🔥15 bölüm🔥(yeni)

31 9 26
                                    

Tekrardan merhaba. Herkese iyi okumalar 💞💘🌹✨🔥

Berk'in bir süredir eve gelmemesi, aileyi derinden tedirgin etmişti. Evin ortamında bir gerginlik hakimdi. Babası, konuyu umursamaz bir tavırla karşılarken, Berk'in annesi oğlunun durumu için endişeliydi. Gözleri sürekli kapıya dönük, gelişmeleri bekliyordu.




Aliço ise Berk'in evi terk ettiği gece, hemen kolları sıvayıp Feraye'nin yaşadığı eve doğru yol aldı. Gece karanlığında, sessizce ve gölgede kaybolmuş gibi, adeta profesyonel bir hırsızın yetenekleriyle donanmış bir şekilde ilerliyordu. Sokak lambalarının titrek ışığında, Aliço'nun gözleri kararlılıkla parlıyordu.




Feraye'nin evine yaklaştığında, tek katlı yapıya dikkatlice göz gezdirdi. Evin etrafındaki bahçeye göz attı ve karanlıkta tam anlamıyla kaybolmuş gibi görünen Aliço, duvarın dibinden sessizce bahçeye atladı. Toprak altında hafifçe çıtırdayan kurumuş yapraklar, Aliço'nun adımını adeta bir gizem perdesiyle örtüyordu.



Aliço, gölgeler arasında yürüyerek evin pencerelerini kontrol etti. Hırsız gibi, pencerelerin arasından içeri bakarak, Feraye'nin odasına nasıl girebileceğini planlıyordu. Ay ışığında parlayan bir cam, dikkatini çekti. Daha önce hiç görmediği bir mekanizma gibi, bu hırsızlık misyonu, Aliço'yu gizemli bir dünyaya taşıyordu.



Gözleri her ayrıntıyı titizlikle süzüyordu; Aliço, Feraye'nin evinin bahçesine sinsi bir şekilde gizlice nüfuz ederken, gelişmelerin onu nasıl bir yolculuğa sürükleyeceğini bilmeden önce, bu anın tadını çıkarıyordu.




Gece, sessizliğiyle etrafı saran karanlıkla birleşirken, Aliço pencereden içeri gizlice göz attığında, konuk odasında beklenmeyen bir manzara onu karşıladı. Odada, nazik bir atmosferin hüküm sürdüğü, bir kadın ve bir genç kız bulunuyordu. Aliço, bu anı sessizce gözlemleyerek hemen arka taraftaki gölgeye geçti.




Yavaşça ve adım adım yaklaşarak odanın içine bakan Aliço, karşısında aynanın karşısında oturan Feraye'yi gördü. Püsküllü bir tarakla saçlarını tarayan Feraye, adeta bir ressamın elindeki fırça gibi her dokunuşunda zarif bir tabloya dönüşüyordu. Işıltılı ışıklar, Feraye'nin saçlarından seyrek seyrek yansıyarak odanın içine bir masalsı atmosfer katıyordu.



Feraye, saçlarını taradıktan sonra cep telefonunu eline alıp yatağına uzandı. Aliço, bu anı büyülenmiş bir şekilde izliyor, oda içindeki atmosferi kendi düşünceleriyle dolduruyordu. Ancak, neden burada olduğunu ve asıl amacını unutmuşçasına gözleri uzun uzun Feraye'ye odaklanmıştı.




Zihninden uzaklaşarak, Aliço'nun dikkati bir anlığına dağınıklaştı. Kendisine gelerek, pencereden içeri bir taş atarak sessizce ve profosyonelce saklandı. Feraye, pencereye yaklaşıp "N'oluyo ya?" diye mırıldanarak dışarı bakmaya başladı. Göremediği bir şey olduğunu düşünerek pencereyi kapatmak üzereyken, bir el aniden ağzını kapattı.




Aliço, hızlı bir şekilde içeri atlayarak ortaya çıktı. Feraye'nin gözleri genişledi, şaşkınlık içinde kıpırdayamadan durdu. İki farklı dünyanın beklenmedik kesişimi, odanın içinde bir an için donmuş bir tablo oluşturmuştu.




Oda, aniden ağırlaşan bir sessizlikle dolup taşmıştı. Feraye'nin yüreği hızla çarpıyor, o anın gerçek olmadığını umut ediyordu. Ancak Aliço'nun soğuk ifadesi ve elindeki bıçak, gerçekliği acı bir gerçeklikle taçlandırıyordu.




Aliço düşük bir ses tonuyla " Şşş, bağırmak yok, güzellik. Yoksa bu güzelliğe yazık olur." diyerek Feraye'nin boynuna birer bıçak dayadı.




Feraye'nin gözleri büyükmüş gibi açılmış, donuk bir ifadeyle Aliço'ya bakıyordu. Aliço'nun boynuna dayadığı bıçak, Feraye'nin nefes almasını bile zorlaştırıyordu. Yutkunarak, korku içinde, tamam anlamında kafasını salladı.




Aliço, kızın ağzını bırakarak kendisine doğru çevirdi. Ateşli ikilinin gözleri bir an için birbirine kenetlendi.




Feraye: Manyak mısın sen ya? Ne yapıyorsun sen böyle?




Aliço: Günaydın. Daha yeni mi öğreniyorsun benim manyak olduğumu, kızım?




Feraye'nin sesi titriyordu, gözlerindeki korku belirgindi.




Feraye: Buraya kadar bunu demeye gelmedin herhâlde?




Aliço, soğukkanlı bir şekilde gülümsedi.




Aliço sinsi bir şekilde gülerek " Ah, hayır. Daha işin başındayız, güzelim. Şimdi sen bana bir şeyleri anlatacaksın." dedi.




Oda, Aliço'nun soğuk bakışları ve tehditkar enerjisiyle gerilmişti. Aliço'nun ifadesinde, bir karanlık gölgenin baskısı vardı; bu an, tüm atmosferi adeta bir kasvetle dolduruyordu. Feraye, gözleri bu an için korkuyla parlıyordu, ancak dirençli bir duruş sergileyerek Aliço'ya meydan okuyordu.




Aliço alaycı bir gülümsemeyle Feraye'nin cevap vermesini beklemeden devam etti: Yok, merak etme. Daha o kadar delirmediğim bir gerçek. Ya da senin gibi sinsi bir yılana düşecek kadar aptal değilim ben.




Feraye: Ne söyleyeceksen söyle, çabuk, defol buradan.




Aliço, Feraye'nin üzerine yürüdü, adeta bir avcı avını kovalayıp duvara sıkıştırdığı gibi. Aliço, kızı tehditkar bir biçimde  duvara yaslayarak sert bir nefes aldı.




Aliço: Beğendin mi ha, yaptığını?




Feraye, şaşkın ve hırslı bir bakışla Aliço'ya baktı.




Feraye: Ne yapmışım ben ha?




Aliço'nun sesi alaycı ve soğuktu.




Aliço sinsi bir biçimde devam etti: İşte olay bu, güzelim. Sen ne yaptığını bile bilmiyorsun. Ama ben senin ve senin gibilerin ne mal olduğunu çok iyi biliyorum.




Oda, gergin bir atmosferle dolup taşarken, Aliço Feraye'nin duydukları karşısında şok içinde susduğunu fark ederek sinirle gülerek konuşmağa devam etti. O an, odanın içindeki tansiyon adeta elleriyle dokunulabilir bir hal almıştı. Aliço'nun yüzü, öfkeyle çatılmış, gözlerindeki parıltı çatışma öncesi bir fırtınayı haber veriyordu.




Aliço sinirle " Berk'i kendine nasıl bu kadar bağladın, bilmiyorum ama çocuğun hayatını daha da mahvettin kızım!" diye sert bir şekilde bağırdı.




Feraye, Aliço'nun sözleriyle yüz ifadesi donmuş bir halde, şaşkınlıkla dinliyordu.



Feraye: Ben bir şey yapmadım! O bu ilişkiden vazgeçmedi tamam mı? dedi.




Aliço alaycı bir gülümsemeyle " Tabii ben de bunu yedim," dedi.



Feraye tutkulu ve öfkeli bir şekilde " Yersen ye, yemezsen yeme. Sana mı hesap vereceğim ben ha?" diye bağırdı.



Aliço: Gerekirse vereceksin!



Feraye, bu sözler üzerine, içindeki hırsı bir adım daha ileri taşıdı.



Feraye: Bitti mi? Hadi yallah!

                       🔥15 bölüm sonu🔥

Stockholm Sendromu Saplantı🔥Where stories live. Discover now