12

36 3 18
                                    

Medya:Sezen Aksu Biliyorsun 🖤

..................................................................

Duyduğum haberden sonra ne zaman ve nasıl hastaneye geldiğimi hatırlamıyorum ama tek hatırladığım şey o anki hissettiğim acı. İşte onu unutabilir miyim emin değilim.

Şu anda yanımda Bahar, Caner ve Ateş'le beraber abimin ameliyathaneden çıkması bekliyoruz. İçimde oluşan o kötü duyguları yok saymak her ne kadar istesem de başarılı olamıyordum.

Ateş beni kollarının arasına almış ağlamam için bir kucak olmuştu.

"Şhhhtt kendini topla Amara. Lütfen bak Savaş çok güçlü biri özellikle senin için Bu hayattaki herşeyini koyar" diyip elini çeneme koydu ve gözlerime o kadar derin baktı ki sanki beni çok iyi anlıyor gibiydi.

Derince yutkunup kafamı geri göğüsüne koydum ve hıçkırıklarıma hakim olamadan konuşmaya başladım "Biliyorum ama yine de şu kalbimdeki kötü his gitmiyo ne yaparsam yapayım o hep orda" dediğimde başını sallayıp saçlarımı okşamaya başladı.

Caner önüme bir bardak su uzattığında teşekkür edip onu reddettim ama o zorla elime sıkıştırdı ve içmem için işaret verdi.

Biliyordum benim için her ne kadar bu durum zorsa Bahar ve Caner içinde aynısıydı. Çünkü abim Askeri üniversiteye hazırlanırken biz bu üçümüz tanışmıştık tabi o sırada da hepimizin ailesi başka şehirlerde. Sırf Bahar ve Caner lise için İstanbul'a gelmişlerdi.

İşte o sırada benim abim onlarında abisi oldu. Savaş benim için ne ifade ediyorsa onlar içinde onu ifade ediyordu ama sırf benim için bu kadar güçlü durduklarını biliyordum.

Ben geçmişe ufak çaplı bir ışınlanma yaşadığım sırada ameliyathaneden doktor çıktı. "Savaş Akkaya'nın yakınları siz misiniz?" dediğinde başımı sallayıp evet diye sesimin çıktığı kadar söyledim.

Doktor tam gözlerimin içine bakıp "Herşey için hazırlıklı olun. Şimdi yoğun bakıma alıcaz" dedi ama sadece bunu söylemekle kalmadı benim hayatımı baştan sona yıktı.

Bilmiyorum size bu hayatta en değer verdiğiniz kişinin canıyla mücadele etmesini izlemek, duymak hissini nasıl anlatıcağımı. En çok da üzen şey hiçbir şey yapamama hissi.

Ben bunu duyunca sırtımı duvara yasladım ve aşağıya doğru yavaşça kendimi bıraktım.

Yanıma hemen Caner geldi ve kafamı kaldırmamı sağladı "Eğer... Ona birşey olursa ki olmıyacak biliyorum ben o inatçı keçiyi. Ölmüş olmuyacak bunu biliyorsun dimi? Sana ve bize bir gurur yaşatıcak" dediğinde başımı salladım.

"Evet kabul o ölmüş olmuyacak ama benim ona ihtiyacım var"dediğimde beni sıkıca kendine çekip sıkı sıkı sarıldı.
"İhtiyacın varsa benim de bizimde ona ihtiyacımız var ve o içerdeki şerefsiz bunu gayet iyi biliyor o yüzden oradan sağ salim çıkacak" dediğinde sadece yorgunca başımı salladım.

Savaş ameliyattan çıkalı iki saat olmuştu ve benim kafam Ateş'in omzunda öylece boşluğu izliyordum. O sırada telefonuma ardı arkası kesilmeyen mesajlar gelmeye başladı

Bilinmeyen: Merhaba Amara ben Efsun

Bilinmeyen: Şey abine bir türlü ulaşamıyorum

Bilinmeyen: Biliyorum görevde ama telefonu kapalı değil ve aramama rağmen açmıyor

Bilinmeyen: Bir de sabahdan berri içimde kötü bir his var onu bastırmaya çalıştım ama olmuyo

Bilinmeyen: Lütfen bir haber alırsan yaz bana

FOTOĞRAFÇIM MI?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin