1. Bölüm

1K 81 25
                                    

Bismillahirrahmanirrahim

•••••

Gözlerimin yanması ve kulağıma dolan ezanın sesi ile yatağımda biraz kıvrandım. Kalkmak benim için ne kadar zor olsada en sonunda kendimi yere doğru bıraktım ve o anlık can havli ile hemen kendimi düzelterek ayağa kalktım. Gözlerim kapanmak için benimle savaş verirken ayaklarım çoktan banyonun yolunu tutmuştu bile.

Aile evinde yaşamak ne kadar zor olsada en güzel yanı birlikte geçirdiğimiz zamanlardı.

Banyonun tam kapısını açacağım sırada birisi beni öyle bir ittirdiki elim kapının kulpundan kaydı ve ben dengemi toparlayamayarak bir kaç adım yan tarafa doğru sendeledim. O anlık sinir ve korku ile uykum çoktan kaçmıştı. Ateş saçan gözlerimi bana pis pis sırıtan kardeşime çevirdiğimde bana dil uzattı ve hızlı bir şekilde banyoya girerek kapıyı hemen arkasından kilitledi.

Kapıya doğru koşsamda benden daha çevik hareketlere sahip olduğundan çoktan kapıyı kapatmıştı.

"Emre aç şu kapıyı!" İçeriden bir şeylerin karıştırılma sesleri geliyordu. "Sana diyorum aç şu kapıyı!" Bir anda sesler susunca iki adım geri gittim. Sonuçta eski minik kardeşim değildi. Benim iki katım olan bir devdi. Aynı şeyleri yememize rağmen nasıl böyle oldu anlamış değilim.

Kapı bir anda açılınca öylece kaldım. "Duş alacağım ablacığım. İtirazın mı var?" Yutkunmamın sesini duyduğuna emindim. Bir anda arkamda bir el hissedince ağzımdan minik bir çığlık kaçtı.

"Emre çık şurdan! Duş alacak vakit mi kalmadı? Dilay sen gir sonra ben giderim. En sonda bu varlık girer." İki erkek kardeşin ortancası olmak böyle bir şeydi. Babanızın tek kızı olmak ise ayrı bir güzellikti. Akif abimin uyarıları üzerine Emre banyodan paşa paşa çıktı ve hemen ben girdim. İhtiyacımı gidererek hemen abdestimi aldım ve kurulanarak banyodan çıktım.

Çıktığım gibi babam ile yüz yüze gelemem bir oldu. Bir anlık korku ile iç çektim ve babam gülmeye başladı.

"Sen ne kadar korkak bir kız oldun yavrucuğum? Nerde benim aslanlar gibi kızım?" Gülmeye devam ediyordu. Bende onun gülümsemesine bakarken bende güldüm.

"Aslan kızın namaza girecek baba acelesi var." Yaklaşarak saçımın üzerine minik bir öpücük bıraktı ve geri çekildi. Peygamberimizin Hz. Fatma'yı sevdiği gibi sevmek için uğraşan bir babaya sahip olmak bu hayatta ki en büyük şansımdı.

"Ondan aslan kızım diyorum ya ben." Banyonun kapısından çekilerek bir kaç adım bende babama doğru yaklaştım ve zamanın verdiği kırışıklıklar olan yanağına bir öpücük bıraktım ve hiçbir şey demeden geri odama çekildim. Üzerime namaz için aldığım elbiseyi giyindim ve hemen örtümü bağlayarak odamdan çıktım. Hol loş bir ışık ile aydınlanıyordu ve aşağı katın ışığı merdivenleri olabildiğince aydınlık bir hale getirmişti. Merdivenleri hızlı hızlı indim ve odaya hemen girdim.

Seccadeler çoktan serilmişti ve beni bekledikleri çok belliydi. Hemen annemin yanındaki seccadede durdum ve babamın kamet getirmesini bekledim. İçimde bu gün inanılmaz bir mutluluk vardı. Normal zamanlarda da enerjik bir insan olmama rağmen bu gün ayrı bir şey olacak gibiydi.

Namaza durduğumuzda aklımda ne kadar şey varsa hepsini bir kenara bıraktım ve Allah'ın huzuruna kendimi verdim. Babamın güzel sesi ile duaları okuması içime işlemişti artık. Namaz gerçekten bir şifaydı. Ama inanan insana şifaydı. Huzuru bulmak parada değil bir seccade ve bir tesbih uzağımızdaydı. Ama insanların gerçek huzur yerine haram olan huzura yönelmekte üstlerine yoktu.

MESELE AŞK DEĞİLWhere stories live. Discover now