Yaşananlar ve Yaşanmayanlar

704 32 6
                                    

Elindeki kalemi gergin bir şekilde oynuyordu. Biraz daha ellerinin arasında sıkarsa kıracağından emindi.

Önündeki kırmızı dosya epeyce kalındı.

Bu dosyayı diğerlerinden ayıran bir şey vardı.

Dosyanın içinde sadece suç unsurlarını barındırmıyordu. Onun hayatına dair izler taşıyordu.

Birazdan bu dosyayı alıp duruşma salonuna geçmek zorundaydı.

Dün geceden beri aynı numaradan gelen aramayı yanıtlamamıştı.

Adliyedeki eski başsavcıdan öte olmayan biriydi. Öyle de kalacak biriydi.

Duruşmaya girmesine henüz iki saat vardı. Masasındaki sudan biraz içip kırmızı dosyayı açtı.

Kadir Adarlı

İki polis memurunu şehit etmiş, ismini cismini bilmediği onlarca insanını hayatını alt üst etmiş, geçen hafta yaralandığı operasyonda kurtarılan kızların hayatını mahvetmiş bir adamdı.

Ve onun kan bağı olan bir adamdı. Dosyada resmini gördükçe midesinin bulandığını hissediyordu.

Dosyayı kapatıp oturduğu yerden kalktı.

Dışarıda yağan kara rağmen odasının penceresini açıp derin derin nefes almak istedi.

Hayallerinde bir aile vardı. Onun zihninden silinmesini istemiyordu.

Onu terk ettiklerine, kaybedip bulamadıklarına inandığı bir aile vardı ve onların yörüngesinde kalmak istiyordu.

Karlı havanın estirdiği sert rüzgar yüzüne çarpıyordu.

Ellerini soğuk mermere dayayıp sert havayı ciğerlerine çekmeye başladı.

Böyle keskin bir soğuğu bu kadar net hissettiğini hatırlamıyordu.

Kapının sesine 'gel' diye yanıt vermiş gelenin Suna olduğunu az önce istediği eksikleri getirdiğini düşündüğü için arkasını bile dönmeden konuşmuştu.

''Masaya bırakıp çıkabilirsiniz Suna hanım''

Gözlerini tekrar ince ince yağan kara çevirmişti. Aniden yükselen 'Efe' sesi ile başını arkaya çevirdi.

Tuğçe çattığı kaşları ile ona doğru yürüyordu. 

Açık pencereyi kapattıktan sonra ona doğru döndü. Elleri ile yüzünü tutmuştu.

''Delirdin mi sen? Yüzün buz gibi olmuş. Dışarıdaki soğuğu görmüyor musun? Hasta olacaksın''

Efe hala alışamamıştı düşünülmeye, bir hafta boyunca Tuğçe'nin ona olan ilgisi bazen çok bile gelmiş ama hep hoşuna gitmişti.

İki gün önce kolundaki sargıyı çıkarıp son kez kontrole gittiklerinde içi rahat etmediği için üç doktordan birden onay istemişti.

Karşısında soran gözleri ile ona bakan kıza yaklaşıp başını omzuna koydu.

Tuğçe Efe'ye yettiğince kollarını sarıp boynundaki başına kendi başını yasladı.

Tuğçe Efe'nin birazdan gireceği duruşma yüzünden gerildiğini biliyordu.

Bir de adliyede dolaşan 'Torpil' iddiaları onu çok iyi anlıyordu.

Aynı şeyleri Tuğçe de yaşamıştı. Akademiyi birincilikle bitirdiğini kimse konuşmamış Başkomiserin kızı olduğunu da kimse dilinden düşürmemişti.

Onun sırtındaki elleri yavaş yavaş geziyordu.

Resmi bir bağları olmadığı için bu dosya onda kalmıştı. Aslında hiç istemiyordu.

Efe&Tuğçe OneShotNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ