Bazıları Şans

571 23 7
                                    

Bu sabah Tuğçe gözlerini babasının gür sesi ile açmıştı.

Eren telefonda her kiminle konuşuyorsa oldukça gergindi.

"Tuğçe duymasın" cümlesinden sonra oldukça meraklanıp ayağa kalktı.

"Tamam öyle ama sonuçta koca kız en son velayeti bendeydi. Bunları göz önünde bulunduramaz mıyız?"

Konuşulan şeylerden hiçbir şey anlamıyordu. Aralık kapıdan babasının sesi net duyuluyordu.

"İftira ise niye hemen tutuklasınlar? Çocuk ne olmuş peki, sevgi evine mi yerleştirmişler?"

Artık dayanamayıp hızla kapıyı açtı. Babası ile göz göze geldiğinde babası telefondaki her kimse "tamam ciğerim" diyerek telefonu kapattı.

"Ne oluyor baba?"

Eren yaklaşıp kızına sarıldı. Birlikte evlerinin salonuna geçtiler.

"Tuğçe, annen kızım tutuklanmış dolandırıcılıktan..."

Tuğçe duyduğu şeyler ile adeta yıkılmıştı. Annesi ile her ne kadar görüşmüyor olsa da böyle bir şey yapmayacağını biliyordu.

Bir de tabii annesi artık hükümlü olduğu için tehlikeye girebilecek bir mesleği vardı.

Gözlerindeki korku hangisindendi bilmiyordu.

"Yalandır!"

Sesi titreyerek kurduğu cümleyle babası onu çoktan göğsüne çekmişti.

"Şimdi emniyete bi gidelim ben dolandırıcılık şubeyle görüşeyim bi anlayalım, kardeşini de Şiledeki sevgi evine yerleştirmişler."

Tuğçe başını salladı.

"Ceylin abla ile görüşeyim bende belki yardım eder."

Tuğçe, Ceylinin anneliğini seviyordu. 2,5 yıl önce 1 ay boyunca aradıkları Mercan gibi bir evlattı o da 23 yaşındaydı ama olsun.

Hep merak etmişlerdi. Mercan 1 ay boyunca ne yapmıştı? Bunu hiç öğrenememişlerdi.

Akademiye başladığı yıldı. Mercanı bir kere görmüş sonra Ankaraya gitmişti.

Duyduğu kadarı ile dosyaya atanan savcı ve Ilgazın soğukkanlılığı ile Mercanı bir ay içinde bulmuşlardı.

Ama o bir ay Tuğçe'nin Canım Ailem dediği insanlara bin yıl gibi gelmişti.

Babası ile birlikte emniyete gelmişlerdi. Eren dolandırıcılık şubeye geçerken Tuğçe arkasından ona seslenen Metin Amirin odasına geçti.

"Tuğçe, annen ile olanlardan haberin vardır diye düşünüyorum."

Tuğçe başını sallamıştı.

"Bu sabah geldi. Uzaklaştırma kararın"

Tuğçe dolu gözleri ile zarfı eline aldı.

"Amirim, çıkabilir miyim?"

Metin başını sallamıştı. Tuğçe emniyetten elindeki kağıt ile çıkmış onu avucunun içinde eziyordu.

Yoldan geçen taksiye binmiş sıktığı gözyaşlarını bırakıvermişti.

Efe bir kaç gün önce öğrendiği hayat hikayesi ile baş edemiyordu.

Ilgaz Savcının ne kadar destek olmaya çalıştığını görse de böyle bir destek istemiyordu.

Zaten alışkında değildi.

Kaç gündür izinliydi. Bugün artık evden çıkmak istedi.

Dün gece kapısına dayanan kadına kapıyı açmamıştı.

Efe&Tuğçe OneShotWhere stories live. Discover now