Kabul Olmuş En Güzel Duamsın

1.6K 152 668
                                    

Toygar Işıklı ~ Sen Yanımdayken
Fettah Can ~ Mandalinalar
Seden Aksu ~ Firuze
Murat Dalkılıç ~ Kırk Yılda Bir Gibisin
Kibariye ~ Lafı Mı Olur
Sezen Aksu ~ Kaçın Kurası
Kahraman Deniz ~ Ha Gayret
Tolga Çandar ~ Deniz Üstü Köpürür


"Nasıl yani? Dokuz sene bir kere bile mi aramadı?"

Arkamdaki kadın fön makinesini saçlarımdan uzaklaştırdığı an eğilip Bahar'a baktım. Bahar alnına dökülen kaküllerini düzeltirken başını iki yana sallayarak beni reddetti. "Asla. Hiçbirimizi. Sadece Mehmet. Bir de Sibel yengem." O da hafifçe eğilip yüzüme baktı. Keşke aynadan baksaydık birbirimize, bu kadar çabaya ne lüzum vardı ki? "Onlara da Leyla'nın adını bile andırmadı. Amcamın oğlu, ecdadına da sövemiyorum salağın ama bakma şimdi böyle aklı başında dolandığına. Ali Kemal gerçek bir süzme salaktı."

Leyla, Sare'nin buklelerinden bir tutamı palmiye şeklinde toplamaya çalışırken genzini temizledi. "Süzme peynir diyecektin, değil mi halası?" Bahar bu defa bedenini düzeltip arkasını döndü. "Halasının lülüklüsü! Öyle diyecektim halacığım! Annen bu ara şarküteri sahibi gibi takılıyor değil mi halam!"

Bahar garip garip şekillere soktuğu yüzüyle Sare ile konuşurken Leyla kızının saçlarını seviyor, Nil ise Süreyya'ya hikayenin eksik kalanlarını anlatıyordu. Ali Kemal'in Leyla'nın karşısında girdiği o haller, o her zaman baki kalan mahçupluk bundandı demek ki. Evet biraz salak gibi görünüyordu ama bu içlerinden en çok onu sevdiğim gerçeğini değiştirmiyordu.

Kapı açıldığında içeriye Babür girdi ve hepimizin üzerinde gezdirdiği bakışları Sare ile birleştiğinde yüzü aydınlandı. Allahım dedim, Allahım isyan etmiyorum ama bu çocuğun çilesi bitmeyecek mi? "Prensesim benim!" Sare Babür'ü görür görmez üzerine giydiği koyu yeşil gelinlik gibi görünen elbisesinin eteklerini yakaladı ve nazlı bir gülümseme bahşetti Babür'e. "Allahım bu nasıl güzellik. Gel bana. Gel bak sana ne aldım ben!"

Leyla elini yüzüne kapatıp Sare'yi boş bıraktığı an Sare'nin penguen adımları Babür'e yöneldi. İkisi kucaklaşırlarken Leyla bezginliğin sarmaladığı sesi ile Babür'e seslendi. "Beni Ali Kemal ile papaz edecek bir şey almadın değil mi Babür?" Babür'ün yüzünde o her zamanki gülümsemesi yer edindiğinde omuz silkti. "Yavrum senin kocan papaz olarak doğmuş, senlik bir mevzu yok. Endişelenme sen."

Leyla ağır ağır başını salladı. "Hırsızın hiç suçu yok çünkü." Babür sahte bir şokla gözlerini aralarken ellerini teslim olur gibi havalandırdığı esnada Sare de onu taklit etmek ister gibi ellerini havalandırdı. Bu Babür'ü biraz daha neşelendirirken Leyla endişeyle kaşlarını çattı. "Kaynatma, Babür. Ne aldın dedim?"

"Ev almadım."

"Lan ne aldın söylesene!"

Leyla sert çıktığını anladığında gülümsemeye çalışarak kendisine çatık kaşları altından bakan kızına döndü. Sare ona ters ters bakıp Babür'ün omzuna yattığında ise Leyla yorgun bir nefes verdi. "Canım. Canımın içi. Ne aldın? Söyle de bileyim."

"Ne güzel canımın içi diyorsun sen öyle. Bunu kocanın yanında da tekrarlasana." Babür flörtüz bir edayla göz kırparken biz güldük ama Leyla eğleniyor gibi görünmüyordu. Alnını sıvazladı ve Babür'e baktı. "Ev almadım dedim." Leyla biraz daha konuşmazsan ciğerini sökeceğim minvalinde bir bakış atarken Babür omuz silkti. "Nil, Sare'ye yeşil bir elbise hazırladıklarını söyleyince." Leyla tedirgin bir adım attı Babür'e doğru. Duyacaklarından memnun olmayacak gibiydi. "Ben de ona bir kolye aldım."

"Kolye. Bir yaşında bile olmayan bir bebeğe kolye aldın. Anladığım kadarıyla yeşil bir kolye aldın." Parmaklarını alnında gezdirirken sinirleri bozulmuş gibi bir kahkaha attı. "Kalıbımı basarım zümrüt bir kolye aldın!" Babür omuz silkti. Yetinmedi bir de göz kırptı ve odadan Sare ile birlikte çıkmadan hemen önce Leyla'yı delirtecek o cümleyi kurdu. "Beni tanıman ne hoş şey güzel kız."

Turuncu Balonlar & Sonsuz Yalanlar Donde viven las historias. Descúbrelo ahora