🌿4 SEVDA KONMUŞ DALLARIMA🌿

467 95 78
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen... Düşüncelerinizi belirtirseniz çok mutlu olurum.

Keyifli okumalar 🌿🌿




Burnuna dolan deterjan ve nilüfer çiçeği kokusu artık başını ağrıtmaya başladığında elinde tuttuğu pembe toz alma bezini deterjanlı su olan kovanın kenarına bırakıp dışarı çıktı.

Temiz havadan derin bir nefes alıp kaldırım kenarına oturdu. Bugün hafta sonu olduğu için atölyesini temizlemek istemişti ve neredeyse üç saattir aralıksız temizlik yapıyordu.

Sürekli bir yerleri ovalamaktan parmak uçları kızarmış, deterjan solumaktan başı ağrımıştı. Yine de mutluydu. Atölyesi tertemiz olmuştu.

Tenine çarpan güneş ışınları yaz havası verse de hafiften esen soğuk rüzgar hangi baharda olduğunu hatırlatıyordu.

Kış mevsimi bitmek üzereydi. Bu durum biraz üzülmesine neden oluyordu çünkü karı severdi. Her yerin bembeyaz olması hoşuna gidiyordu. Gerçi Bahar her mevsimi severdi.

Sonbaharın hüzünlü havasını, ilkbaharın cıvıl cıvıl havasını, kışın her tarafın bembeyaz olmasını ve yazın sıcağını. Bahar'a göre her mevsimin ayrı güzellikleri vardı.

"Hazır elin değmişken gel bizim kahvehaneyi de temizle Bahar kızım."

Bakışlarını kahvehanenin önünde duran adama çevirip gülümsedi.

"Gelirim tabi Nevzat abi."

Nevzat abinin yanında duran Mahir kalp sınırlarını zorlarken duygularını saklamak çok zordu.

"Şaka yapıyorum kız. Sağ olsun temizliği Mahir yapıyor. Yorulmuşsundur bir çay göndereyim sana bekle."

Bahar Mahir'e bakmamak için tüm iradesini kullanırken itiraz etmek için aralanan dudakları Nevzat abinin hızla içeri girmesi ile geri kapandı. Saniyeler sonra elinde iki bardak çayla dışarı çıkan adam çayları Mahir'in eline tutuşturmuştu.

"Mahir'de yoruldu bugün. Şimdi burası gürültülü senin atölyende soluklanmasında bir sakınca yoktur inşaallah Bahar kızım?"

Bahar bir an doğru duyup duymadığını düşündü. Ardından deli gibi atan kalbi ile "yok abi ne sakıncası buyursun." Dedi Avuç içleri daha şimdiden terlemeye başlamış, tüm vücudu elektrik akımına maruz kalmış gibi gerilmişti.

"Gel buyur." Dedi iki üç adımda yanına gelen adama.

Mahir kafasını sallayıp içeri girerken Bahar derin bir nefes aldı. Sakin olmalıydı. Böyle davranmaya devam ederse duygularını belli edebilirdi.

"Rahatsız oluyorsan gidebilirim."

Bahar Mahir'in sesi ile kendine gelirken panikle kafasını iki yana salladı. "Rahatsız olmuyorum, kusura bakma başka bir şey düşünüyordum."

İçeri girdi. Mahir'in getirdiği çaylardan açık olanını alıp bordo renk koltuğa oturdu. Mahir'de krem renk koltuğa oturduğunda heyecanını gizlemek adına çayından bir yudum aldı.

"Resim yapmayı çok mu seviyorsun?"

Seni daha çok seviyorum dememek için dilinin ucunu ısırdı. Heyecanlandığı zaman düşünmeden konuşabiliyordu.

"Evet. Sen marangozluğu seviyor musun?"

"Sevmesem bile yapmak zorundayım ama seviyorum. Garip bir şekilde rahatlatıyor."

Bahar bunu duyduğuna sevinmişti. Onun sevmediği bir şeyi yapmasını istemezdi. Daha doğrusu kimsenin sevmediği bir mesleği yapmasına istemezdi.

SEVDA KONMUŞ DALLARIMA Where stories live. Discover now