8.Bölüm

111 22 10
                                    

Yeni yurdumuz geldiğimizde arabadan indik ve personellerin yardımı ile odalarımızın olduğu kata vardık. Odaların kapılarında isimlerimiz yazıyordu. Jyp kimle kalmamızı istiyorsa onunla kalacakmışız.

Benim adımın yazdığı isimliğin yanında Minho hyungun ismi yazıyordu. Aklıma şeytani bi plan geldi. Ama saat çok geç. Yarına kalsın bari.

Diğer üyelerin kaldığı kişiler:

Woojin-Jisung
Bangchan-Felix
Changbin-Jeongin
Hyunjin-Seungmin

Minho ile beraber odaya girdik.

Jw: Benim uykum yok. Gece gelirim.

Lk: Saat çok geç. Emin misin?

Jw: Birşey olmaz dikkat ederim. Sağol.

Lk: Sabaha doğru geldiğini görmezsem biraz olay çıkartırım ona göre.

Jw: Tamam gecikmem çok.

Odadan dışarı çıktım. Herkes çoktan yeni odalarındaki ilk uykularına dalmıştı. Muhtemelen yani.

Yurt binasının dış kapısından çıktıktan sonra bahçenin kapısına doğru yöneldim ve dışarıyı inceledim. Oturacak bir yer görünmüyordu.

O sırada arka tarafta bahçe olduğunu fark ettim. Arkaya doğru yürüdüm. Arkası dönük havuza bakan bir salıncak vardı.

Oturmak için ilerledim.

Salıncağı arkama aldığımda dolu olduğunu gördüm. Demin önümde olduğu için fark etmemiş olmalıyım.

Hyunjin salıncakta uyuyordu. Mal ya.

Hırkamı çıkardım ve üzerine örttüm. Gerizekalı bide sıfır kol giymiş.

Yanına oturdum. Soğuk hava beni üşütmüyordu. İliklerime işlemesi aksine hoşuma gidiyordu. Soğuğun huzuruyla düşüncelere daldım.
Düşünceler beni evirip çevirdikten sonra uykunun cüretkar kollarına teslim etti.

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

Bir hareketlilik hissettim. Bu kıpırtı aniden fırlamama neden oldu.

Hyunjin'den~

En son odada rahat edemeyip bahçeye indiğimi hatırlıyorum. Sonra uyuyakalmışım.

Ama üstümde ki bu hırka kimi- Ji-woo yanımda yatıyordu. Buraya ne zaman gelmişti.

Yanından kalkma kararı aldım. Rahatsız olabilirdi. Kıpırdamdan kalkmaya çalışırken uyandı.

Sıçradı. Tam düşeceğinde onu tutmak uğruna üstüne çıktım.

Hamağın ucunda duruyorduk. Gözlerimiz sarılacakken ikimizde aniden neye uğradığımızı şaşırdık.

Hamam alt üst olmuştu. Üzerimdeydi.

Hj: Bak yine haklı çıktım.

Ben konuşurken yerde yatıyordum ve her tarafım çamur olmuştu. Hamak ise üzerimizde sallanıyordu.

Bunlar hiçbir şey sayılırdı.

Jk: Hangi konuda.

Hj: Allah'ın hakkı üçtür.

Jk: Bu durumda bu 'hayırlısı' mı oldu şimdi¿

Hj: Eh biraz öyle oldu.

Bir süre sorgularcasına bana baktı.

Jk:Cidden üzerimizde bi hamak sallanmıyor ve boklu suyun içinde değilmişiz gibi mi davranacağız.

Hj: Ne boku be!

Jk: Baya bok yani.

Hemen kalktım. Ani kalmam onu hoplatmıştı.

Hamağı düz çevirdim. Sen otur ben birazdan gelirim. Dedim ve bok sulu üstümü çıkarmaya gittim.

Ji-woo'dan~

Hamağa oturdum ve suyun şırıltısını dinlemeye başladım.

Ben suyun uydurduğu melodiyi ritim tutarken o geldi. Fark etmemişim. Ritim tutmaya devam ederken mırıltılarını duydum.

Arkamı döndüm. Sesinde huzur vardı.

Üstü çıplaktı- Yanlış görüyor olamam demi.

Jk: Ee noldu.

Mırıltısını bozmak istemez gibiydi. Mırıltısına cümlesinden sonra kaldığı yerden devam etti.

Hj: Boklu t-shirtle mi duriyim?

Jk: Başka t-shirt mi kalmadı?

Hj: Tam olarak öyle.

Evet şimdi hatırladım. Yurttaki ilk günümüz olduğu için hiçbir kıyafet getirmemiştik.

Jk: Üşüyor musun?

Hj: Yoo

Yanıma, hamağa oturdu.

Ritmime devam ettim.

Hj: Hığım hı hı hım.

Sesinde huzur- bunu demiştim demi.

Ritmime devam ettim. Bir süre sonra melodiyi geliştirdik. Tek bir enstrüman gibi uyumluyduk.

Aralarda efekt olarak ıslık çalmaya başladı. Ruhumu kaptırdım yine.

Bir sürenin ardından hamağa uzandı. Hamak diklemesine asılıydı ama o yanlamasına uzanıyordu.

Hyunjin'den~

Melodimiz çok güzel gidiyordu. Öğrenirse bana kızabilir ve ben yaptığıma pişman olabilirim ama bu güzel melodiyi kaydetmek zorundayım.

Telefonumu gizlice açıp sesi bir süre kaydettim.

Canım gıcıklık yapmak istedi. İnsanların sabırlarını sınamaya bayılırım.Özellikle de onun. Çok güzel sinirleniyo-

Her neyse. Hamağa uzandım ve ustalığımla sabrını sınmaya yavaş yavaş başladım.

Hj: Tanıştığımız günü hatırlıyor musun? Gerçi bu da soru mu?

Mırıldanmaya devam ederken sesim üzerine kafasını çevirdi. Bana benim bakışımı atıyordu. Bıkkınlıkla baktı ve  az da olsa göz devirdi.

Yanıma uzandı ikimizde yıldızlara bakıyorduk.

Jk: Bu sonuca nereden vardın acaba¿

Hj: Güzel gözlerimi unutmuş olamazsın değil mi?

Jk: Peki sen...... Unuttun mu gülüşümü ?

Unutamadım.

Hj: Ohoo çoktan.

Kafasını yan yatırdı.

Morali bozulmuş gibiydi.

Bende kafamı ona çevirdim.

Jk: Alzheimer olduğunu bilmiyordum. Sen böyle seçmeleri nasıl geçtin?

Hj: Gözlerim onları büyülemek için yeterli. Hyunjin'im ben....... Üzüldün mü sen?

Jk: Neye?

Hj: Hiiç. Yok bir şey boşver.

Jk: ....

Jk: Birazdan hipotermi olacağının farkında mısın?

Hj: E ben artık gidiyorum o zaman. Sende çık yukarı ha. Çıkmadığını duyarsam beni ektin demektir.

Jk: Peki bende geliyorum.

Birlikte odalarımızın olduğu kata geldik.

Hj: Yarın görüşürüz asabi prenses.

Başımı eğdim ve kraliyet selamlaması yaptım.

Jw: Görüşürüz güzel gözlü prens.

Dizlerini büküp eğerek o da beni selamladı.

Odama girdim.






686 Kelime okudun✨








STRAY KİDSSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin