MAVERA | 23

35.4K 2.4K 1.9K
                                    

Bu kitapta geçen isimler, yerler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Kitap tamamen kurgudan ibaretdir. Tüm hakları tarafımdan korunuyor. Kitapta, diğer kitaplardan alıntı,çalıntı yoktur!

Kitapta geçen örgüt, tim, üs isimleri tamamen benim uydurmamdır. Yaşanan olayların gerçeklik ile alakası yoktur. Hikayenin geçtiği ve geçeceği yerler hayal dünyama ve gerçek dünyaya uygun lanse edilecek, buna dikkat edin. Eğer her hangi bir örgüt veya Üs isimleri ile burada gördüğünüz isimler aynı olursa, bu tamamen tesadüftür

Bölüme başlamadan önce yıldıza basar mısınız? Ve rica ediyorum,satır arası yorumlarda fikirlerinizi belirtin. Sizinle sohbet etmek çok güzel çünkü...


OY SINIRI: 1400
YORUM SINIRI: 1000 (sırf yorum sınırı geçsin diye tek harf ve rakam atan kişileri engelleyeceğim)

Başka kitaplardan bahsetmeyin!

23.MAVERA | HER ŞEYE RAĞMEN

💂🦋


İçimde bir yerlerde ağlayan küçük kız çocuğu var. Ateşler içerisinde kalan, canlı canlı yakılan, ölmek için yalvaran küçük kız çocuğu var. O çocuk masumdu, en azından yıllarca öyle olması için savaştım. Kalbimde ve gözlerimde kin olsa bile, o çocuğa bunu asla bulaştırmadım. Küçük İzem asla Leyla gibi birisi olmadı.

Dertler vardır şehirlere sığmaz; öyle bir şeydi benim insanlara olan bu nefretim. Dünya bana öyle bir dert verdi ki, gerçek bir Leyla oldum. Delirdim. Aklımı kaybettim. İşlenen tüm suçları gördüm ve nefret ettim insanlara. Kaçtım; kaçmaya çalıştım. Aldım başımı geldim cehennemime. Ben ilk kez bu cehennemde nefes aldım. Ben ilk kez hayatı ve yaşamayı sevdim. Ben ilk kez, avuç içimdeki o izi sevdim.

Bana acılarımı sevdiren adam beni sevemedi mi yani?

Onu arkamda bırakıp eve gittiğimde kendimi odaya kapattım. Saatlerce çıkmadım oradan; sustum ve konuşmadım. Aklım öyle karışıktı ki hiçbir şeyi anlayamıyordum. Karam'ın bana aşkla bakıp ama bunu asla itiraf etmemesini anlayamıyordum.

Altında bir nedeni vardı, evet ve ben bunu anlıyordum. İşin ucu babama dokunuyordu, bunu da biliyordum fakat o hiçbir şey bilmiyordu. Ne olursa olsun onu bırakmayacağımı, sonu ölüm bile olsa onunla savaşacağımı bilmiyordu.

Belki de bunu biliyordu ve bunun için susuyordu. Bu savaşın sonu ölümdü, ölmeni istemiyordu.

Saatlerce çıkmadım odadan, taki Alin'in gelmesi ve karargaha gitmemiz gerektiğini söylemesine kadar.

Ani bir karar vererek İvan'ın sorgusunun nasıl gittiğine bakmamı istemişlerdi. Şu an bizim de sorguda olduğumuzu düşündükleri için bazı mâlumatları öğrenmeli ve açık vermemeliydik. Bununla yanaşı bildiklerimi de anlatmam lazımdı.

Bu yüzden de üzerimi değiştirip hiçbir şeyi sorgulamadan direkt arabaya binmiştim. Evden ve yatağımdan her ne kadar uzaklaşmak istemesem de bunu yapmam gerekiyordu.

Geldiğimiz ve karargah denilen yer çok değişikti. Yerin üç kat altında bir dünya kurulmuştu resmen. Türkiye'de olan teşkilatın gizli karargahından farklıydı. İnsanlar buradan çıkamıyorlardı, hatta bazıları ölüydü; babam gibi.

"Garip," diye mırıldandım. Yanında yüreyen Karam benim aksime etrafa garip bakışlarla bakmıyordu. "Bunlar şimdi ölü mü?"

Başını salladı sadece. Saatlerdir o da tek kelime etmemişti. Hissiz birisi gibi öylece bakıyordu, tepki vermiyordu hiçbir şeye.

AŞK-I MAVERAWhere stories live. Discover now