36. Bölüm - Ne Anladın Yurdagül?!

34 7 52
                                    

Ah Shin sonunda iyileşebilmişti. Teneffüs zili çalar çalmaz kafasını sıraya gömmüş ve uyumaya hazırlanıyordu ki hayatını sorgulamasına sebep olacak derecede tiz bir ses ve birisinin onu sarsmaya başlaması nedeniyle içinden saydırmaya başladı.

- Kuzen kalksana ya! İki haftadır hastasın zaten, ne zaman size uğrasam uyuyorsun. Yeter artık! Kalk çabuk!

- Ya Hana, bırak sevgilimle buluşacağım ya!

- Uykuyu kastediyorsan dediğim gibi iki haftadır uyuyorsun zaten! Yeter ayol, aaa! Kalk kız, kalk! Sevgilimin antrenmanı var, birlikte izleyeceğiz!

- Ya kuzen ben niye eniştemi izleyeyim, git kendin izle işte ya. Bırak ben uyuyacağım!

- Sumin de oradaymış.
- Çok oyalandın çooook, kaç saattir seni bekliyorum. Yürü yürü!

Ah Shin ayağa fırlamış ve hızlı hızlı yürümeye pardon koşmaya başlamıştı. Hana ise kıkırdaya kıkırdaya onu takip ediyordu.

Spor salonuna girmişlerdi. Sumin ve Yechan tek pota maç yapıyordu. Minjae ise kenara oturmuş, dinleniyordu. Gelen Hana'yı görünce yüzüne bir gülümseme yayıldı.

- Ben bir lavaboya gidip geleyim kuzen.

Ah Shin spor salonundaki kızlar tuvaletine adımlarken Minjae de Hana'nın yanına gelmişti. Kollarını beline doladı. Hana da kollarını Minjae'nin boynuna doladı.

- Dünyanın en güzel kızı nasılmış bugün?
- Mükemmel, peki dünyanın en mükemmel erkek arkadaşı nasıl?
- Hana'sını gördü çok daha iyi oldu.

Hana kıkırdadı ve hafifçe öne uzanıp dudaklarını birleştirdi.

Ayrıldıklarında parmaklarını Minjae'nin dudak kıvrımlarının üzerinde gezdirdi.

- Ayıp ya ayıp, saplığımızı yüzümüze mi vurmak istiyorsunuz?!

Sumin'in isyanıyla ikisi de ona döndü. Yechan bir kolunu Sumin'in omzuna koydu ve tuvaletten gelen Ah Shin'i belli belirsiz bir şekilde işaret ederek:
- Sap olup, olmamak senin elinde hyung...

Yechan, Sumin'in omzunu patpatladı ve soyunma odalarına adımladı. Sumin ise giden Yechan'a baktı. Haklı olabilir miydi? Hana ve Minjae ise el ele tutuşup bahçeye çıkmışlardı.

- Selam.

Kafasını çevirdi ve görür görmez elektrik çarpmışa döndüğü o kıza baktı. Avuç içleri terlemeye başlamıştı, heyecanlandığını belli etmemeye çalışarak (?) karşılık verdi:

- Se-selam. Nasıl-sın?

Kendine lanet okuyordu. O ki takımın en eğlenceli ve en rahat kişiliği ne olmuştu da bir anda dünyanın en utangaç insanına dönüşmüştü?

- İyiyim, ben de.

Rahat davranmaya çalışıyordu Ah Shin ama yüzünde gizleyemediği bir gülümseme vardı. Sumin de fark etmişti o gülümsemeyi. Bakışları kilitlendi o gülümsemeye. İçini tarif edilemez bir his doldurdu. Kendini hiç olmadığı kadar huzurlu ve dingin hissediyordu.

- Ben de malzemeleri malzeme odasına bırakacaktım şimdi, sonrasında gezmek ister misin?
- O-olur tabi. Yardım edeyim sana.

Sumin gülümsedi. Yerdeki basketbol toplarını malzeme odasına taşımaya başladılar, sonuncu topu almaya yeltenirken elleri birbirine temas etti. Göz göze geldiler, ikisi de tepeden tırnağa titredi. Sanki birisi onlara elektrik akımı vermişti. Sumin ellerini toptan çekerek Ah Shin'in almasına izin verdi ve ona en tatlı gülümsemelerinden birini sundu.

Malzeme odasına kalan eşyaları da yerleştirirken Ah Shin, yere düşmüş bir tenis topunun üstüne bastı ve kaydı. Sumin onu tutmaya çalıştı ama dengesini sağlayamadığı için onun da düşmesi kaçınılmaz olmuştu.

Çok yakınlardı ve bu yakınlık ikisinin de kalbine iyi gelmiyordu. Şaşkınlıkla birbirlerine bakıyorlardı ki aniden kapı açıldı.

- Owww! Ben hiçbir şey görmedim, duymadım, bilmiyorum. Siz kaldığınız yerden devam edin, soyunma odalarında voleybol topu kalmış da onu koyup çıkıyorum hemen!

Sumin hemen Ah Shin'in üstünden kalktı ve Yechan'a döndü:

- Ne anladın Yurdagül, ne anladın?!

Yechan, Sumin ve Ah Shin'i görmemek adına kapattığı elini çekip Sumin'e döndü:

- Hayırlı olsun hyung, düğün ne zaman?

- Yah! Ne saçmalıyorsun sen?!

Ah Shin ise şok içinde ikisine bakıyordu, o hâlâ şoku atlatamamıştı.

- Hyung, düğününde sadıcın ben olmazsam valla konuşmam seninle!

- Yechan kaybol!

Yechan'ın yüz ifadesi korkuya bürünmüş ve odadan nasıl çıkacağını bilememiş, panikle kendini dışarı atmıştı.

- Eee, gezelim mi?

Ah Shin gülümsedi.
- Gezelim.

Malzeme odasını kilitledikten sonra bahçeye çıktılar. İkisi de arkalarında onları izleyen Hunter'dan habersizdi...

Yeni bölüm...

Ah Shin, sevgili best cousin'ım, öncelikle bölüm sonu için özür dilerim. Bias'ın ve bias wrecker'ın arasında bıraktım seni xjkskskkd

Ah Shin ve Sumin hakkında ne düşünüyorsunuz? Hunter neden arkalarından onları izliyordu. Sizce Ah Shin hangisiyle olacak?

Bölümü nasıl buldunuz?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum <333


Heartbeat / Kim MinjaeWhere stories live. Discover now