22.

498 43 38
                                    

"Min Jeong?"

Adının Min Jeong olduğunu öğrendiğim kız Jungwon'un konuşmasıyla ağlamaya başlamıştı. Dudakları titrerken "J-Jungwon" diye kekeleyerek ona sarılmıştı.

İkisi birbirini sıkıca sarmalarken şaşkınca onları izliyordum. Bu kız kimdi? Jungwon'un nesi oluyordu? Neden eli yüzü kan içindeydi?

"İçeri geç hadi. Ne oldu sana böyle? Bu halin ne?" Kız tökezleyerek yürümeye başladığında Jungwon onun belini sararak yürümesine destek olmuştu. Onlar içeri ilerlerken kapıda dikilmeye son vererek kapıyı kapatıp arkalarından içeri adımlamıştım.

İkisi beraber koltuğa oturduklarında bende merakla karşılarına oturmuştum. Min Jeong hüngür hüngür ağlıyordu. Jungwon bir elini onun sırtına yerleştirerek sakinleşmesi için sıvazlıyordu.

Rahatlaması adına biraz beklemiş, ses çıkarmadan onu izlemiştik. O da bir süre daha ağlamış en sonunda ağlaması iç çekişlere dönmüştü. Onun sakinleştiğini gören Jungwon söze girmişti.

"Seni kim bu hale getirdi? Ne zaman oldu?" Kız utançla kafasını yanındaki bedene çevirmiş göz göze gelmelerini sağlamıştı. Bakışlarını kaçırdıktan sonra konuşmaya başlamıştı.

"Sana daha önce beni rahatsız eden birinden bahsetmiştim hatırlıyor musun?" Jungwon kafasını aşağı yukarı salladıktan sonra kız devam etmişti. "İsmi Jack'miş. Akşam üzeri marketten eve dönerken karşıma çıktı. Beni takip ediyormuş."

Cümlesini bitirdiği zaman yeniden burun çekmiş ve bir damla daha akmıştı gözlerinden. "Onu görünce yolumu değiştirmek istedim. Arkamı döndüm ilerliyordum ama o izin vermedi."

Yeniden ağlamaya başladığında kafamı başka yöne çevirerek sıkıntılı bir nefes vermiştim. Ne olduğunu bilmiyordum ama iyi şeyler olmadığı belliydi.

"Sonra... Sonra kolumdan tutup beni zorla ara sokağa çekiştirdi. Ben gitmemek için çok direndim Jungwon ama çok güçlüydü. Kurtulamadım ondan. Ara sokağa çektiğinde beni iterek duvara çarpmamı sağladı. Benim ona ait olduğumu söyledi. Dokunmaya çalıştı. B-ben karşı gelince de şiddet uyguladı."

"Sokağın sonundan bir ses geldi o sırada dikkati dağıldı. Bende bacak arasına tekme atıp kaçtım oradan. Eve gitmeye korktum. Gidecek kimsem yoktu koşarak sana geldim. Bana yardım et yalvarırım."

Jungwon'un elini iki eliyle tutmuş, kafasını da ellerinin üstüne yerleştirerek yalvarıyordu. Onun bu görüntüsüyle yutkunamamıştım.

Jungwon elini ondan kurtararak tekrar oturmasını sağlamıştı. Ardından kollarını sımsıkı sararak sıcak bir sarılma bahşetmişti. "Bana gelerek en iyisini yapmışsın. Benim evimde istediğin kadar kal tamam mı? O piçin icabına ben bakacağım sen sakın korkma."

Onların bu hali benim de gözlerimi doldurmuştu. O adi piç resmen kıza taciz etmeye çalışmıştı. Bu asla affedilir bir şey değildi.

"Çok teşekkür ederim Jungwon. İyi ki varsın." Sarılmaları sırasında konuşmasıyla Jungwon gülümsemiş ve "Sen de iyi ki varsın." diye karşılık vermişti. Sarılmaları bittiğinde kafasını ilk defa bana doğru çevirmişti. Sanırım beni daha yeni fark ediyordu. 

"Sizi tanıştırayım Min Jeong bu çocukluk arkadaşım Jungkook. Jungkook bu da liseden, aynı zamanda en yakın arkadaşlarımdan biri olan Min Jeong." Yüzüne ufak bir tebessüm yerleştirerek kafasıyla selam vermişti. Bende onu taklit etmiş, selam verdikten sonra "Memnun oldum." demiştim.

Onlar konuşmalarına devam ederken ben ayaklanmış ve banyoya yönelmiştim. Dolabı açarak içinden ilk yardım kutusunu çıkarmıştım. Birkaç eşyayı aldıktan sonra kutuyu geri yerine koyarak banyodan çıkmıştım. Geri içeri girdiğimde ikisininde bakışları bana dönmüştü. 

Daylight | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin