Zarf

1K 55 4
                                    

Multi:Beyda&Güney Temsili
-Beyda-
"Bak biz 1-2 saate geliriz. Sende kendine hakim ol." dedi Narin anaç bir tavırla. Sanırım Regly olmuştu. O dönemlerde böyle davranmayı severdi. Yada iç güdüseldi. Aslında umdurumda değil.
"Lan bana bak bayılıp kalma kırarım kafanı."
"Aaaa Şeyma! Yuh yani!"
"Yahu bir gidemedik! Yürüyün be!" ve Rum kızları sürükleyerek evin kapısından uzaklaştırır. Alkış 'Rondom Queen!'

Dış kapıyı kapattık'dan sonra bir kez daha gerinerek salona doğru yürümeye başladım. Kızlar iftar için yemeklik almaya gitmişti. Fakat ben onlara katılmak istememiştim çünkü,oruçlu oruçlu oraya gidersem düşüp bayılırdım. Zaten zayıf bir bünyem vardı, yani kısacası imanım gevrerdi arkadaşlar.
Kızların hepsi gittiğinden evde bir ben kalmıştım. Yalnız kalınca sapıtan tiplerdendim bende. Yanımda birleri varken sessiz sakin kızı oynardım ama yalnız kalmışsam benim kayışlar kopar kendi kendime konuşurdum.
"Çünkü malsın kanka"
Araya giren iç sesim ile gözlerimi devirdim. Bir de bu iç ses olayı vardı. Geçen kızlarla bunun konusu açıldığında kızlara korktuğumu söylemiştim. Onlar ise suratıma bir kaç saniye baktıktan sonra anıra anıra gülmüşlerdi. Meğerse bu normal bir şeymiş. Onlarda da varmış. Hatta Narin biraz ileri gidip iç sesine isim takmış. Söylüyorum bakın hazır mısınız? 'Aptülrezzak'
Evet vallahi yanlış okumadınız. Kız gitmiş iç sesine erkek ismi koymuş. Hadi erkek ismi koyuyorsun 'Aptülrezzak' nedir? Bir "Meriç" ne bileyim bir "Egehan" varken yani? Dimi ama?
"Benim ismim bile yok kafir."
Doğru sana isim bulamadım daha ama buluruz ya. Şeyma iç ses konusunda kendisinin striptizci bir iç sese sahip olduğunu söylemişti. Böyle emmeli gömmeli konuşuyormuş falan. Merve ise iç sesinin kendisi gibi olduğunu söylemişti. Hatta Narin'den feyz aldı o da isim taktı. 'Davulcu Vedat'. Merve'den sonra Şeyma da şevke gelmiş iç sesine 'Şarapçı Hüseyin'. Adını takmıştı. Yani bir tek benim iç sesim isimsiz kalmıştı.
"Yetim miyim kız ben? Doğru söyle bak evlatlık mı aldın beni?"
Bak bak laflara bak nasıl duygu sömürüsü yapıyor? Bana bak Merve'yi mi örnek alıyorsun sen? "Aaa haşa abla olur mu?"
Adam ol. Kendi kendime sırıtıp üçlü koltuğa bodoslama daldım. Ama fazla hızlı daldım galiba çünkü beynim zonkluyor.
"Götünü vurdun gerizekalı."
Ama beynim zonkluyor?
"Senin beynin götünde mi bacım?"
Ya bende bilmiyorum ki? Bu ara beynim yer değiştiriyor sürekli.
"O Güney dingili senin ayarlara sıçtı."
Ya demesene çoçuğa öyle.
"Ne çocuğu mal! Katır gibi herif lan o!"
Yani sen de haklısın bir yerde Şükrettin.
"Şükrettin kim aq?"
Sana isim buldum işte?
"Ben kızım ileri zeka."
Haaa. Sütliye olsun mu? Ben sütü çok severim. Hem Sütlü Nuriye'ye benzedi. Tatlıyı da çok severim hem?
"Azına sıçam Beyda ben gidiyorum."
Küfür etme! Ramazandayız ya!
"Bok ye!"
Terbiyesiz! Sen nasıl benim iç sesimsin acaba?! Ben bu kadar küfür etmem!
"Elimlen konuş." ve bana poposunu döndü! Oha!
İç sesimden trip yemediğim kalmıştı şimdi o da oldu.

Derin bir 'of' çektim ve bu sefer uzandığım koltukta ters döndüm. Ayaklarım yukarıda başım aşşağıda pozisyonunda duruyordum şuan. Diyorum size yalnız kalmak bana yaramıyor yani. Beynim iyice sıvımsı bir hal alıp kulaklarımdan akmak üzereyken zilin çalmasıyla yerimden sıçradım. Tabii bu benim pozisyonumda biraz ters tepmişti ve kafamın üstüne düşmüştüm. "Ah!" diye yaygara kopardığımda zil tekrar ısrar ile ve kulağımın ırzına geçmek istercesine çaldığında sinirle düştüğüm yerden kalktım.
"Sıçtı cafer bez getirin."
Sen sus Sütliye! Sus sen Sütliye! Sütliye sen sus!

(MabelMatiz-Gel)

Artık o enerji patlaması nereden geldi bilemiyorum kapıyı öyle bir hızla açtım ki sormayın. Tabii ki bu hız ve enerji patlaması açtıktan saniyeler sonra sönmüştü karşımda ki kişiyi görmemle.
"Gü-güney?" neden kekelediğimi soracaksınız dimi? Sebebi Güneyin her tarafının kan içinde olmasıydı. Ağır bir şekilde dayak yemişti belli.
"Beyda..." inler gibi konuşması ile kendimi silkeledim. Tam üzerime yığılmak üzereyken onu yakaladım ve salona doğru taşımaya başladım. Ay ne kadar ağırdı!
"Eşşek ölüsü gibi gavurun tohumu."
Aaa doğru konuşsana sen Sütliye! Güney'i yavaşça üçlü koltuğa bıraktıktak sonra telaşla ellerimi saçıma daldırdım,
"Ay! Ne yaptın gerizekalı! Ya her tarafın kan içinde! Güney ne oldu?!" salak salak bir oraya bir buraya dönüyordum. Elim ayağamı dolanmıştı deyim yerindeyse.
"Beyda." dedi tekrar inlercesine,
"Hı? Ne oldu? Canın mı acıdı?"
"Beyda. Sakin ol," dedi ve ağır bir şekilde yutkundu.
"Şu haliyle bile taş gibi itin torunu." iç sesime içime yavaştan yavaştan söverken Güney tekrar konuşarak dikkatimi onda topladı.
"Su getirir misin?" onun ricası üzerine hızla mutfağa gittim ve titreyen ellerimle su doldurmaya çalıştım. İlkinde beceremedim. İkincisinde de beceremedim. "Sakin ol gerizekalı. Derin nefes al ve sakinleş." Sütliye'nin dediğine uydum ve bir kez daha su doldurmaya başladım. Bu sefer başarılı olmuştum. Suyu kaptığım gibi salona Güney'in yanına geri döndüm. İçmesine yardımcı olduktan sonra bardağı sehpaya geri bıraktım.
"Ya sen oruç değil miydin?" dediğimde iki kaşınıda inanmayan bir şekilde kaldırdı ve yüzünü bana çevirdi.
"Beyda yavrum sen bu kadar asalak olmayı nasıl beceriyorsun? Lan çocuk kan içinde orucu mu kaldı?" İç sesimin haklı çıkmasıyla yüzümü buruşturdum.
"Sormadım farz et." dedim ve gözlerim tekrar vücuduna takıldı. Her yeri yara bere olmuştu. Acele ile telefonumu çıkardım ve Narin'i aramaya koyuldum. İkinci çalışında hemen açtı.
"Efendim Sarı?"
"Narin her yeri kan olan biri şuan yanında olsaydı, ne yapardın?" Güney tüm dikkatini bana vermiş beni izliyordu.
"Önce kanı temizlerdim,sonra pansuman yapardım." sesinde endişe vardı. Teleşlanmıştı.
"Ha banyo etsin yani?"
"Hayır! Ne banyosu salak?! Banyo olmaz eline temiz bir bez al onu iyice ıslat ve o şekilde kanı temizle daha sonra pansuman yap."
"Hee tamam Sultanım. Çok sağ ol. Öptüm." dedim ve daha bir şey demesine izin vermeden telefonu suratına kapattım.
"Şey sen bekle geliyorum ben." dedim ve hızla yerimden kalkarak üst kata banyoya koştum. Narin'in dediği gibi temiz bir havlu çıkardım ve pansuman için gerekli malzemeleri aldıktan sonra aşşagı indim. Elimdeki malzemeleri sehpa'nın üzerine bırakıp mutfağa gittim ve bir kaba su doldurup tekrar salona döndüm.

Narin(Dinçer Kardeşler -1-)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin