1

2.1K 44 9
                                    


Survivor biteli aylar olmuştu. Herkes çoktan hayatına karışmıştı. Şampiyon çoğu kişinin hayal kırıklığına uğramasına sebep olmuştu. Asıl hak edenin Poyraz olduğunu düşünüyordu herkes.

Aleyna hariç. Onun için Poyraz yaşattıklarının geri dönüşü olarak bu haksızlığa uğramıştı. Adada ona olan sözleri, davranışları, ithamları Aleyna'yı üzmüştü. Şimdi bile hatırlayınca üzülüyordu. Ama üzüntüden çok nefret besliyordu ona. Halbuki nasıl bir anda bu hâle gelmişlerdi, aklı almıyordu. Yarışma öncesi de tanışıklardı, yarışmada bambaşka olmuşlardı. Belki ikisi de hatalıydı ama Aleyna bu tavırları hak etmediğine kesinlikle emindi.

Şimdi ise İsmail'in daveti üzerine bir parti veriyorlardı. Herkesi bir araya toplamak içinmiş. Ne gerek varsa, bir de herkesi çağırmıştı. Herkes birbiriyle süper anlaşıyormuş gibi. İşi yüzünden gelemeyen birkaç kişi vardı, onun dışında herkes buradaydı. Aleyna ve Poyraz da dahil. İsmail'i kıramamıştı ikisi de.

Aleyna'nın üzerinde siyah mini bir etek ile, aynı şekilde siyah, boyundan bağlamalı sırtını açıkta bırakan bir büstiyer vardı. Sırt dekoltesini göstermek istercesine saçlarını yukarıdan bir at kuyruğu yapıp iki tutam saçını önden bırakmıştı. Çok yüksek olmayan kalın topuklularıyla tanıdık gördüğü birkaç yüzün toplandığı masaya doğru ilerledi. Aleyna Çalışkan, İsmail, İlayda ve Batuhan bir masadaydı. Yanlarında ise yarışmanın başlarından tanıdığı, çok da hatırlamadığı iki kişi vardı.

"Ooo Kalaycıoğlu! Hoşgeldin ya, gözlerimiz yollarda kaldı." İsmail'in laflarıyla güldü Aleyna.

"Assolistler en son gelir," diyip göz kırptı. Sonrasında Aleyna Çalışkan ile sarıldılar. İlayda ile de kısaca selamlaşıp masanın öbür ucundaki Batuhan ile sarıldılar. "Yakıyorsun."
Hafifçe tebessüm etti. Herkes çok şık görünüyordu. Sohbet herkesi sararken durduğu yerden etraftakileri incelemeye başladı. Bir sürü tanıdık yüz vardı, bir sürü ona kötü söz söylemiş kişi de.

Onlardan biriyle göz göze geldi. Bu bakışma uzun sürdü. Oğlanın koyu kahve gözleri kızı baştan aşağı süzdü. Adada fazlaca uzamış saçları şimdi biraz daha kısaydı. Sakallarına çok dokunmamıştı ama. Baştan aşağı simsiyahtı. Tıpkı kendisi gibi.

Oğlan onu süzerken ne düşündüğünü pek bilmiyordu. Değişmişti. Birkaç ay içinde nasıl bu kadar değişmişti bilmiyordu ama adadaki o halinden eser yoktu. Daha sert görünüyordu, imajını değiştirmişti. Daha fazla bakmanın saçma duracağını biraz geç de olsa fark ettiğinde yanındaki arkadaşlarına döndü. Dora, Ayşe, Berkay, Hanzade, Sancakay buradaydı. Güzel bir sohbet dönüyordu. Sancakay ona yakındı. Kendini geri çekmedi. Hareketlerine çok anlam yüklemedi. O sırada gözü içeri giren Emin'e döndü. Onunla beraber birkaç kişi daha bakmıştı. Emin ise direkt İsmail ve diğerlerinin olduğu masaya doğru ilerledi.

Sonra Aleyna onu görünce ellerini boynuna doladı, o da Aleyna'nın beline. İzledi. İkisi çok yakın arkadaştılar. Aleyna'ya laf söylemeyen tek insan Emin olabilirdi.

Emin ile bayağı bir sohbet ettiler, "Birkaç kişiye daha selam verip geliyorum." diyip önüne ilk çıkan masa olan Poyrazların bulunduğu masaya ilerledi. Hepsiyle selamlaşmadı. Hatrı olan birkaç kişiyle kısaca selamlaştı. Emin Aleyna'nın çok yakın arkadaşıydı. O yüzden fazla samimi olmayışı çok doğaldı. Poyraz'ın elini sıktıktan sonra başka masalara ilerledi.

"Ne bu soğukluk?" Ayşe inanamaz bir şekilde konuştuğunda Poyraz ona döndü. "En yakın arkadaşıyla aramız pek iyi değil ya hani, normal."

"Ay, sanki kızı falakaya yatırdınız siz de." Hanzade oradan cevap verince omuz silkti Poyraz.

heaven can wait, alpoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin