6⚝|

44 17 2
                                    

Kalbin darmadağın olunca kafanda karışır.

- Murat Menteş


Karşısında duran ikiliye şöyle bir göz attı, kendisinden küçük olmalarına rağmen bir derdi olduğunda çaldığı ilk kapı onlarındı. Kimseye anlatamayacağı düşünmekten kafayı yiyeceği durumlarda hep onlar vardı. Bir kez daha mutlu oldu varlıklarıyla. Yine kafasının karıştığı ve yorulduğunu hissedince onları aramaktan geri durmamıştı. İkisi de durmuş anlattığı durum üzerine düşünüyorlardı. Onlarda bu durumun saçmalığı ve garipliğinin farkındaydılar. En sonunda küçük kuzeni konuşmaya başladı.

''Oppa bu durum... ehh çok karışık bir de garip. Tanışalı daha ne kadar oldu ki?'' sorduğu soruyla biraz düşündü 

''Yaklaşık bir ay'' bir kaç saniye düşündü o esnada tavşan dişleriyle havucundan bir ısırık daha almayı ihmal etmedi.

''Aşık olmak için ideal bir süre ben tae'ye gördüğüm an aşık oldum'' dedi ve yanlarında sohbeti dinleyen sevgilisine dönüp göz kırptı. Esmer genç kıkırdayıp göz devirdikten sonra kendisi konuşmaya başladı

''Bak oppa hayır aşık olmamışsın, ama bariz ki etkilenmişsin hatta hoşlantı daha doğru olabilir. Bu cidden karışık hatta kötü bir durum ama sen kimseye hissedeceğin duyguları seçemezsin, ama bu yüzden geçip o kişiyi yoldan çıkarmaya çalışmak daha kötü olur. Olabildiğince uzak dur oppa biliyorum bunu yapmak zor ama ne olursa olsun günün sonunda o senin kardeşinin eşi ve kardeşinle aynı yatağa giriyor.'' haklı olduğu gerçeği içinde bir yerlerin sızlamasına neden oldu, gerçekten korkunç bir histi.

''Bana oppa demeseniz sizi daha ciddiye alabilirim'' suratına arsız gülüşler yerleştiren ikiliye baktı

''Ve hayır tanrı aşkına oppa fetişim falan yok'' ikisinin de gülmeye başlamasıyla onları göndermeye karar verdi ve evet kaçıyordu, bu saçma durumdan. Dünyanın en saçma ikilisinin bile ciddileşmesine neden olan durumdan. Artık kendisi de ciddileşerek

''Peki beni düşünmem için yalnız bırakmanıza ihtiyacım var.'' diyerek ikiliyi bir nevi kovdu ve hayır sadece uyuyacaktı.

-

Jimin

Bir şey söylemek istercesine sang-min bana bakıp duruyordu en sonunda beni haklı çıkararak konuştu.

''Jimin-ah yarın bir iş yemeğim olacak.'' bana baktı dinlediğimi belirtircesine kafamı salladım ''Bu yemekte senin de bana katılmanı istiyorum, olur değil mi?'' 

''Tabii olur yapacak daha iyi bir işim yok zaten'' dediğimle bana gülümseyerek baktı bende aynı şekilde karşılık verdim.

''Vee sonraki gün tekrar iş yemeğim var ve ona seni götüremem ayrıca gece geç geleceğim ama yemekte tek başına olmanı istemiyorum bu yüzden abimi çağır ve geceyi onunla geçir hm? Sana da uyar mı?'' sorduğu soruyla yutkunmadan edemedim. Yoongi hyung ile baş başa bir gece, tanrım ne diyorum ben?

''Tabii yoongi hyung ile birlikte sıkılmam güzel olur.'' cevabımla beraber yemeğine geri döndü. Gerçekten çok sıkıldım bu durumdan.

Karşılıklı oturduğumuz sandalyeden kalkıp yanına yürümeye başladım ne yaptığımı anlamaya çalışarak beni izliyordu hemen yanında ki sandalyeye oturdum ve kendisine biraz daha yaklaştım.

''Böyle daha iyi... lütfen benden geri durma sang-min biz bir 'biz' olmaya alışırken benim saçma hareketlerim aldanıp benden geri durma çünkü günün sonunda ne olursa olsun sen benim kocamsın, başka gidecek yerim, yerimiz yok.'' benden böyle bir şey beklemediğini belli edercesine ilk şaşkınlıkla baktı sonraysa gözleri parladı.

eyes can't lie | yoonminUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum