8

1.1K 39 10
                                    


Aleyna gözüne vuran ışıkla yerinde kıpırdamaya çalıştı. Tabii pek rahat değildi, belinde ve boynunun altında hissettiği kolla arkasına döndü. Kıvırcık saçları birbirine girmiş, ona dönük bir şekilde uyuyordu.

Arabanın arka koltuğuna sıkışmıştı ikisi de. Üstünde Poyraz'ın büyük tişörtü vardı. Poyraz ise sadece pantolonuyla yatmıştı.

Hızlı bir gece geçirmişlerdi. Bundan sonrasında ne yapacağını aklı kesmiyordu. Dün yaşananları pek düşünmemişti. Planlamadan bir şeyler yaşamayı özlemişti.

Yerinde ona doğru döndü. Biraz kıpırdansa da uyanmamıştı. Bu sayede biraz onu izleme şansı elde etmişti. Boynunda bıraktığı izlere baktı, yanağında da birkaç iz vardı. Eminim kendisinde de böyle hasarlar vardı. Sert bir geceydi, tüm zamanın öfkesini kusar gibiydi ikisi.

Aleyna bir elini yanağına götürdü ve okşadı. Uyurken güzel görünüyordu. Zararsızdı. Bu halini sevdi onun. Yaklaşırken düşünmek zorunda olmadığı, planlı davranmak zorunda olmadığı bir haliydi. Biraz sonra uyandığında ise ne yapacağı hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

Yavaşça yerinde doğruldu ve ikisine dar gelen arabadan çıktı. Güneş tepeye çıkmak üzereydi, ön taraftan telefonunu alıp saate baktığında dahaca erken olduğunu gördü.

Arabanın kaputuna yaslanıp yüzünü ovuşturdu. Şehirden ve yerleşik alandan uzak bir arazi olduğu için şanslılardı.

Aleyna dün bir nevi ona olan hislerini itiraf etmiş gibiydi. Ama kendinden yine de fazla ödün vermeyecekti. Dün gece aralarında tansiyon yüzünden sevişmişlerdi, bu ilişkide oldukları anlamına gelmiyordu. Poyraz'ın düşünceleri ne olurdu bilmiyordu ama o gardını tamamen indirmemekte kararlıydı.

Dün yaptıkları anlık şeylerdi, ama onunla, onun gibi yorucu bir adamla ilişkiye başlamak onu nasıl etkilerdi hiç kestiremiyordu. Oysa dün kendini ona teslim etmişti.. seninim demişti ona.

Aleyna hatırladıklarıyla alnına vurdu. "Salak!"
Ne düşünüyordu o an? Öyle bir andı ki, kafayı yemiş gibiydi. Tek istediği onu hissetmekti.

Dün gece yaptıklarını hatırladıkça kızaran yüzüyle, kendine ettiği küfürlerle bir vakit geçerken kapının açılma sesini duydu. Şimdi yüzleşme vaktiydi.

"Günaydın." Poyraz'ın keyfi yerinde gibi görünüyordu. Çıplak üstüne alıcı gözle baktı Aleyna. Yalan yoktu, onu feci tatmin ediyordu.
O esneyerek yanına gelirken bakışlarını önüne çevirdi. "Ne o? Konuşmuyor muyuz?" Poyraz merakla, biraz da bu durumu beklercesine gülerek sorarken Aleyna da ona döndü. Boynuna getirdi elini. "Boynun, kötü olmuş."

"Malum."

"Malum.." Aleyna da onu tekrarlayınca Poyraz dudağını ısırdı ister istemez. Hatırladıklarıyla keyfi daha da yerine geliyordu. Tabii bu konuşmanın devamında onu bekleyen şeylerin farkındaydı. Zaten ikisi de bunu göze almıştı dün gece.

"Poyraz."

"Söyle," biraz daha ona yaklaşarak kafasını yana eğdi. Çekindiğinin farkındaydı, normaldi de. Çünkü belli etmese de o bile çekiniyordu. "Ne diyeceğini tahmin ediyorum, o yüzden söyle gitsin."

Poyraz'ın bu sözleriyle Aleyna ona bakmaya devam etti. "Dün gece olanlar, bir ilişkiye başladığımız anlamına gelmez."

"Farkındayım."

"Dün dediklerim.." Aleyna'nın konuşmasına aldırmadan onu çenesinden tutup kendi tarafına döndürdü. Sonra boynunu kapatan saçlarını geriye attı. Büyük tişörtü boynunu ve köprücük kemiklerini açıkta bırakırken o da orada bıraktığı izlere baktı. "Morarmış."

heaven can wait, alpoyحيث تعيش القصص. اكتشف الآن