①③

59 21 59
                                    

harua coktan corbasini bitirmis, ikinci tabagina baslamisti. basta yudai'den cekinse de, sonucta ogretmeniydi, daha sonrasinda alisti. yudai ona birkac rahatlatici soz soylemisti, onun da etkisi vardi tabii.

"cok guzel olmus, ellerinize saglik ogretmenim!"

evet, ikinci tabagini da bitirmisti.

"afiyet olsun harua, umarim cabucak iyilesirsin."

"umarim ogretmenim, arkadaslarimi cok ozledim."

yudai onun bu hâline guldu ve bana dondu. oturusunu diklestirdi ve ayaga kalkti yavasca.

"ben artik gideyim fuma, size iyi aksaml-"

"heyy nereye gidiyorsun?"

ben de ayaklandim ve bileginden tutarak durdurdum onu. kolumdaki saate baktim, saat 11'i gecmisti. onu bu saatte yalniz birakamazdim.

"saat gec olmus, bu gece bizde kal istersen. degil mi harua?"

"evet baba, haklisin. lutfen bu gece burada kalin, sabah isterseniz gidersiniz."

yudai pek ikna olmamisa benziyordu. tam reddetmek icin agzini acacakti ki harua tekrar konustu.

"hem, iyilestigimi gormek istemez misiniz siz de?"

yudai guldu hafiften; bu, gece bizde kalacagini isaret ediyordu. ben de gulumsedim kocaman. telefonumun calmasiyla elime aldim.

"alarmmis. harua'nin ilac saati. bekle de getireyim mutfaktan oglum."

"tamam babacigim."

"ben de seninle geleyim fuma, su icmem lazim."

arkamdan geliyordu. mutfaga girdigimizde onun icin su koyarken durdurdu beni. sanki harua arkamizdaymis gibi arkasina bakti ve sessizce fisildadi.

"bir sey konusmak istiyordum, o yuzdendi bahanem."

surahiyi masanin ustune koydum ve bakislarimi yonelttim, ne diyecekti acaba?

"fuma?"

"efendim?"

"biz neden denemiyoruz su seyi?"

yuzume yayilan gulumsemeyle bir iki adim onumdeki sevdigim cocuga sarildim sikica. kikirtisini duyunca daha bir neselendim. ellerini belime doladi ve basini boyun girintime koydu. butun kokusunu icime cektim, sanki bir daha onu hic goremeyecekmis gibi.

"korkunu yenebildigine sevindim."

ondan ayrildigimda gulerken kirisan burnunu, kizaran yanaklarini ve icinde cesitli galaksilerin bulundugu gozlerini gormek butun hayatim boyunca gormek istedigim seye donusmustu.

"aslinda korkumu tam anlamiyla yenemedim. ama eger yardim edersen basarabiliriz, degil mi?"

elimi ensesine yerlestirip oksadim orayi. guven vermek istercesine gulumsedim, gozlerim dudaklarina kaydi. tekrar gozlerine baktim, parildiyorlardi.

"yaninda olacagima emin olabilirsin yudai."

"baba! ilaclarimi hizli getirebilir misin? hemen uyumak istiyorum."

ikimiz de kikirdadik. dolaptan ilaclari cikartip yudai'ye doldurdugum su bardagini da alip harua'nin odasina dogru yol aldim. yudai de pesimden geliyordu.

"harua'ya bir sey soyleyecek misin?"

arkamdan gelen kisik sesle birlikte oldugum yerde durup basimi iki yana salladim.

"sen hazir hissedene kadar hic kimseye hicbir sey soylemeyiz. hem daha sevgili degiliz, ben bir teklifte bulunmadim degil mi?"

"dogru. ama istersen teklif etmene gerek yok, ben boyle de rahatim."

"ask cesaret gerektirir yudai, birlikte basaracagiz bunu."

"pekâlâ, kabul."

nihayet harua'nin odasina geldigimizde onu yari uyuyor olarak bulduk. sanirim cok yorulmustu.

"nerede kaldiniz baba ya, fisir fisir konustunuz hic sesiniz de gelmedi bu tarafa."

"bir sey yok oglum, sen al bu ilaclari ic bakayim."

onune koydugum ilaclari icip ustune suyu icti ve yatagina gomuldu.

"size iyi geceler, ben uyuyorum."

yorganin altindan gelen boguk sese gulemeden edemedim. yudai'ye uzandi bakislarim, o da guluyordu.

"iyi geceler harua."

"iyi geceler oglum."

ikimiz de odadan cikip kapattik kapiyi. salona dogru gectik, televizyonu actik ve kanal aradik bir sure boyunca. ama bulamiyorduk.

"cok yoruldum, uykum geldi."

bacagimin ustune yatip ayaklarini kendine cekmesiyle elimdeki kumanda dustu. yudai umursamadi, hâlâ gozleri kapaliydi cunku.

"burada uyuma, odamda yat."

"ama burasi gayet rahat."

kikirdadim ve bir elimi saclarina indirdim. biraz oksadim, yumusaciklardi.

"ama harua sabah bizi boyle gorurse ne dusunur melegim, hm?"

hizlica basini kaldirdi ve koltukta dogruldu. birkac saniye bakismamizi sagladi ve sonra da yanagimdan optu. hizlica benim odam oldugunu dusundugum odaya girdi ve kapiyi kapatti.

bense anin saskinliginda kalmis, yudai sanki hâlâ dibimdeymis gibi ellerim havadaydi. beni opmustu, opmustu beni. yanaklarima narin dudaklari degdigi andan itibaren vucudumdan bir agirlik kalkmisti sanki. ask hafifletir dedikleri bu olsa gerek..

----

yudai'yi isirmamak icin zor tutanlar

noćnik

homophobic, kumaWhere stories live. Discover now