*5* medya elif.

63 34 2
                                    

Güneş yüzümü ısıtınca uyandım ve güneşi selamladım. Bugün garip bir şekilde çok mutluydum. Bir an Ege'min sesini duymak istedim ve bunu fark edince numarasını da almadığımı fark ettim. Bugün pazar olduğu için buz yoktu. Ve ben bir pazar günü için çok erken kahvaltı ediyordum. Annem bu durumu fark edip,

"Hayırdır? Sabah sabah nereye gideceksin?" Dedi.

"Mervelerle çarşıya gideceğiz." Diye durumu izah ettim. Mervelerin yanına gideceğim doğruydu fakat çarşıya gideceğimiz beyaz bir yalan olabilirdi. Ben hızla kahvaltı ederken kardeşim de geldi.

"Günaydın abla." Dedi uyku mahrumu.
Kardeşimle aram iyidir aslında. Annem onu daha çok sever diye hiç böbürlenmemiştir bugüne bugün.

"Günaydın ablacım." Dedim bende. O da kahvaltı etmeye gelince şaşırdım çünkü gerçekten henüz çok erkendi.

"Hayırdır kardeşim? Sende mi biryere gidiyorsun?" Diye sordum.

"Evet abla. O gün yanındaki Ege abi beni maç izlemeye çağırdı." Ağzıma götürdüğüm çatal yarı yolda durmuş ağzım açık kalmıştı.

"N-nasıl? Hem daha saat 7:30. Maç falan da yoktur şimdi." Dedim hemen.

"Abi dediki sen 8'de bize gel biz senle erkek erkeğe dolaşalım akşama da maç izleriz dedi"

"Nasıl konuştunuz siz peki?"

"Numarasını verdi bana." deyince zaten açık olan ağzım daha da açıldı.

"Ne o? Kızardın abla! ahahaha" hemen somurtup kahvaltıdan kalktım. Hazırlanıp önce parka gitmek için yola koyuldum. Parka geldiğimde orda arkadaşlarıyla sigara içiyordu. Çok fazlaydılar. Yanına gittiğimi görünce hemen kalkıp yanıma geldi. O gelene kadar ben onun yanına varmıştım zaten.

"Akuamarinim bişey mi oldu? Gel arkada konuşalım." Dedi bana. Arkadan bir arkadaşı konuştu,

"Oğlum bu kadar kıskançlık etme belki biz de yengemizle konuşmak istiyoruz ha?" Dedi. Bana yengemiz demişti ve bu çok hoşuma gitmişti. Ege çocuğa pis pis bakıp bana döndü.

"Gel bitanem biz arkada konuşalım." Bana güzelim dedi... O kadar yakışmıştı ki bu kelime onun ağzına. Çocuklara gülümsedim ve Ege'ye başımı sallayıp arka tarafa geçtim. O da arkadaşlarıyla konuşurken nasihat verir gibi duruyordu.

"Gerçekten inanamıyorum! Senin numaran bende yok fakat kardesimde var!" Diye çemkirdim.

"Sakin ol akuamarinim. Ne bu şiddet bu celal?" Diyerek alay etti benimle. O bana gülerken ben hala ona suçlayan bakışlarla bakıyordum.

"Kardeşinin arkadaşı bizimkilerden birinin kardeşiymiş. Onlardan aldım." diye açıkladı.

"Anladım. Akşam kaç gibi bırakırsın kardeşimi eve?" Diye sordum.

"Bilmem. Birazdan gelecek çarşıya inip birşeyler yapacağız. Maç bitince biraz dolaşır bırakırız. Sen nereye-" diye devam ediyordu ki çocuklardan biri lafını böldü.

"SANA NE LAN BENİM KIZ ARKADAŞIMDAN!" diye bağırdı bitanesi.

"Hemen geliyorum akuamarinim bekle burda!" Dedi Ege. Hemen çocukların olduğu tarafa koşarken bende arkasından gittim. Herkes onları ayırmaya çalışırken birinin silah çıkarmasıyla olaya ben müdahale ettim.

"NOLUYO YA!? HEMEN ŞİMDİ AYRILMAZSANIZ BURDAN GİDERİM VE BİR DAHA EGE'NİN YANINA GELMEM!" Diye bağırdım. Ve -galiba Ege onların direktörü olduğundan- hepsi durdu.
Ve beni çok şaşırtan ise hepsinin bir anda sıraya girmesiydi. Ama şaşkınlığımı belli etmeyip kabalık taslamaya devam ettim.

MOONLİGHTWhere stories live. Discover now