıraktığında çıkan ses etrafta ki herkes tarafından duyuldu ve hepsi biraz sonra Thalia'nın öfkesiyle yüzleşmemek için fark ettirmeden hızlıca uzaklaştılar.
