Her An'

1.3K 11 0
                                    

"Evet bir güzergah yaptım ama, bütün yollar sana çıktı niyeyse.."

Tuğçe duyduğu cümleler ile olduğu yerde kalmıştı. Çok hoşuna gitmişti bu söyledikleri ama en çokta Efe'nin biraz olsun yüzünün gülmeye başlamasıydı.

Günlerdir kendini kapatıp geri çekiyordu. Babası bile izne ayrılmıştı ama Efe Ilgaz savcının bile dosyalarını aldığı için çok çalışıyordu.

'Çalışmazsam düşünürüm' demişti. Belki de haklıydı. Herkesin mücadele şekli bambaşkaydı.

Tuğçe bu nazik daveti yine tüm tatlılığıyla kabul etmişti. Onu güldürmek, gülüşüne sebep olmak çok hoşuna gidiyordu. Sağ koltukta oturmuştu.

Kış ayına rağmen tepede parlayan cıvıl cıvıl güneş insanın içini açıyor trafiği daha çekilebilir hale getiriyordu. Ama Tuğçe onu izlemek yerine Efe'de iki gündür olmadığı kadar bir gerginlik seziyordu. Şu an dile getirmenin sırası değil diye düşünüp önüne döndü.

Araba durduğunda kemerini çözüp Efe'nin inmesini bekledi. Ardından arabadan indi ona uzanan eli tutmak için hızlı adımlarla ilerledi.

Kahverengi ahşap desenli çok katlı sayılabilecek bir apartmandı. Kendi evlerine de bayağı uzaktı. Efe kapıyı açarken ellerini birbirine bağlamış onu bekliyordu.

Efe'nin bir türlü açamadığı kapı tamamen heyecanındandı. İçeri girip kapıda onu bekleyen Tuğçe'ye döndü.

''Hoşgeldiniz Efendim buyurmaz mısınız?''

Tuğçe gülümseyerek usul adımlarla içeri girdi. Lacivertin hakim olduğu bir evdi. Ve çok hoş kokuyordu.

Çantasını ve kabanını çıkarırken Efe'de üzerini değiştirmek için odasına gitmişti. Tuğçe üzerinden çıkardıklarını asıp karşıda gördüğü lavaboya elini yıkamak için girdi.

Babasının evine ilk gittiği günü hatırladı. Aynı düzen vardı. Asla ikincisinin gelmeyeceğini düşündüğü diş fırçası tek başına duruyordu.

Saçlarını yemek yaparken toplamak istediği için daima cebinde bulunan 'o uyduruk tokayı' eline alıp saçlarını topladı.

Efe içeriden gelip ona yeniden elini uzattı. Birlikte mutfağa geçtiler. Küçük bir mutfaktı her şeyden bir tane vardı. Gerçekten babasının evine çok benziyordu.

Eren Tuğçe gelince hayatındaki herşeyi değiştirmişti. Evini bile...

Zil çalınca Efe kapıya gitti. Elinde orta boy bir koli ile geri döndüğünde Tuğçe şaşkın bakışları ile ona bakıyordu.

''Tabak takımı yani lazım sonuçta''

Tuğçe gülerek elinden koliyi aldı. Dikkatlice açıp yeni gelen tabakları sudan geçirdi.

Efe buzdolabından salata için gerekli malzemeleri Tuğçenin önüne yığıp kendisi de makarna için ocağın olduğu tarafa gitti.

Makarna ve salata da hazırdı. Ellerindeki tabaklarla birlikte kurdukları küçük sofraya oturdular.

Efe elindeki tabağı bırakıp Tuğçe'nin arkasına geçti.,

''Yemek yapma faslı bittiğine göre buna ihtiyacın yok diye düşünüyorum.'

Tuğçenin saçındaki tokayı usulca çekti. Ve gülerek yerine oturdu. Tuğçe elini çenesine koyup ona gülüyordu.

''Yalnız ben bunun tarifini isterim''

Efe gülerek tatlı tatlı konuşan kıza baktı.

''Sırrımı kimseye söyleyemem yemek istediğin zaman adresi biliyorsun ben sana her zaman müsaitim''

Efe&Tuğçe OneShotWhere stories live. Discover now