Buzlar Diyarı

151 10 12
                                    

Tang: "Eski efsaneler hakkında anlamanız gereken şey hikayenin asla bitmediğidir. Çevrilecek sayfa kalmamış olabilir ama yolculuğun her zaman daha fazlası vardır. Monkey King kardeşi Macaque'ı öldürdükten sonra Lady Bone Demon ortaya çıktı. Ama eskisinden daha güçlüydü. Monkey King ve arkadaşları onu önceki gibi öldüremeyeceklerini biliyorlardı. Bu yüzden Samadhi Ateşini tekrar yakmak için halkaları birleştirmeye karar verdiler ve halkaları bulmak için bir yolculuğa çıktılar. Ama Lady Bone Demon bunu öğrendiğinde yeni şampiyonu Macaque'ı gönderdi. Bu ekibin özellikle de Monkey King'in işini baya zorlaştırdı. Monkey King önceki gibi kardeşiyle tekrar savaşmak istemiyordu. Bu onun tüm akıl sağlığını ve sakinliğini bozmaya başladı. Ardından da fısıltılar ortaya çıktı. Monkey King ilk başta karşı koydu. Ama bebeğinin içinde bulunduğu taşın kaçırıldığını öğrenince akli durumu tamamen yıkıldı. Arkadaşları ona yardımcı olmaya çalıştı ama artık çok geçti. Güçlü Sun Wukong, Lady Bone Demon'un önünde eğildi. Artık o da onun bir kölesine dönüşmüştü. Lady Bone Demon, Monkey King'i kullanarak önce arkadaşlarını, ardından da Yeşim İmparatorunu öldürdü ve Lady Bone Demon yeni İmparator, daha doğrusu İmpratoriçe oldu.  Güçlerini bu dünyayı ve ölümlüleri yozlastirmak için kullandı ve bitmek bilmeyen bir kış başladı. Yozlasmayanlar ise itaate zorlandı ve itaat etmeyenler de şampiyonu Macaque'in gazabına uğradı. Kimse niye Sun Wukong'un ortaya çıkmadığını veya onun taşına ne olduğunu bilmiyor. Hikayenin sonu."

Yine Pigsy'nin Erişte Dükkanında sıradan soğuk bir gündü. Pigsy mutfakta erişte yaparken, Tang Mei'ye hikayeyi tekrar anlatıyordu.

Bu kız aynı hikayeyi dinlemekten bıkmıyordu anlaşılan.

Ama Mei bu hikayeyi her dinlediğinde Lady Bone Demon'a hakaretler ediyordu. Çünkü Wukong'un arkadaşlarının arasında büyük büyük dedesi Ao Lie de vardı.

Aslında Mei bunda haklıydı. Yani dedesi o iblis yüzünden ölmüştü.

Ve Tang de belli etmese de içinden Lady Bone Demon'a lanet ediyordu.

Kim etmiyordu ki zaten?

Ama bu hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Lady Bone Demon'u yok etmek için sadece bir mucizeye ihtiyaçları vardı.

Tang boğazını temizledi ve kitabın kapağını kapatıp tezgaha koydu. Ardından gözlüğünü düzeltti ve hararetle konuşan Mei'ye döndü.

Mei: "Acaba taş bebeğe ne oldu? Sence Lady Bone Demon sırf Monkey King'i kontrol edebilmek için onu kaçırmış olabilir mi? Ya onu öldürmüşse?! Umarım ölmemiştir. Ama ölmediyse ona ne oldu? Bir tutsak mı yoksa-"

Mei'nin heyecanlı sesi Pigsy'nin çaldığı zil tarafından yarıda kesilir ve Mei ile Tang, Pigsy'e dönerler.

Pigsy: "Mei! Tang! Siz ikiniz den biri Sandy'nin hangi cehennemde olduğunu söyleyebilir misiniz?!"

Pigsy genelde bir teslimat aldığı zamanlar bu kadar huysuzlanirdi. Ve kesinlikle bir teslimat almıştı. Tang onun bu haline güldü ve dostunu yatıştırmaya çalıştı.

Tang: "Ah, sakin ol Pigsy. Sandy birazdan odunlarla beraber geri gelecektir. Ve ayrıca müşteri kaçmıyor ya."

Pigsy öfledi ve kollarını kavuşturdu.

Pigsy: "Kaçmıyor olabilir ama her gün sipariş almıyoruz nasıl olsa. Bu şehirdeki herkes yozlastigi için kimse erişte sipariş etmiyor. Ve şehir dışından anca sipariş alabiliyoruz. Öf!  Sandy çabuk gelse iyi olur."

Pigsy'nin konuşmasından sonra Sandy odunlarla beraber içeri girdi. Pigsy rahat bir iç çekti ve Sandy'e döndü.

Pigsy: "SANDY! SEN HANGİ CEHENNEMDEYDİN BÖYLE?!"

Ateş ve Buz İmparatorluğu Where stories live. Discover now