11

1.1K 39 20
                                    


Aleyna annesi ile yaşadığı tartışmadan sonra kendini eve kapatmıştı. Birkaç gündür kimseye ses etmeden geçiniyordu. Arkadaşları ve Poyraz ona yazsa da bir bahaneyle geçiştirip evde yalnız kalmayı başarabiliyordu.

Aralarındaki konuşma beklediği gibi gitmişti. Annesine kızamıyordu da, onu düşünüyordu. İyiliği için çabalıyordu. Bu yüzdendi tüm siniri. Kendini düşünmediğini, aynı şeyleri bir daha yaşarsa daha fazla üzüleceğini falan söylüyordu.

Aleyna bunların farkındaydı elbette, ama bazı şeyleri artık fazla dramatize etmeden anlık yaşamak istiyordu. İki tarafın da suçlu olduğu konular vardı, ağır basan bir taraf vardı tabii ama bunları konuşmuşlardı.

Bir hafta önce kendisi de annesi gibi düşünürken nasıl bu hale gelmişti o da bilmiyordu. Karşısındaki adama dayanmak zordu, üstelik onun için bu kadar çabaladığını görürken bambaşka hissediyordu. O anlarda geçmişin bir zerresini dahi hatırlamıyordu. Gözü kör oluyordu. Sonrasında ise aklına düştüğünde kendine ihanet etmiş gibi hissediyordu. Gururu beliriyor, içine bir şüphe düşüyordu.

Şimdi koltukta yayılmış telefonunda oyalanırken, suratının düşük, moralinin bu kadar bozuk olma nedenlerinden biri de aldığı tepkilerdi.

O gün çekilen fotoğrafları paylaşılmıştı. İkisinin gülüşürken, dip dibe oturduğu fotoğraflar bazılarının hoşuna gitse de bazılarını ona saldırması için harekete geçirmişti. Tamam öyle çok ünlü değillerdi, magazine falan da çıkmamışlardı. Ama sonuçta belli bir kitle vardı ve o kitlenin yarısından fazlası Aleyna ve Poyraz'ın birbirine ettiği büyük sözleri biliyorlardı. Şimdi ikisi de dönek konumuna düşmüştü.

Aleyna okudukça sinirlenirken yorumların hepsine cevap vermek istiyordu, ama başka bir olay da yaratmamak için bundan vazgeçmişti. Poyraz'ın da onun gibi sessizliğini koruduğunu görünce ona ayak uydurdu.

Twitterda oyalanmayı bırakıp gelen mesajlara baktı. Aynı kişilerden geliyordu. Bakmadan geri çıktı uygulamadan. Daha sonrasında ise çalan telefonu kulağına götürdü.

"Alo?"

"Lütfettiniz." Poyraz'ın sitem eder gibi çıkan sesiyle başına götürdü elini. "Neredesin?"

"Evdeyim.." sessiz çıkan sesinden bir şeyler yapmak istemediğini anlasın diye umuyordu. Cidden hiçbir şey yapası yoktu. Sadece hayatsız gibi yatıp yuvalanmak istiyordu.

"Dışarı çıkalım?"

"Yok ya, benim hiçbir yerlere gidesim yok."

"Aleyna," Poyraz sabır dilercesine söylendiğinde o da bir nefes verdi dışarıya. "Bana etkilenmeyeceğim dedin, ama üç gündür yüzünü göremiyorum."

"Onunla alakası yok."

"Yeme beni, farkında değil miyim sanki."

"Şuan tartışacak halim yok inan.."

"İşte, niye yok halin?"

Aleyna bir süre sessiz durdu. "Hastayım galiba."

"Çok büyük yalancı oldun başıma."

"Ya yalan değil?" Aleyna biraz daha inandırıcı olmaya çalışarak boğazını temizledi. "Geçen gece kustum bayağı. Ateşim falan çıktı. Şimdi de yorgunum işte halsizim.."

"Cidden mi?"

"Cidden." Aleyna yalan söylediği için kendini biraz kötü hissetse de beyaz yalandan ne olabilir diye düşünerek kendini rahatlattı. Onun bu kadar çabuk inanması da komik gelmişti bir yandan.

"Hastaneye gittin mi?"

"Yok. Gerek yok yani, o kadar büyük bir şey değil sonuçta."

"Ateşin var mı hala?"

heaven can wait, alpoyWhere stories live. Discover now