18 - Şok

2.8K 158 191
                                    

Başımdaki ağrıyla beraber okula yürüyordum. Ellerim cebimdeydi. Sağ koluma girmiş olan Tolga tedirgin bakışlarını yüzümde gezdirirken başımı çevirip kısa bir bakış attım. Tekrar önüme döndüğünde Tolga kendini daha fazla tutamamış olacak ki söze girdi.

"Bir sorun mu var Çağrı?"

Kafamı kısaca sağa sola sallayıp cıkladığımda ikna olmadığı halde uzatmadı Tolga. Okula varmak üzere olduğumuzdan üstüne başka konu da açılmadı zaten.

...

Sahaya vardığımızda başımdaki ağrının kuvvetlenmesiyle Tolga'yı oturtup çantamdaki suyu alarak sahadan çıkmıştım. Hızla üst kata çıkıp sınıfıma girdim. İçerideki birkaç kızdan ağrı kesici rica ettiğimde çantalarına bakmış, ardından içlerinden biri ağrı kesici uzatmıştı.

Teşekkür ederek alıp hızla elimdeki su yardımıyla yuttuğumda tekrar sahaya inmeye başlamıştım.

Dün Alev ile konuşmamız sonrası internetimi kapatıp kendime düşünmek için zaman vermiştim. Kaan'ın konuyla ne alakası vardı, bilmiyordum. Öğrenmem gerekiyordu ama bunu mesaj yoluyla yapmak istememiştim.

Alev'in söylemlerinin tek sosyal ortamım olan arkadaş çevremden uzaklaştırma amacı güdüyor olabileceğini düşünüyordum. Sonuçta senelerimi geçirdiğim adamlardan birinin adını vererek engellemesinde açık bir sebep göremiyordum.

Kesinlik barındırmayan bir konu olduğu için Kaan ile konuşup konuşmamakta da kararsız kalmıştım. Konuşmanın hiçbir şey kaybettirmeyeceğine karar verdiğimde de çoktan sabah olmuştu.

Sahaya tekrar girdiğimde Buğra ve Akif'in ısınmaya başladığını görmüştüm. Tolga, Güney'i yanına çağırmış, fazlasıyla ilginç bir şekilde elini Güney'in omzuna atmıştı.

Güney'e bir şeyler söylerken gözlerim soyunma odasından çıkan Kaan'a kaydı. Üzerindeki tişörtü düzeltip kafasını kaldırdığı gibi göz göze gelmiştik. Gülümseyerek el salladığını gördüğümde kaşlarımı çatıp büyük adımlarla yanına ulaştım.

Kolundan tutup yeni çıktığı soyunma odasına sürüklerken yüzünde fazla şaşkın bir ifade vardı. Soyunma odasına girdiğim gibi içeriden çıkmaya hazırlanan Tahir ve peşinde koşturan Furkan ile denk gelmiştik.

Kaan'ın kolunu bırakıp ikilinin çıkmasını beklerken Tahir önümüzde durup tek kaşını kaldırarak sorgular bir ifadeyle bizi inceledi. Göz göze geldiğimizde kafamla çıkmasını işaret ettim. Tahir istemeyerek de olsa kapıdan dışarı çıktığında son kez bize bakıp önüne dönmüştü.

Bizim içeri girdiğimizi bile belki fark edememiş olan Furkan, hızla Tahir'in peşinden çıktığında kapıyı kapatıp kilitlemiştim.

"Kaan, konuşmamız gerekiyor."

Kaan'ın yüzündeki şaşkın ifade endişeye anbean evrilirken gözlerimi kısıp kollarımı birbirine bağladım. Kaan'a oturması için banklardan birini gösterip oturmasını bekledim.

"Öğrendim."

Asıl amacım her şeyi sorarak öğrenmekken az önce yüzünde gördüğüm endişe kırıntıları yüzünden bundan vazgeçmiştim. O endişe kırıntıları ardındaki gerçeği, sorularımla öğrenemeyeceğime emindim. Artık en iyi yolun blöf olduğunu düşünüyordum.

Yüzündeki endişe yerini dehşete bırakırken Kaan ne diyeceğini bilemez gibi kalakalmıştı. Elini uzatıp tekrar geri çektiğinde yutkundu.

"Nasıl?"

Sorduğu soruyla gözlerimi sıkıca kapatıp dudaklarımı yaladım. Sinirlenmeye başlıyordum. Alev'in Kaan ile ne ilgisi olduğunu derhal öğrenmeliydim.

AŞKA ÇAĞRI - GAY (YARI TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin