25: Rüyanın İçindeki Kabus

29 6 71
                                    

Ace hatırlamak istemiyordu. İstemiyordu...

O lanet geçmişi neden unutamıyordu? Neden olanları hâlâ hatırlıyordu?

Onun ismi gerçekten Ace miydi? Değildi..

Apis'ti o eskiden. Şimdilerde ölü olan minik bir kız çocuğu. Evet eskiden bir kız çocuğuydu... Güçsüzdü ve zayıftı.. Mochizuki Kanji bilmiyordu... O yenilgiyi ilk başta tatmış sonra bunun iğrenç olduğuna karar verip söz vermişti kendine.

Belki de hayatı boyunca adam akıllı tutabileceği tek söz bu olacaktı.

"Ace." dedi İzana onun saçını okşarken. "Biraz dinlen."

Hâlâ sahil kenarındaydılar.

Ace mayışmış bir şekilde İzana'nın kucağına uyuyakaldı. Gönül isterdi ki bir rüya görsün. Neden bir kabustan beter olan geçmişini görüyordu?

Küçük Apis babasını bekliyordu yol kenarında. Tatildelerdi ailecek. Annesi, babası ve o.

İtalya'da bir tatile çıkmıştı aile. Aslında pek de tatil gibi değildi. Sadece İtalya'da babasının bir arkadaşının evindelerdi. Kızları Apis daha 5 yaşlarındaydı. Ama ufak bir sorun vardı. Annesi birkaç gündür rujunu yüzünden silmiyordu ve uyuyor numarası yapıyordu.

Babası ise garaja gidiyorum demişti ve hâlâ gelmemişti. Ama babası ona 'Apis, ben garaja gidiyorum. İşlerim var ve vakti geldiğinde geleceğim. Anneni sakın uyandırma.' demişti. Yani gelecekti.

Bunu annesisin uyumasından birkaç saat sonra söylemişti. Biraz da korkuyordu. Bu ev kötü bir sokaktaydı. Yani hemen hemen her saat silah patlaması sesleri.

Babasının gelmemesinin 10. gününde annesi daha uyanmamıştı ve banyo etmediği için çok pis kokuyordu.

20. günde annesinin bedeni bozulmuş et gibi kokmaya başlamıştı. Güzel karamel ve tarçın kokusu yoktu artık. Küçük kız sarı elbisesinin eteğini sıkıca tutarak evde turluyordu. Annesi uyanmıyordu hâlâ.

30. günde ise yorganı açmaya karar verdi. Yaz günüydü. Yorganı kaldırdığında kanlı çarşafları gördü kız. Kanlar kurumuştu. Ve sökülmüş kalbi.. Kalp kadının elindeydi. Sinekler, böcekler ve nicesi uçuşmaya başladığında Apis kapıdan çıktı ve koşmaya başladı.

Neden annesine ne olduğuna bakmamıştı? Babası demişti çünkü. Annen uyuyacak ve ben az sonra geleceğim...

Ağzını açmıyordu küçük kız. Midesi bulanıyordu. Yakınlardaki bir çöp tenekesinin kenarına kusmaya başladı. Midesi de fazla dolu değildi zaten. Babası gitmişti. Garajda değildi. Annesi gitmişti. Hayatta değildi.

Sarı elbisesi kirlenmişti. Tatile gelmişlerdi ve zaten dolaptaki sular bitmişti (musluk çalışmıyordu). Kıyafetleri 3 taneydi bir üstündeki iki tişört ve şort üç de pantalon ve tişört. Ama yıkanmaya yıkanmaya (elleriyle yıkamaya çalışsa bile lekeler gitmedi) iyice pislenmişti en temizi buydu. Yiyecek olarak abur cuburla idare etmişti. Ama artık hepsi de bitmişti zaten. Üstelik o manzara iç organlarının dışarı çıkmak istemesine neden olmuştu.

Sokaklarda ilerlerken kediler ve köpekler gördü. Onlar bile tuhaf tuhaf bakıyordu kıza. Ne kadar yürümüştü bilmiyordu ama şehir merkezindeydi şimdi.

ı don't fucking care / tokyo revengersWhere stories live. Discover now