16.bölüm-HERŞEYİN BAŞLANGICI

51 5 0
                                    

Bundan sonra haftada 3 bölüm atacağım. Pazar, salı ve Perşembe günleri atacağım. Haftaya tekrar bölüm atacağım. Evet...neyse iyi okumalar...

......................................................

Evden çoktan çıkmış Arda'ya attığım konuma gitmiştim. Arda da kısa bir süre sonra gelmişti.

Arda: nasılsın?

*İyiyim sen?

Arda: bende

Benimle ne konuşacaksın

*Imm... Şey hastaneye gidelim mi?

Arda: hasta mısın?

*Hayır eski hastaneye

Arda:...

Neden?

*Belki canlı canlı görürsem bir şeyler hatırlarım

Arda: hmhm gidelim

Arda keyifsiz bir şekilde kabul etmişti teklifimi. Yolda ona bir kaç bir şey sormak için harika bir zamandı.

*Sana Tuhaf bir şey sorabilir miyim?

Arda: hmhm

*Murat diye tanıdığın bir arkadaşın var mı?

Arda: hmm nasıl biri?

*Şey... Biraz sana benziyor

Arda: nasıl bana benziyor?

*Yani senin gibi işte. Sokaklarda kavga eden-

Arda: serseri bir tip yani

*Hmhm

Arda: tanıdığım bir kaç murat var

*Peki Samet?

Arda: sne Murat ve sameti nereden tanıyorsun

*Bilmiyorum ama onlara ulaşmam gerek

Arda: onlar hiç tekin tipler değildir

*Hmm fark ettim

Arda: sana bir şey mi yaptılar?

*Aa.. yok hayır

Sadece onlarla konuşmam lazım

Bana yardım eder misin?

Arda: senin için herşeyi yaparım

Arda'nın son sözlerine gülümseyip yola devam etmiştik. Hastaneye görmek için sabırsızlanıyordum. İçimde küçük ve hoşnutsuz bir heyecan vardı. 30 dakikanın ardından hastaneye gelmiştik. Kırık dökük ve eski camlar, kirli pembe duvarlar, tozlanmış ve yapraklarla dolu olan giriş gecenin karanlık saatinde, hastanenin beli belirsiz yerlerinden çıkan rüzgar sesleri ile korku filminden fırlamış gibiydi. Arda bana boş bakışlarla bakarken ben 11 katlı hastane'nin çatısına göz dikmiştim.

Arda: girelim mi?

*Hmhm
Arda elimden tutarak içeri girmiştik. Telefon ışığının flaşı ile merdivenlerden çatıya çıkıyorduk. Belli etmiyordum ama içerisi daha korkunçtu. Ay ışığı içeriyi aydınlatmıyor üstüne üstelik bazı camlarda tuhaf sesler geliyordu. çatıya çıktığımızda ellerimi bırakmıştı. Etrafa iyice bakınıyordum arda ise geride durmuş beni izliyordu. Ve hayır hiç bir şey tek bir şeyi bile hatırlamıyorum. Sessiz ve sakin bir ortamda ayışığının güzel ve parlak ışığı etrafı aydınlatırken ben artık hatırlamaya çalışmayı bırakmıştım. Arda yanıma yaklaşıp gözlerimin içine bakıyordu.

Arda: neden hatıralamaya çalışıyorsun?

*Bilmiyorum ama hatırlamak istiyorum

Arda: Ahsen...

Neden kendini bu kadar zorluyorsun

Yani...

O gece çok kötü görünüyordun. Ağlayarak arkana bakıp aşağıya atladın. Belki de unutman daha iyidir

Arda sözlerini bittirdikten sonra iki elini omuzma koyup konuşmamı bekledi. Kafamı kaldırıp ona baktığımda can karşımda duruyordu. Ellerini omuzuma koymuş koyu siyah gözleri ile bana bakıp gülümsüyordu.

Can: seni çok özledim.

*Sen..se-

Can: artık gitmelisin.

Arda: iyi misin?

Ahsen?

*Ne?!

Gördüğüm şey bir yanılsamaydı. Belki de en doğrusu herşeyi unutmak. Hiç bir şey hatırlamamak.

*gidelim mi?

Arda: gidelim.

......................................................

Arda beni eve bırakmış ve kendisi de gitmişti. Eve girip montumu çıkardım. Ve odama geçip yatağa uzandım. Artık bir şeyleri hatırlamak için çabalamayacağım. Zaten ne kadar çabalasam da her şey daha da karmaşık oluyor. Yatağıma uzanıp gözlerimi kapadım. Geçmişimde ne yaşadıysam iyi şeyler yaşamamışım o yüzden intahar etmişim. O kötü şeyleri unutmak daha iyi. Asıl soru 11. Katlı bir binadan atladıktan sonra nasıl hayatta kaldım? Arda'nın söylediğine göre çok kan kaybetmişim. Peki can? Evet asıl kilit soru CAN o nerede şuan? Napıyor? Hayata mı? Öldü mü? Hiç bir şey bilmiyorum. Ve o neden peşimden atladı? Ahh... Çelişkilerden ve sorulardan nefret ediyorum. Beynim bu cevapsız sorularla dolu iken uykuya dalıyordum.

İyi geceler:)))) kendinize dikkat edin cinlerden ve kahpelerden uzak durun

EL MÂRİD ÂZÂB-Î YAŞAM 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin