Bakan Gözlerin Bana Değmez Mi Hiç

85 10 20
                                    

ARKADAŞLAR BU ADAM HİÇBİR YERE BAKMIYORDU.

Hatırlarsanız eğer en son Jongdae'nin taktiğiyle ilerleme kararı almıştım. Kendisi bana yavaş yavaş hareket etmem gerektiğini, en başta Chanyeol'un baktığı her yerde olmamı söylemişti fakat bilin bakalım kim inadına yapar gibi kafasını hiçbir yere kaldırmamıştı?

Çok ciddiyim. Kafasını köstebek gibi masaya gömmüş; pembe kulaklığıyla müzik dinliyor, bir yandan da defterine bir şeyler karalıyordu. Jongdae dün ne kadar Chanyeol seninle buluşmaya gelmez dese de ben yine de dayanamayıp onun numarasını bizzat bulmuş, adresi mesaj olarak atmıştım. Sonuç sizi pek de şaşırtmayacak: Engel.

"Dayanamıyorum." Jongdae önümde kahvesini içerken bu halimden zevk alıyormuş gibiydi. Ben, ilk defa biri beni umursamıyor diye bu kadar sinirleniyordum. Şu an Chanyeol'e aşırı gıcık oluyorum, nasıl sevecektim acaba ben bu çocuğu? "Yanına gidiyorum ben."

"Hayır, dur!" Eliyle beni durdurmak istese de ondan hemen kurtulmuş ve dörtlü masada tek oturan Chanyeol'un tam karşısına oturmuştum. Benim geldiğimi mi hissetmişti bilmiyorum ama karşısına birinin oturduğunu biliyordu sonuçta, nasıl kafasını kaldırmazdı?

"Alo?" Boş kağıda karaladığı resmin önünde elimi sallamama rağmen kafasını kaldırıp bana bakmaya tenezzül dahi etmemişti. Kablolu pembe kulaklığı ile tüm hayattan kopmuş gibiydi. Bu çocuğun da her şeyi pembeydi, şimdiden sinirim bozuluyordu.

Biliyorum, şu an çok gıcık bir insanım hepinizin gözünde. Sevgilisinden yeni ayrılmış birini kendime aşık etmeye çalışıyorum, onu rahatsız ediyorum ve yalnız kalmak istediği belli olmasına rağmen yine de yanından gitmiyorum. Ben olsam daha şimdiden bana demediğimi bırakmazdım ama galiba Chanyeol sabırlı bir insandı. Yani, bu durumu kullanmam umarım bir sıkıntı yaratmaz.

"Benimle konuşana kadar yanından gitmeyeceğim." Kulağında kulaklığı olduğu için biraz bağırarak söylesem de kafasını dahi kaldırmamıştı. İyi, keyfi bilirdi. Sabırsız biri olsam da bir o kadar da inatçıydım. Kendisi benimle konuşana kadar yanından ayrılmazdım.

Yan masadan Jongdae yanına gelmem için değişik hareketler yapsa da omuz silktim. Nereye kadar kafasını kaldırıp bana bakması için mücadele verecektim? Tamam, daha birkaç teneffüs arası olmuştu ama ben şimdiden bıkmıştım. Sabırsız bir insandım, üstelik planladığım olayın gerçekleşmesi için elimden geleni de yapardım.

Kollarımı göğsümde birleştirip arkama yaslandığımda etrafı incelemeye başladım. Kantindeki çoğu kişi bize bakarak kendi aralarında konuşuyordu. Doğruyu söylemek gerekirse bu iddia işinin zaten yayılacağını biliyordum çünkü lütfen, yaklaşık on beş kişinin önünde bunu söylemiştim. Bu on-on beş kişi özellikle seçilmiş gibi sınıfın en dedikoducu insanlarıydı, yayılmasını beklememek olmazdı. Yani, ben Chanyeol'e en başında söylemesem dahi onun kulağına her türlü giderdi.

Gözüm etrafta gezinirken Bay Kim'i görmem ile sadece ona takıldı. Uzun zamandır Bay Kim ile de görüşmüyordum, kendisi bu aralar biraz fazla meşguldü. Beni fark etmesiyle beraber yüzünde oluşan gülümsemesi uzun sürmedi, karşımda duran çocuğu gördüğünde ise uzun zamandır görmediğim o sinirli Bay Kim'e dönüşmüştü bile. Hadi ama, ona kadar gitmiş miydi dedikodular?

Cebinden telefonunu çıkarıp bir şeyler yazdığında bana göndereceğini bildiğimden telefonumu çıkarmış, ne yazacağına bakmıştım. Beş dakikaya benim odama gel.

Şu an onun odasına gidemezdim ama uzun zaman olmuştu, gitmek de istiyordum. Şu çocuk biraz bana yardımcı olsa ne olurdu ki? Tek yaptığı bir şeyler karalamaktı, ne çizdiğini de göremiyordum zaten. Gidemeyeceğimi yazacağım sırada yeniden mesaj geldi. Seni özledim.

Call By All Love||ChanbaekWhere stories live. Discover now