23

2.1K 122 84
                                    


Herkese yeni bir bölümle merhabalar, umarım beğenirsiniz.

Abucebari'nin bolca konuştuğu bir bölüm oldu. Ama yapacak hiçbir şey yok. Üç kişi bir araya geldik yine de susturamadık yani.

💞💞💞

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Hatırlatma:

Sesli bir şekilde gülüp benim yönlendirmeme ayak uydurdu. Hemen bir sandalye alıp banyoya geçtik. Sandalyeyi banyodaki aynanın önüne koyup dolaptan elime geçen tüm tıraş makinelerini aldım.

Babam sandalyeye oturduktan sonra makinenin uç kısımlarını ayarladı ve benim elime uzattı. Hemen çalıştırıp yüzüne doğru yaklaştırdım. Umarım yapabilirdim.

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

   Babamla kavga ederek kırtasiyeye gidiyorduk. Neymiş? Okulumu çok aksatmışmışım. Yani herkes, hayatında her hafta bir aile ile karışmıyor ya canım, bırakın da beynimi dinlendireyim, değil mi?

"Yokki."

"Ney, yokki Abucebari?"

"Beynin."

"Ha ha ha çok komik."

"Gerçekler ne zamandan beri komik olmaya başladı ki?"

"Offf, sen benim iç sesimsin."

"Eee."

"Beni övmen gerekirken, gömüyorsun ya hani."

"Yalakan mıyım kızım ben, arkan sıra gezip seni öveyim. Allah Allah."

"Of, tamam yeter. Çok konuştun yine, vır vır."

Abucebari'yi kovmaya çalıştığım sıra babam arabayı park ediyordu.
Aslında kırtasiyeye değil, AVM'ye gelmiştik. Galiba AVM içinde olan kırtasiyelerden alışveriş yapacaktık.

Araba durunca hemen kapıyı açtım ve aşağıya indim. Babam kolunu belime koymuş beni yönlendiriyordu.

Otoparktan çıkıp AVM'nin içine girmemizle hemen sağa sola bakındım. Ve babamın elinden tutup her gelişimde uğruyor olduğumuz, sadece jelibonların satıldığı o küçük dükkana doğru koşturmaya başladım.

"Asel, yavaş ol kızım, düşeceksin."

"Baba, bir sürü alacağız değil mi?"

"Sadece yeteri kadar."

"Yeteri kadarı ben belirleyeceğim değil mi?"

"Hayır."

Bir yandan hızlı bir şekilde yürürken bir yandan da sorularımı sıralamıştım.

Dükkanın önüne geldiğimizde görgüsüz gibi davranmamak için -sanki buraya kadar koşturan ben değilmişim gibi- hemen her jelibona saldırmak yerine adamın bana sormasını bekledim.

"Hangisinden alırdınız?"

"Heps-" kelimemi tamamlamadan önce babamın gözüne bakmıştım, bakmamla kelimemi yarıda bırakmam bir olmuştu. Ve benim yerime konuşmaya başladı.

"Biz biraz bundan, biraz şundan, biraz da ondan alalım."

Diyerek eliyle her zamanki aldığım ve en sevdiğim jelibonlardan üç çeşit göstermişti.

"Bu kadar yeterli mi efendim?" diyerek babama poşeti gösteren adama 'neyime yetsin o benim?' Demek istesem de mükemmel görgümden ödün vermeyerek hiç lafa girmedim.

Babamın "Evet, yeterli." diyerek onay vermesi ile poşeti elime alıp kırtasiye tarafına doğru ilerlemeye başladım.

"Sen hep benim kocalarıma para ödetiyorsun, farkında mısın?" diye tekrar lafa atıldı Abucebari.

GERÇEK Mİ AİLEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin