♧Şok♧

249 7 1
                                    

Evet, şu anda siyahi bir erkekle bakışıyorduk. Koca Mardin ağası ve siyahilikmi?
Galiba bu çocuk evlatlık.... Öğrenmesi gereken şeyler var.
Kaynanam güle güle yanımıza geldi ve oğluda arkasından geldi.
"Evet, bu bizim oğlumuz, kızımızında nişanlısı Kaan Karabey. Tanışın bakalım" dedi. Ben hala şoktan çıkmamıştım, ağzı açık şekilde bir çocuğa, bir de ailesine bakıyordum. Bunun evlatlık olduğunu şimdiye kadar nasıl anlamaışlardı?
"Merhaba, ben Kaan. Kaan KARA." dedi ve elini uzattı. Bende sonunda, annemin beni dürtmesiyle şoktan çıktım ve bime girdim. Neyse ben de ayağa kalktım ve tuttuğu elini sıktım.
"Bende Jessica. Jessica Lewis." dedim. Kısaca tanıştıktan sonra hiç yüzüme bakmıyordu. Sanırım oda benden nefret ediyodu.
Peki şimdi nolucaktı iki bir birinden nefret eden insan nasıl aile olucaktı? Nasıl aynı evde yaşayacaktı? Şu anda karşımda oturan ve yemek yiyen, siyahi ve evlatlık olan çocuk, namı değer Kaan Kara arada bir nefretle ve öfkeyle bana bakıyor, sonra yine yemeğine dönüyordu. Eee, madem oyun kuralları böyle, biz de kuralına göre oynarız.

Evet, yemeğimizi bitirdik, sofranı topladık ve şimdide salonda oturup, Kaanla bir birimize ölümcül bakışlar atıyorduk. Aileler bunu farketmiş olucak ki, adını dahi bilmediğim kaynanam söze girdi.
"Gelinim, hadi git bize kahve yap" dedi. "Tabi," dedim ve mutfağa gittim. Kahveleri yaparken "keşke arkadaşlarımda burda olsaydı" diye düşündüm, düşündüğüm sırada tanıdık bir ses geldi "Jess?"
Bu....... Bu sesin sahibi, Luna!
Hemen arkamı döndüğüm sırada Lucas, Leo ve Lunanı gördüm. Yeni bir şok loading......
"Sizin burda ne işininiz var, ve nerden çıktınız?"
"Bir tanecik arkadaşımızı burda yalnız bırakacak değiliz değil mi?"
Diye Leo konuştu.
"Jess, aşkım, her halde en çok beni özledin değil mi?"
Vee, evet klassik Lucas kendini belli etdi.
"Git be, ben varken siz kimsiniz? Beni özledin değilmi Jess?" diye Leo Lucasa çemkirdi.
"Hepiniz susun! Kız kızı özler, o zamanda özlenmiş ben oluyorum!"
Bu zamana kadar konuşmayan Luna konuştu.

"Pardonda arı kovanı, senin özlenecek neyin var?" Leo büyük bir ciddiyyetle sorarken Lucas anırıyordu.
"Hıh, bana bak yol asfaltı......" Luna devam edecekken, sözünü kestim, artık şoktan çıkmıştım:
"Eh, yeter be! Bıktım, ben burda kahve yapıyorum, birazdan nişanlanacam, siz ise nişanımda kavga ediyorsunuz!"
Hepsi bana birden yavru köpek bakışı atıp, kafalarını eğip, yan yana dizilince ne olucağını anladım.
"Ama......" üçü birden konuşacaktı. Fakat ben buna izin vermedim.
"Aması falan yok! Ya konuşmayın, ya da sessiz olun!"

Daha sonra hepsi sessizce oturdular ve fısıltı ile konuşmaya başladılar. Resmen dışlanıyordum.....

Kahveleri her kese dağıttıktan sonra, Kaanın kahvesi sona kalmıştı. Ona verirken gözlerine baktım, siyahi yüzü olmasına rağmen, güzel yeşil gözleri, siyah saçları ile çok güzel görünüyordu.

Kaan kahvesini bir yudumda içip bitirdikten sonra, benim salak arkadaşlarım adama hayretle bakıyordu. Luna birden bağırınca her kes ona baktı.
"Nasıl yüzünde bir mimik oynamaz yaaa!"
Ben yine bir şoka girdim. Aileler de anlamaz şekilde bir birlerine bakıyorlardı. Lucas konuştu:
"Kahvenin içine hiç bir şey katmadınmı arı kovanı!"
"Saçmalama Lucas! Tuz paketinin yarısını içine boşalttım, tuzlada kalmayıp, kara biber, kırmızı pul biber, tarçın, zeytin yağı, acı sos, ve acılı ketçap koymuştum."

Ben şoktan çıktım ve konuştum:
"Bunları hangi ara yaptın kızım!"
Aileler bir şey anlamazken, biz hala konuşuyorduk. O sırada beklenmedik bir şey oldu ve Kaan konuştu.
"Sohbetinizi bölmek istemem ama, ben bundan daha acı şeyler gördüm ve yaşadım. Böyle şeyler bana işlemez." dedi. Ben tekrar ve tekrar şoka girerken, hem Kaanın söyledikleriyle ve ingilizce bilmesiyle daha da şaşırıyordum. Acaba daha kaç bilmediğim özelliği var........

Artık eve dönmüştük. Çocuklara bizde kalmalarını teklif ettim ama otellerinin hazır olduğunu söylediler ve gittiler. Bende vakit kaybetmeden hemen odama gittim ve yatağıma uzandım. Telefona bakarken bilinmeyen numaradan mesaj geldi:

464.....
Yarın hazır ol, alışverişe çıkacağız.

Ben:
Kaanmısın?

464.....
Evet

Ben:
Benden hiç hoşlanmadınmı? Bana çok kötü ve özellikle nefretle bakıyordun.

464......
Bana bak bozuntu! Sen benim için sadece aptal kardeşimin yüzünden hayatıma giren ve hayatımı boka çeviren kız çocuğusun!

464.......
Sana ümit de vermiyecem! O yüzden kafanda saçma sapan senaryolar kurmayı kes ve beni sinirlendirme!

Hiç bir şey demeden whatsapp tan çıktım ve telefonu kapattım. Bu söyledikleri çok ağırdı, ve ben bunları duymayı haketmemiştim.
Sanki ben dedim evlenelim diye.
Bu olanlar benim suçum değil! O yüzden beni suçlayamaz! Artık külahları değişme zamanı geldi
KAAN KARA!

ASİ BERDELİMWhere stories live. Discover now