4. Bölüm

854 74 49
                                    

Bismillahirrahmanirrahim

^^^^^^

Allah'ım neden kendi kardeşimizi kendimiz seçemiyorduk ki? Öyle olsaydı Emre'yi yine istermiydim bilmiyorum. Ama kesinlikle onun için bir beyin isterdim.

"Senin beyninin yerinde miden mi var ya?" Sinirli çıkan sesime inat onaylar gibi başını salladı. Tam bir şey diyeceği sırada kapının çalması ile hemen birbirimize baktık. Bu kadar hızlı gelmiş olması imkansızdı. Emre yanımdan hızla geçerek dış kapıya yöneldi ve vakit kaybetmeden kapıyı hemen açtı. Gözlerim kapıda bana bakan gözlere çevirdiğim anda aklıma peçem geldi ve hemen arkamı döndüm. Yüzümü şu an görmesi uygun olmayacaktı. Başımdaki örtü ile yüzümü hızla kapattım ve hızla yönümü merdivenlere dönerek koştum ve odama çıkana kadar arkama bakmadım.

Odama girdiğim gibi hemen örtümü düzenledim ve peçemi takarak odadan çıktım. Kendime bakacak zamanım yoktu çünkü bana ne diyeceğini merak ediyordum. Aşağı kata inene kadar kalbimin sesi kulaklarımda attı. Salona girdiğim gibi onu gördüm. O ise zaten bana bakıyordu. Gözlerinde büyük bir anlam vardı ama ben hala onu çözebilmiş değildim. Nasıl olurdu da bir adam bu kadar anlamlı bakardı?

Kalbimin sesini duyamadımda anladım aşık olduğumu. Yavaş adımlarla odaya girdim ve tam karşısındaki koltuğa oturdum. Emre etrafta görünmüyordu. Baş başa kalmamız uygun değildi. Bu yüzden oturduğum yerden kalktım. Tam bir adım atacağım sırada kapıda Emre belirdi ve geri adım atarak kalktığım koltuğa geri oturdum.

"Dilay?"

"Efendim." Yüzüne bakacak cesaretim yoktu.

"Seni Allah için seviyorum. Çünkü Allah kalbime seni yazdı." Yüzümü görmeyen bir adamdan bunları duymak çok garipti. Bir an yüzümdeki peçe ağır geldi. Sanki yüzümü ona göstermem gerekiyordu. Ama hala emin değildim.

"Mesajını okudum ama cevap veremedim. Neden geldin?" Bir sevgiye layık olmak nedir bilmiyordum. Daha doğrusu bir adamın sevgisine layık olmak nedir bilmiyordum. Babasının yıllarca sevdiği ve gözü gibi büyüttüğü bir kızdım ben. Şimdi nasıl babamdan başka bir adamı severdim? Allah o kalbe o sevgiyi koyunca seviliyordu ama sanki benim kalbimin kilidi paslanmıştı.

"Mesele aşk değil. Ondan geldim."

"Nasıl yani?" Kafam zaten karışıktı neden kalbimide karıştırıyordu ki?

"Seninle evlenmemim sebebi aşk değil Dilay." Tam lafını bitirdiği sırada odanın içinde ikimizden de olmayan birinin sesi yükseldi.

"Ulan sen salak mısın? Niye taksit taksit söylüyorsun? Beyinsiz ya!" Emre'nin bağırtısı kulaklarımda yankılansa da ona hiçbir şey demedim çünkü bu konuda haklıydı. Kafamı yerden kaldırarak karşımda bana gözlerini dikmiş olan adama baktım.

"Özür dilerim bende heyecanlıyım. Ne dediğimi bilmiyorum." İçimden bu çocuksu ve masum hallerine gülmek gelsede kendimi sıktım. "Mesele aşk değil." Emre'nin bu sefer fısıltısı duyuldu.

"Meselene sokayım." Onu duymazdan geldim ve geri bütün konsantremi Ömer'e verdim.

"O zaman mesele ne?"

"Mesele senin ile güzel bir nesil." Yanaklarımda ve kalbimde hissettiğim ateş kafamı yere eğmeme neden oldu. Böyle bir itiraf beklemiyordum. Erkek kardeşimin burada olması ise ayrı bir meseleydi. "Dilay?" Benden bir cevap beklediğini biliyordum ama dilim tutulmuştu. Nasıl cevap verecektim ki?

"Aynen abisi evlenince yaparsınız. Şimdi kalk git şurdan benim asabımı bozma. Gecenin bir yarısı gelmiş 'Misili sininle gizil bir yivi kirmik' azına burdan çakarım görürsün. Evlenmeden olmaz." Emre'nin sözü üzerine kafamı hızla kaldırıp ona baktım. Adam sanki bana ahlaksız bir teklif sunmuş gibi davranması beni şok etmişti. Neden bu kadar salak bir kardeşim vardı ki?

MESELE AŞK DEĞİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin