-5-Sana Bunu Ödeteceğim

81 17 62
                                    

HOS GELDINIZIZZ
bos geldiniz

medya; All night- BTS, Juice WRLD

Jeongguk

Arabayı sürüyordum.

Nereye mi? Tabii ki de Kim Taehyung'un üniversitesine. Bu hâlde başka kimin yanına bu denli bir sinirle gidiyor olabilirdim ki?

O videoyu gördüğüm ilk andan itibaren cinlerim tepeme çıkmıştı, adeta küplere binmiştim. Çünkü... Tanrı aşkına! Arkadaşınız hiç olmadığı bir heyecanla yanınıza geliyor ve birden izlemeniz gereken bir video olduğunu söylüyor. Saniyeler sonra karşılaştığınız ilk şey ise daha geçen gün konuştuğunuz bir çocuğun sizin emeklerinizi çaldığı bir kısa kesit oluyor. Nasıl hissederdiniz?

Sinirlenmemek elde değil. Değil mi?

Dansımızı çalan kişinin kim olabileceği ile ilgili fazla kafa yormama gerek kalmamıştı. Çünkü hali hazırda bu dansı gören ilk yabancı da böyle bir alçaklığı yapabilecek kişi de Kim Taehyung'du.

Pekâlâ, alçak olduğu kanısına varmak için daha çok erkendi ama sonuçta böyle bir şeyi yaptıysa, o çoktan alçak olmuş demekti? Haksız olduğumu düşünmüyordum.

Ayrıca o üniversitede okuyan züppelerin hepsi aynıydı. Al birini vur ötekine.

Onu şahsi olarak tanıyor muydum?
Hayır.

Onun hakkında herhangi bir bilgiye sahip miydim?
Hayır.

Onu daha önce görmüş müydüm?
Hayır.

Onunla farklı bir sohbetimiz olmuş muydu?
Hayır.

Her sorunun cevabı 'hayır'dı. Ancak onu ilk gördüğüm andan itibaren yıllar geçmiş gibi hissediyordum. Sanki onu iliklerine kadar tanıyor, her yaptığı hareketi biliyor, onun hakkındaki en ufak bilgiye dahi sahipmişim gibi hissediyordum. Bu yüzden kişiliği hakkında da içgüdülerime güveniyordum.

Şerefsiz, adi, ne dediğini bilmez, kiminle yatıp kalktığı belli olmaz, hayatı asla düzene girmemiş, her zaman babasından güç almış, her masada bulunmuş, hiçbir şeyden eksik kalmamış, şımarık, her zaman kirli oynamış biri.

İçgüdülerim tamamen bunu söylüyordu. Ne eksik, ne fazla. Ha, bir de...

Bunları söyleyen içgüdülerim, bir de ondan kaçmamı söylüyordu.

Ancak ben şu an tam tersini yaparak ona koşuyordum.

Her neyse... Ne olursa olsun asla kararlarından pişman olmayan, dik başlı biri olduğum için bu konunun üstüne de fazla düşünmemeye ve sadece akışına bırakmaya kanaat getirdim.

Sağ kavşağa girip dönüş yaparken üniversiteye varmama çok az kalmıştı. Normalde bu kadar uzun sürecek bir yolculuk olmamasına rağmen trafik bu süreyi uzatıyor ve yolculuğu gücleştiriyordu.

Bir diğer konu ise... Momo.

Benimle gelmek isteyenin olup olmadığını sorduğumda tam da tahmin ettiğim gibi hiçbirinden çıt çıkmamıştı -Momo'dan da.

Normalde Momo asla yanımdan eksik olmazken bu sıralar fazla düşünceli ve kafası karışık görüyordum onu. Benimle gelmek istememesini buna yormuştum. Onu bu kadar dalgın görmeye alışık değildim. Bu yüzden bir tık da olsa bu hâli beni korkutmuştu. En yakın zamanda oturup konuşmamız gereken epey konu birikmişti anlaşılan.

FRI(END)S | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin