1¹³

126 14 94
                                    

Ne yani sabahın lanet olası beşinde buraya sadece bu aptal şeyi söylemek için mi gelmişti, ben bunun için mi bu kadar zamandır onu dinliyordum, saçmalığın daniskası.

Kaşlarımı çattım ve tüm tepkilerine baktım. Çenesi hafifçe titriyor ve gözlerimin içine bakıyordu. Yüzünde bir sürü çizik ve elmacık kemiğinde bir kaç minik morluk vardı, sıkıldığımı belli edercesine oflayarak sandalyede geriye yaslandım. Kollarımı birbirine kenetledim.

"Bu saatte sadece bunu söylemek için geldiysen seni öyle fena döverim ki elimden kimse kurtaramaz."

Yutkununca boğazındaki adem elması belli olmuştu, gergin bir şekilde bana baktı. Dudaklarını hafifçe aralayıp bir kaç şey geveledi ardından konuşmaktan vazgeçerek geri kapattı ve masaya yumruğunu vurarak ayağa kalktı.

"Baji'yi geri getirmemiz lazım!"

Kafamı kaldırıp ona baktım, hala ciddiye alabilmiş sayılmazdım. Yediği tek yumrukla ağlayan bir velet mi bunu söylüyordu? Onu pek ciddiye almayarak mırıldandım.

"Öyle mi, nasıl?"

Yutkundu ve bir şeyler anlatmaya başladı, epeyce konuştu. Ne yalan söyleyeyim onu hiç dinlemedim, o konuştu bense tırnak etimin kenarıyla oynamaktan başka bir şey yapmadım. Aniden duraksayınca bakışlarımı ona çevirdim; güven veren, huzurlu bir ses tonuyla sordu.

"Shinichiro-san nasıl öldü? Mikey-kun bana söylemedi..."

Ona anlatmamak için bir çok nedenim vardı, hatta nedene dahi ihtiyacım yoktu. Fakat durumu aleyhime çevirmek daha mantıklıydı bu yüzden dirseğimi masaya yaslayıp elimi yumruk yaptım ona uzattım ardından serçe parmağımı kaldırdım.

"Sana her şeyi anlatacağım, ama Baji'yi geri getireceğine söz ver."

Başını panikle salladı ve kekeleyerek bağırdı.

"Söz!"

Hala elime bakarken mırıldandım.

"Ortak sözü mü?"

Başını tekrar sallarken serçe parmağını benimkine kenetledi.

"Ortak sözü..."

Kendine emin olmadığı zaman kekeleyen bu çocuk böyle ciddi bir şey için asla tereddüt etmeden konuşunca ister istemez ona güvendim, başka çarem mi vardı?

***

Kazutora ve Draken karşı karşıya dururken aralarındaki hakem de sanki bilmiyormuşuz gibi olayı izah ediyordu. Draken'in yanında Mikey, onların arkasında bölük kaptanları ve onların da arkasında yardımcı kaptanlar ve sıradan üyeler vardı.

"Eğer kazanırsak Baji'yi geri alacağız!"

Draken Kazutora'ya bağırdığında o sakince gülümsedi. "Öyle mi? O zaman bende bir şart koyacağım." Elini çenesine götürüp bir kaç saniye düşündükten sonra bakışları beni buldu, parmağıyla beni işaret ederken kafasını liderlere çevirdi. "Kazanırsak Mizuki bizimdir, Keisuke de öyle."

Duyduğum şeye ne tepki vermem gerektiğini bilemedim, çetede benden daha güçlü bir sürü kişi vardı zaten, ben ne alaka?

Aniden gelen deli cesaretiyle Draken ya da Mikey'ye fırsat vermeden Kazutora'nın üzerine yürüdüm ve omzuna vurarak bir kaç adım gerilemesini sağladım, afallamıştı fakat dimdik ayaktaydı, her zaman olduğu gibi.

kurdeleli serseri𐙚 | tokyo revengers x readerWhere stories live. Discover now