4.BÖLÜM

64 4 1
                                    

Merhaba, yorumları ve yıldızları unutmayalım lütfen 💝

Keyifli okumalar dilerim 🫶

                                ~☆~

Uyandığımda saatin sabah üç olduğu görmüştüm. Hızla bir banyo yapıp pjamalarımı giymiştim. Koridordan yürürken Duruyu uyandırmaya gidiyordum.

İkimizde farklı odalardaydık, normal bir zaman dilimi olsa birlikte uyurduk. Dün geceden hatırladığım şeyler iki adamın bizi evimize çıkarması, bir de kaşımda ki bandana ve vücudumda ki morluklar.

Duruyu hemen uyandırmam gerekiyordu. Altıda tesiste olmalıydık, yanımızda olacak iki adamla tanışacaktık.

Duru'nun yattığı odaya girdim. Duruyu benim odama, beni de Semih'in odasına yatırmışlardı. Gecenin bir yarısı fark edince farklı yastık ve yorgan alarak, salonda ki koltukların birinde uyumuştum.

Duru masum, saf bir yüz ifadesi ile uyurken ona yaklaştım. Yatağa doğru eğilirken yanağına bir öpücük bıraktım. Gözlerini yavaşça açıp kısık gözlerle izlemeye başladı.

"Günaydın balım. Kalk bir banyo yap. Ben yemek yapacağım, yiyelim. Sonrasında ağrı kesici veririm sana tamam mı?" başını aşağıya yukarıya doğru salladı. Tekrar başını yastığa koyup uyuyacak gibi olduğunda hemen kolundan çekip kaldırdım.

O benim söylediğim talimatlara uyaraken ben mutfağa yöneldim. Yeşilin farklı tonlarından oluşan dolaplara bir bakış attım. Gerçekten temizlenmeleri gerekiyordu. Tanışma sonrasında yüksek müzikle temizlik terapisi yapardık akşam. Bunu Duruya söylemem gerektiğini beynimin bir yerine not aldım.

Buzdolabından kahvaltıklar çıkarıp masaya dizmeye başladım. Son olarak yumurtaları kırarken Duru mutfağa girdi.

"Ooo hanım, döktürmüşsünüz."

Kızarttığım yumurtaları masanın ortasına yerleştirdim.

"Yani övünmek gibi olmasın ama çok hamaratımdır." dedim fazla abartı ego ile. Duru bu halime karşı kıkırdadı.

Duru dağınık topuzu, sarı, üzerinde turna kuşu olan pijama takımı ile sandalyesine oturdu. Gözleri şişmişti. Önünde ki ekmeği eliyle kesip yumurtaya bandırırken, gözlerimi kısıp üzerinde ki pijama takımını inceledim.

"Bu pijamayı aylardır arıyorum ben. Nerden buldun? En sevdiğim takımım o benim."

Ağzında ki lokmayı çiğnerken, ona kıyamayacağımı bildiği bir bakış attı.

"Şey.. biz kavga etmiştik ya bordo kazak için. Sonra kombin yapamadığım için birazcık sinirlendim ve takımı senin bulamayacağın bir yere koydum."

Derken kavga ettiğimiz o günü hatırladım.

"Ben giyeceğim ya. Sırf bu yüzden evden hiç bir şey getirmedim." dedi Duru koridorda elinde ki bordo kazak ile at kovalıyormuş gibi kaçarken.

"Beni ilgilendirmez. Benim kazağım o, konbinime uyuyor. Ben giyeceğim." dedim Duru'nun peşinden koşarken.

Salonun ortasında karşı karşıya dururken aramızda ki tek şey minik bir masaydı.

Hiç beklemediği bir anda, onun iki eli ile tutup, kendine bastırdığı kazağı gövdesinden çekmeye başladım.

Fark edince bırakmayıp, kazağın kollarından çekiştirmeye başladı.

Kazağı kendi taraflarımıza doğru çekince gerildikçe gerilmişti. Çekiştirmeye devam ederken salonda ki balkona girdik.

"Bırak yırtacaksın kazağımı." dedim sinirle.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 04 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Turna Kuşu Where stories live. Discover now