3.BÖLÜM

106 9 3
                                    

Merhaba, yorumları ve yıldızları unutmayalım.

Eleştirileriniz benim için çok önemli.

Keyifli okumalar 🫶

                               ~☆~

İkiside yakalandıklarını anlayınca ne yapacaklarını şaşırdılar. Hemen ayağa kalkıp kazaklarını giymeye çalıştılar. Semih kazağını giydikten sonra bana yaklaştı "Bak güzelim, özür dilerim." 

Ben şokla bakmaya devam ederken Duruyu kolundan tutup yanıma çektim. "Ne kadar süredir var?" dedim sakince. Gözlerim yüzlerinde gezinirken cevap gelmedi "NE KADAR SÜREDİR VAR!?"

Semih üzerime bir adım atarak bağırdı "YEDİ AY. TAMAM MI? YEDİ AY."

Yedi ay. Yedi ay olan ilişkimin içinde bir yıldır aldatılıyormuşum. Yedi ay. Beni sevdiğini söyleyen, anladığını söyleyen, düşünen, hediyesini eksik etmeyen, benden beklentisi olmayan adam bunları yaparken beni aldatıyormuş. Beni anladığını, sevdiğini sanmıştım ilk defa. Kendimi birine açmıştım ilk defa.

Şokla geriye bir adım atarken "İğrençsiniz. İĞRENÇSİNİZ."
Duruya döndüğümde ağlıyordu. Kendime çekip sarıldım. Onun bu ilişkisi tam bir yıldır sorunsuz geçiyordu, yani öyle zannediyordu.

Kerem "Söyleyemezdik, kimse izin vermezdi. Bu şekilde görüşebiliyorduk sadece. Herkes karşıydı buna siz bile."

Semih devam etti "Ailelerimiz anlamasın çevremiz anlamasın diye senle oldum. İki yakın kız arkadaşın erkek arkadaşları da yakın olur."

"Siz şaka mısınız ya? Yöneliminize ne diye biliriz. Gay olmanız bizi ilgilendirmez. Siz bizi aldattınız, yedi aydır görüşüyor sonra gelip bize bizi sevdiğinizi söylüyorsunuz. İşte bu yüzden iğrençsiniz."

Durunun ağlayışları şiddetlenince 
Kerem "Sesinle geçirdiğim bir yılım çöp oldu. Zannetme Semih ile olmadığım zamanlar senleydim. Senden güzel, alımlı kadınlar var Duru. Benimle yatmak için can atan." dedi çarpık gülümsemesiyle.

Duru'nun 'Baba,baba' diye mırıldanarak ağladığını duyarken Kerem devam etti "Baban yok Duru hiç olmayacak. Sarılıp, derdini anlatabileceğin bir baban yok." ağlarmış gibi ellerini gözlerini koydu, geri çekip büyük bir kahkaha patlattı.

Duru ağlamalarının arasında şokla baktı. Beyaz teni kıpkırmızı olmuştu. Nefesleri tıkanırken ona sarılmayı bıraktım.

"En azından Duru güzel bir çocukluk geçirmiş, babasıyla güzel anıları var. Onu sevdiğini bilerek kaybetmiş." Kereme doğru bir adım yaklaştım  "Sen? Sen bu yaşına kadar babanla hiç zaman geçirmedin değil mi? Senin baban var ama sen 'baba,baba' diye ağlarken teselli edecek biri yok değil mi? Yönelimini bile söyleye bileceğin bir baban yok Kerem." bana sinirli gözlerle bakıyordu.

Kerem'in tam önünde durdum, tüm gücümle suratına kafa attım, başı hızla yana düştü.  Başını yavaşça kaldırıp daha da sinirli gözlerle baktı. "Şeytan yatsın senle. Piç kurusu. Kurban ol Duruya," masanın üzerinde Duruya aldığı vazoda ki çiçekleri gösterdim "bu aldığın çiçeklerde boğul inşallah."

Burnundan akan kanı görünce kırıldığını anladım daha beter olsundu. Duruya söylediklerine karşı onu öldürmek bile istiyordum.

Yere çöken Duruyu kaldırdım. Başını ellerimin içine aldım "Sakin ol gideceğiz şimdi tamam mı?" kızarmış mavi gözlerine bakarken başını aşağıya yukarıya doğru salladı.

Ellerini tutarak kapının önüne ulaştım "Sakın bir daha karşımıza çıkmayın. Kerem piçi bu evi boşalt eşyalarını al. Semih aptalı evde olmadığım zaman gel eşyalarını al ve git. Yemin ederim sizi bizim yakınlarımızda görürsen mahvederim" dedim kapıyı kapatırken.

Turna Kuşu Where stories live. Discover now