14.BÖLÜM

15 2 0
                                    


14.bölüm

2 gün sonra

O geceden sonra ikisi de yan yana gelince domates oldukları için birbirinden uzak durma kararı almışlardı. En azından müşteriler varken. Yoongi neler döndüğünü düşünüyordu. " Bunlar birbirine yapışık gezmiyor muydu? Şimdi ne oldu?" Diye düşünüyordu ama anlam veremiyordu. Bu kaçışın sonunun olmadığını ikisinde biliyordu ama konuşmaya cesaret edemiyorlardı.

"Sizin derdiniz ne! Tanrı aşkına!" Diye sordu Yoongi kendi tarzında

ikisi de ne olduğu sorarcasına Yoongi'nin yüzüne baktı. "Sabahtan beri siparişleri karıştırıyorsunuz." Bu sefer ikilinin yüzlerinden şaşkınlık akıyordu. O kadar dalgın olduklarının farkında değillerdi

"Akşam içkiyi çok içtiniz desem ertesi gün iş olduğunu bile bile içmezsiniz siz. Çocuk baktınız desem orta da bakılacak çocuk yok. Ne oluyor size! Bizi batırmaya ant mı içtiniz siz!" Adeta kükremişti son cümlesinde. Aslında 2 gündür böylelerdi de önceki gün tatildi Yoongi çok takmamıştı.

"İkiniz de aranızdaki problemi çözene kadar kafeden sınırsız uzaklaştırıldınız!" "Ne!" Aynı anda söylemişlerdi. "Duydunuz işte. Yeter ya! Sizin yüzünüzden kaç kişiyle polemik yaşadım, kaç kişiyi dövme eşiğine gelip kendimi tuttum haberiniz var mı?" İkisi de suçlu olduğundan sessiz kalmıştı. "Bakın buna bu günlük sesimi çıkarmazdım normalde ama siz dünde böyleydiniz ki çok şükür dün tatildi. Normalde tenha olan kafe bu gün çok kalabalık ve siz her şeyi birbirine karıştırdınız. Sorun sadece siparişler değil." "Özür dileriz hyung." Dediler aynı anda. "Bir daha olmayacak." "Olmasa iyi olur. Şimdi gidin ve düzelene kadar gelmeyin! "Peki hyung." Diyerek kafeden ayrılırlar sonra Yoongi Jimin'i arar "Akşam RM hyung'un doğum gününe gideceğiz." der. Jimin "Tamam" der. Hazırlanmak için eve gider. Jungkook da davetlidir partiye. Ama önce Jimin ile konuşması gerekmektedir.

Jungkook Jimin'in peşinden eve gider. "Hyung konuşmamız gerekiyor. Hyung'u duydun artık bu meseleyi çözmemiz lazım." Jimin de farkındaydı. Artık bir çözüm bulmaları lazımdı. Niye böyle olduğunu kendi de bilmiyordu. Cesaretini topladı. "Tamam, konuşalım. Ama Rm hyung'un partisinden sonra." Dedi ve odasına gitti.

Jungkook heyecanlandığından Jimin ise utandığından kaçıyordu. Jungkook Jimin'in biraz anlıyor biraz anlamıyordu. Ama bu sorunu nasıl çözeceğini biliyordu. Bu yüzden Jimin'in peşinden odasına daldı. "Hop! Burası benim odam kurabiye dışarı!" Dedi kızmamıştı sadece utanmıştı. "Önce bir konuyu çözmemiz gerekiyor." Dedi ve Jimin'e yaklaştı. "Jungkook..." Dedi Jimin bu 'ciddiyim' demekti onun dilinde. "Hyung sende biliyorsun kaçmanın sonu yok." Dedi Jungkook sakin ve yatıştırıcı bir tonda. Ardından daha da yaklaştı ve elinin tersiyle Jimin'in yüzünü okşadı. "Kurabiye..." Dedi Jimin gözleri anında kapanırken, sesi fısıltı gibi çıkmıştı. Jungkook artık Jimin'e öyle yaklaşmıştı ki Jimin nefesini yüzünde hatta dudaklarında hissediyordu. Jungkook aklından geçen edepsiz fikirleri sert bir şekilde susturdu. Jimin'i kırmak istemiyordu. Jimin yaprak misali titriyordu. Jungkook onun gerildiğini anlamıştı. Ama istediğini de biliyordu. "Jimin-shi..." Jimin sertçe yutkundu artık daha çok titriyordu bu defa heyecan titremesiydi. "Sakin ol bir şey yapmayacağım en azından şimdilik. Ama lütfen benden kaçma. Zaman istersen söylemen yeter." "İs-isti-istiyorum" "Ne? Zaman mı istiyorsun?" "Ha-hayır! Evet! Offf!" Jungkook Jimin'in dudağına tüy gibi bir öpüş bıraktı. Varla yok arasıydı ama bu bile Jimin'i eritmeye yetmişti. Jimin köşeye sıkışmıştı. Kaçmaya kalksa kaçamazdı ki kaçmak istemiyordu. Sadece korkuyordu birazcık. Derin bir nefes aldı Jimin. "Kurabiyem bu işin sonu iyiye gitmeyecek." Dedi ses tonu gayet sakindi ama oradaki titremeyi sadece Jungkook anlayabilirdi ki anladı da. "Kime diyorum ben acaba?" Jimin sesinin sinirli çıkmasına özen gösterdi. Jungkook imayı anlamıştı, Jimin kendince "Şimdi zamanı değil kurabiye geri çekil." Diyordu. Jungkook bir adım geri çekildi. Ona alan açtı. "Hyung artık kaçmak yok." Dedi Onu belinden tutup kendine çekerken. Jimin'in yüzünde hınzır bir gülümseme belirdi. (Demek oyun istiyorsun kurabiye sen şimdi görürsün.) "Tamam, kaçmak yok." Dedi bu defa Jungkook'un yüzüne doğru yaklaşan o idi. Jungkook beklemediği bu hamle karşısında afallamıştı. Jimin belindeki elin gevşediğini fark etmişti ama oyununa devam etti. Jungkook'a iyice sokuldu. Jungkook geri adım atmaya devam etti. Kaçmıyordu ne olduğunu anlamaya çalışıyordu sadece. En sonunda sırtı duvara değmişti. Jimin bu fırsatı değerlendirip hemen yanda duran kapıdan çıkarak kendini banyoya kilitledi. İkisinde kalbi deli gibi çarpıyordu. Jungkook'un dudaklarından s... İle başlayan o cümle dökülürken Jimin'in yüzünde zafer gülümsemesi vardı.

SEVGİ/LOVE JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin