7🐑

985 138 587
                                    

Chanyeol


"Chanyeol... Ben bu kuzularla ne yapacağım?" Boynundaki ipli tasmadan tuttuğum kuzuya bir de bana bakarken yüzündeki afallamış ifade tuhaf hissettiriyordu. Bunu daha önce konuştuğumuz halde kuzuları bahçesine getirdiğim zaman hiç beklemiyormuş gibi bir tepki vermişti.

"Dedem bugün için haberinin olacağını söylemişti." Oldukça hareketli olan kuzuyu kendime doğru çekip yere çömeldim ve kollarımla hareketlerini kısıtlamaya çalıştım. Diğer kuzuyu Jongin tutuyordu.

"Unuttu mu acaba?" diye mırıldandı Jongin. Baekhyun'un tepkisi karşısında ikimiz de afallamıştık.

"Bana bir şey söylemedi. O gün birkaç tane almak istediğimi söylemiştim ama kesin olarak bir şey konuşmadık." Baekhyun da tepkimiz yüzünden mahcup olmuş gibi bakıyordu. Öğlen saati evine gelip iki tane kuzuyu ahırına bağlamak istediğimizi söylemiştik. Uzaktan bakılınca tuhaf görünüyor olmalıydık.

"Yani artık istemiyor musun?" diye sordum. Baekhyun da benimle beraber eğilip durmadan me'leyen kuzuya yaklaşmış ve tüylerini hassasiyetle okşamaya başlamıştı. "Kararını değiştirdiysen sorun değil. Dedem bir konuda inat etti mi olana kadar şansını dener. Seni mecbur hissettirmesin."

"Aynen öyle. Biz onu ikna ederiz, endişelenme." Jongin'in tuttuğu kuzu da huysuzluk etmeye başlayınca bizim gibi eğilmiş ve kollarıyla tutmaya başlamıştı.

Baekhyun kararsızlıkla ikimize göz atarken düşüncelere dalarak sessiz kaldı. Ben ise dedeme inandığım ve kuzuları öylece Baekhyun'un bahçesine getirdiğim için pişmandım. Son zamanlarda sürüyü azaltma ve sütten kesilen kuzuları satma konularında ısrarcı davranıyordu. O gece Baekhyun birkaç tanesini satın alabileceğini söyleyince de kafasına koymuş olmalıydı. Ne diye ona inanıp geldiğimi anlamıyordum zaten. Dedem yine yapacağını yapmıştı.

"Sözümün arkasında duracağım." Uzun süre düşündükten sonra yerinde doğrulup tuttuğum kuzuya baktı ve şefkatle gülümsemeye başladı. Yavru bir köpekmiş gibi hassas davranıyordu. "Ama iki tane birden bakabilir miyim emin değilim. Haklarında hiçbir şey bilmiyorum."

"Biz öğretiriz!" Jongin zıplayarak yerden doğruldu ve kuzunun ipini sıkıca tutmaya başladı. "Hanchul dedenin ahırı ne halde önce bir kontrol etmek lazım tabii. Güzelce temizler kuzuların yerini hazır ederiz."

Onu onaylayarak başımı salladım. Her cümleden sonra ikna olurmuş gibi bakıyordu. "Başlarda vermen gereken yemi biz sağlarız," dedim. Bütün bunları zaten düşünmüş ve hazır etmiştik ama anlaşılan önce alışması gerekecekti. "Günde iki kere dışarı çıkarıp otlattırsan yeter. Bahçen geniş, hasat edilecek ürünün de yok. Bahçeye bağlar sık sık kontrol edersin." Kuzuların bakımını gözünde kolaylaştırmak için tüm seçenekleri sıralıyordum. Ona emrivaki yapmak istemiyordum ama kuzulara öyle güzel bakıyordu ki istiyormuş ama cesaret edemiyormuş gibiydi.

"Pekala..." Elini saçlarına götürüp kararsızlıkla gözlerime baktı. Dünden sonra onu yeniden görmenin heyecanını yaşarken bugünkü bakışlarının farklılığını anlamlandırmaya çalışıyordum. Ona kızgın olmam gerekiyordu çünkü onun yüzünden gece düzgün uyuyamamıştım.

Jongin kuzuyu peşinden götürüp önden ilerlerken ben de arkasından ilerledim. Baekhyun ise bana bakıp duruyor ve bir şey söylemek ister gibi ağzını aralayıp kapatıyordu. Dünden sonra nasıl olduğunu merak etsem de Jongin'in yanında bir şey soramıyordum. Daha doğrusu sırası olmadığını düşünüp durmadan kendimi durduruyordum. Jongin onunla iletişimde olduğu için o kadar heyecanlıydı ki sürekli konuşarak odağı dağıtıyordu.

Ahıra girdiğimizde beklediğimiz gibi bir manzarayla karşılaşmamıştık. İçerisi tertemizdi. Kuzular için ayrılan kısımda biraz ot bile vardı. Kuzular yerini anlamış gibi iplerini bıraktığımız anda otların yanına gidip yerleştiklerinde tepkisini merak ederek Baekhyun'a baktım. Her hareketlerini şaşkınlıkla kontrol ediyordu.

seni sevmeye geldim || chanbaekWhere stories live. Discover now