[49]

51 6 0
                                    


Odamın kapısı açıldığında izlediğim diziyi durdurup kafamı kaldırdım. Babam bana bakıp "Naber?" diye sordu.

Omuz silkip "İyi, senden?" diye sordum.

"Pek iyi gözükmüyor"

Gözlerimi kaçırdım. Eve geldiğimden beri sürekli telefonumu kontrol ediyordum. Kaan'ın aramasını geçtim tek bir mesaj bile atmamıştı. Okuldaki öğle arasından beri konuşmuyorduk. Acaba ayrılmış mı sayılıyorduk? Sinirle inledim.

Babam gülerken "Anıl burada mısın?" diye sordu.

"Malesef" diye mırıldandım. Şu an sadece Kaan'ın kolları arasında olmak istiyordum.

"Ne olduğunu anlatmak ister misin?"

Kafamı hayır anlamında salladım. Aileme gay olduğumu söylemem sonraki bölümün konusuydu.

Babam odamdan çıkacağı sırada durup yeniden bana döndü. "Bu arada arkadaşın geldi, içerde annen ile oturuyor"

"Yavşak Eren" diye mırıldandım. Gizliden anneme yürüyordu, doyumsuz bir piçti.

"Eren değil, Kaan"

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken babam odamdan çıktı. Neden geleceğini haber vermemişti? Yataktan hızlıca çıkmaya çalışırken yorgana takılıp yere düştüm. Acıyla inleyip kafamı tuttum. Kendimi öldürene kadar durmayacaktım. Hemen ayağa kalkıp aynadan kendime baktım, dehşetül vahşettim.

Odaya girdiğimde beni fark etmemişlerdi. Annem dizideki karakteri Kaan'a anlatıyordu. Kaan ise sessizce televizyona bakıyordu.

"Niye geldin?" diye sorduğumda üçü de bana dönmüştü.

"Oğlum ayıp olmuyor mu?" diye soran babamdı.

"Olmuyor, saat gecenin onu. Bu saatte misafirliğe gelinir mi?"

Kaan gülümseyip "Saat sekizde geldim" dedi.

"Ne?"

Annem elini Kaan'ın omuzuna koyup "Sensiz sohbet ettik" dedi.

Ağzım şaşkınlıkla açıldı. Ailem ve ex sevgilim beni dışlamış mıydı?

"Beni niye çağırmadınız?"

Babam "Ağlıyorsun diye rahatsız etmek istemedik" dediğinde "Baba" diye homurdandım.

Günün tek artısı ağlarken sessiz olmadığımı öğrenmiştim.

"Kaan odama gelsene" dediğimde ayağa kalkmıştı.

Annem "Odanın kapısı açık kalsın" dediğinde garip bir şekilde ona baktım.

"Niye ki?"

Annem "Kaan terlemesin, eve giderken üşür çocuk" dediğinde babam gülmüştü.

"Merak etme anne, sırtına bez koyarım ben onun"

Odamın kapısını kapatıp Kaan'a döndüm. "Neden geldiğinde mesaj atmadın?"

"Annen ve baban uyuyordur diyerek beni zorla içeri aldı. Sonra da iki saniye bile rahat bırakmadılar"

Kaşlarımı çattım. Böyle bir şeyi ilk defa yapıyorlardı. Yarın ne olduğunu sormam gerekti.

"Çok şanslısın Anıl" dediğinde gülümsedim. Ailem ve ne kadar kabul etmek istemesem de Alp ve Eren en büyük şansımdı. Kaan ise her şeyimdi.

Ciddileşip "Neden geldin?" diye sordum.

"Seni özledim"

Bakışlarımı kaçırdım, yumuşamayacaktım. "Okulda böyle değildin"

"Yapma ama" ona dik bir şekilde bakmamla başka bir şey demeden yatağıma uzandı. Yutkundum, onu çok fazla yatağımda hayal etmiştim. Hiçbiri masum değildi. Anıl'ın fantazi dünyası çok renkliydi.

"Niye öyle bakıyorsun?"

"Hiç, nasıl bakıyorum? Sapık mı baktım? Sapık bakış nasıl oluyor ki? Seninle sevişmelerimi hayat ettiğimi mi ima ediyorsun? Ne alaka? Saçmalama"

Gülmeye başlamasıyla elimi alnıma vurdum. "Fazla mı konuştum?"

"Yok, azdı. Detayları vermedin"

"Kim azdı?" diye sormamla daha sesli gülmeye başladı. Gülüşüne bakarken kafamdaki her şey silinmişti. Çok güzel gülüyordu.

"Ben azmadım" diye mırıldanıp yanına oturdum. Elimden çekip beni kolları arasına aldı. Kafamı göğsüne yasladığımda gözlerimi kapattım. İşte tam şu an hayatı yaşadığımı fark etmiştim. Kelebek etkisi gerçekti, parmak uçlarıma kadar uyuşmamın başka açıklaması yoktu. Bir insan gerçekten aşık olduğu kişinin kolları arasında olmayı hayatında kaç kere yaşardı ki? Belki cevaptaki sayı çok fazladır. Bu bir insan ben olduğumda cevap hiçti, imkansızdı. Onunla aramızda kapanmayacak mesafeler vardı. Belki şu an bunu okuyan senin mesafen kilometrelere dökülen türdendir. Her şey halledilir, tüm mesafeler kapanır. Tek gereken sevgi, gerisi önemsiz. Yardır dostum.

"Uyumuyorsun değil mi?" diye sorduğunda "Kalbini dinliyorum" dedim.

"Anıl, Anıl, Anıl diye atıyor"

"İyiymiş" dediğinde "Sen hiç flört etmesini bilmez misin?" diye sordum. İyiymişmiş.

Kafamı kaldırıp ona baktım. "Hayır, bilmem. Ben şu 'Ya benimsin ya kara toprağın' diyen adamlardanım"

"Çok romantik, vur beni"

"Benim değil misin?" diye sorduğunda bakışlarımı kaçırdım.

"11 saattir konuşmuyoruz, yasa hükmün gereğince sevgililiğimiz düştü"

Gülmeye başlamasıyla "Bu güldüğün şey benim dramım" dedim.

Gülmesi dururken "Tokat atmayacaksan seni öpeceğim" dedi.

Heyecandan elimin altındaki karnını sıktığımda acıyla inledi. "Ay pardon"

"Şimdiden başladın şiddete"

Elimi çekip "Nolur öp beni" dedim.

Elini enseme koyduğunda yataktan destek alarak biraz daha üstüne çıktım. Beni öpme düşüncesi boğazımı kurutmuştu, yutkundum.

"Bana bildiğim tüm doğruları şaşırtıyorsun Anıl"

Dudaklarına bakmayı kesip gözlerine baktım. "Bildiğin doğrular neler ki?"

"Tahmin etmesi zor olmasa gerek"

"Beni öpmen bu kadar zor olmasa gerek amına koyayım, bayılcam şimdi"

Ensemdeki eliyle beni kendine çekmesiyle dudaklarımız sonunda birleşmişti. Amma konuşmuştu lavuk, kafam ağrımıştı.

Kişisel Algıla [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin