ASİ BERDELİM

♧Jessica Lewis♧

Her kese good morning youngs.
Ben JESSİCA LEWİS. I am19 years old.
Amerikada yaşıyorum, ailemle birlikte. Anam, babam, abim, ben ve küçük kız kardeşim. Anam 38, babam 41, abim 22, ben 19, kız kardeşim ise 16 yaşında.

Anam Lara LEWİS, babam Albert LEWİS, abim John LEWİS, kız karşim ise Lily LEWİS. Evet, güzel bir familyiz ve güzelde giduyorduk, takii abim eşeklik yapana kadar.....

Bir sabah okuldaydım ve ingilizce dersindeydim. Ders dinlemek isteyen sıra arkadaşıma ders dışında, her şey hakkında konuşuyordum. Kız benden gına geldi. Elini kaldırdı ve "Öğretmenim şu kıza bir şüy söylermisiniz? Kafam şişti ve sizi dinleyemiyorum!" (Böyle yazınca ingilizce söyledi demek oluyor.)

Tabiki siz diyeceksiniz ki sen türkçeni nereden biliyorsun. Babam sağ olsun. 3 yaşında komşunun köpeğini traş etmiştim, köpeğin kafası tüysüzdü. Bedeni ise tüylü. Babamda ceza olarak bize türkçe öğrenelim diye hoca tutmuştu. Bir bana göre tüm aile türkçe öğrenmiştik. Tabi bir az eksiğimiz var.

Neyse. Kıza bakıp:
"Aşk olsun! Bak ama böyle olmaz ki ben sana faydalı bilgiler veriyorum, senin benim değerimi bilmiyorsun."
Hoca bana bakarak "Jessica, eğer Diana bidaha senden şikayet ederse, babanı okula çağırır, ettiğin tüm her şeyi babana anlatırım."
"Tamam, hocacığım. Merak etmeyin. Siz yeterki babamı çağırmayın."

Dedim ve sustum. Yani aslında fazla bir şey yapmamıştım. Mesala, dışarda yağmur yağarken, arkadaşıma çamur atmak istemiştim, oda çekildiği için göbekli kimya hocamızın kel kafasına denk gelmişdi. Kimya hocamızda gözlüklü olduğu için, gözlüğünü çıkarınca sadece gözleri görününce gülmekten karnımız ağrımıştı.

Daha sonra, kantinde çikolatanı 1 lira pahalandırdıkları için, masanın üzerine çıkıp "hadi üsyan çıkaralım! Her şey daha ucuz olsun! 1 liramız cebimizde kalsın" diye tüm okula isyan ettirmiştim. Ve dahası.

Ben düşünürken zil çaldı ve hoca çıktı. Bizim şimdi bir grubumuz var, tamammı. Bende hemen kantine koştum ve grubumuzu hep olduğumuz yerde görünce sırıttım ve gittim.
"Ne yapıyorsunuz gençler?"

Bunu duyan Luna "Ah, hadi ama Jess! Yine mi türkçe!"
Leo ona katılarak "Türkçe bilmediğimizi biliyorsun Jessica!"
Vee yine her zamanki gibi karşı sınıfın Sara'sını kesen bir adet
Lucas. Yanına gittim ve omzuna vurdum "Selam Lucas! Ah, hadi ama! Yinemi Sara! Ne buluyorsun o kızda. Hem o kızın sevgilisi var! Biliyormuydun?"
Lucas söylediğimle beraber bana döndü. "Ciddimisin Jessica?"
"Hiç olmadığım kadar Lucas. Yani onu hala sevecek kadar gurursuz değilsin. Değilmi?"
"Tabiki kanka! Hem ben Lexi'den hoşlanıyordum!"

Ne! Şaka yapıyor değilmi! Bu çocuk çorap değiştirir gibi sürekli kız değiştiriyor. "Şakamı yapıyorsun dostum!" Diyen Leoya Lucas "hiçde bile" diye cevap verdi.
Bende Lunaya "Luna, tatlım. Bunlardan bize hayır gelmez. Akşam bara gidelimmi?"
Bunu duyunca Lunanın gözleri parladı. "Olur, Jess. Benimde ihtiyacım vardı zaten!"

Bizi dinleyen erkeklerden olan Lucas: "Biz neyiz burda? Bostan korkuluğumu? "
Luna "Pardonda Lucascım, senin Saranı, Lexini izlemekten başka yapacak bir şeyin olmadığı için, eh işte, öykede diye biliriz."
"Peki ben? Bende mi öyleyim?" Diyen ve yavru köpek bakışları atan Leoya baktım ve kahkaha attım. "Yani, Leocum. Sende sütten çıkmış ak kaşık değilsin. Ama, ama Lucas kadar da çapkın değilsin."

"Sağol, Jessica aşkım" dedi ve bana öpücük gönderdi. Tabiki şaka amaçlı.

1-2 saat sonra:
Sonunda dersler bitmişti ve ben eve varmıştım. Kapıyı anahtarla açtım ve "Good afternoon my fami-" diyecektimki ağlayan annemi görene kadar.

"Anne! Noldu! Niye ağlıyorsun?"
Annem hıçkıra hıçkıra konuşmaya başladı.
"K-kızım, ab-abin tü-türkiyeden kız kaç-kaçırmış. Hemde Mardinden...." dedi ve ağlamaya devam etti.

Mardin demek, Türkiye demek, Türkiye demek, baklava demek, baklava demek, tatlı demek aman ne diyorum ben. Bir dakika, duyduğuma göre, Mardinde daha çok ağalar yaşıyor, ağalarında kızlarını kaçırılırsa, ya her ikisi öldürülüyor, ya da kardeşleri ve abileri evleniyor. Ne diyorlardı ona ya? Heh, berdel. Aman anne boş ver. Allah mesut etsi-

Bir dakika! Şimdi benim ağabeyimimi öldürecekler! Aman Yarabbi! Bismillahirahmanirahim. Ya Resul Allah. Elhamduillah müslümanız arkadaşlar. Haşa hırıstiyan değiliz. Yani, bir birlerini sevmişler ve kaçırmışlar. Ne diye öldürüyorsunuz? Ne saçma bir şey bu!

Ben düşünürken babam lavabodan çıktı. Beni görünce:
"Kızııım! Tebrik ederim!"
"Ne için babacığım?"
"Evleniyorsun!"
"Ne! Niye! Kiminle! Ne zaman! Nerde! Saat kaçta! Niye benim haberim yok!" Diye bağırdım.

"Dur bir nefes al! Abin yüzünden! Tamammı?"
"What do you mean I will marry?"
"Türkçe konuş Jessica!"
"Ne demek evlenicem! Baba, buna hakkımız yok!"
"Git onu çok sevdiğin abine söyle kızım!"
"ABİİİ! Hayatımı mahv ettin. Seni bir daha affetmeyecem. Baba abim için beni evlemdiremezsin!"
"Napalım kızım? Abini öldürsünlermi, onumu istiyorsun?"

"Ayyğğğ, hııııığ, oğlum, oğlum hıııığğğğ. Ne bela açtın başımıza! Ayh bu günleridemi görecektim Yarabbi! Kızım elden gidiyehh" diyerek dizine dizine vurarak ağlayan anneme baktım.

"Anneğğ, benide ağlatın. Hıığğğ Allahım Yarabbim. Ben gidiyorum! Iğğğğğğ. İstemiyorum yaa! Evlenmek istemiyimm!"
"Lan, benide ağlattınız ıhı,ıhı,ıhı."
"Baba o ne biçim ağlama şekliiiğğ hıığ!"
"Bilmiyim kızım! Abin bizde kafamı bıraktı hı?"

O sırada kapı açıldı ve içeri Lily girdi. "Noluyo? Niye her kes cenazedeymiş gibi yere çömelerek ağlıyor?"
"Lily, abimiz Mardinden kız kaçırmış. Evleniyoom ablaam. Gidiyim. Bir daha seninle alış verişe çıkacak bir ablan olmayacak gulüm!"
"Neeeeğ! Nasıl olur bu ağağğağağa. Abi Allah seni kahretsin!"
"Sus kız! Beddua etme abineeğ."
"Ama anneeeeğ!!"
"Tamam be! Kendinize gelin! Yeter bu kadar ağlaşma."

"Cidden yeter! Gözyaşım kalmadı. Kınamda ağlayamayacam."
"E abla sen dünden razıymışsın evlenmeye!?"
"Salak kardeşim e-abla diye bir şey yoktur. E-okul vardır, e-posta vardırda e-abla yoktur."
"Pff abla yaa! Ben odama gidiyorum. Bay bay!"

O sırada kapı çaldı ve kapını açmaya gittim. Kapını açınca şok geçirdim:
"ABİİ!"

İLK BÖLÜM NASIL DOSTLAR? BİRAZ EĞLENCE KATMAYA ÇALIŞTIM. ARTIK NE KADAR BECERE BİLDİYSEM. İNŞALLAH SEVERSİZ DOSTLAR. İYİ OKUMALAR❤💜🖤