Gangster

197 31 20
                                    

Biraz daha oturup sohbet ettikten sonra odama çıkmıştım. Banyoya gidip suyu kontrol ettiğimde geldiğini görmüştüm. Vakit kaybetmeden duşa girimiştim. Üstümdeki kanlardan kurtulmuş ve yatağa kendimi rahat bir şekilde atmıştım.

𓃗

Ertesi gün biraz olsun rahatlamış bir şekilde uyanmıştım. Üstümdeki boktan koku gitmişti. Tekrar duşa girip aşağı indim. Gözler yine bana çevriliyordu ama hâlâ insanların yüzündeki korkuyu ve çekingenliği görebiliyordum. Herşeyi kanıtları ile anlatmama rağmen bana inanmıyorlardı. Umrumda da değildi hatta korkup çekinmeleri işime ve işlerine gelirdi çünkü kendilerini bana şu kadarcık yakın hissedip annem babam gibi davranırlarsa gerçekten katil olurdum.

Düşündüklerim ile sert olan ifadem daha da sertleşmiş ve yakınımdaki insanların iki adım geriye gittiklerini görmüştüm. Korku ile bakmaları ve her an saldıracak mıyım diye tetikte olmaları iyi geliyordu. Üstünlük kurmuştum bile. Önümden çekilip sırtlarını duvara dayayıp geçmemi bekliyorlardı. Küçük bir sırtış atıyordum tabi bu iyi anlamda değildi. Asansöre binip yemekhaneye gittim. Minho ve arkadaş gurubu aynı yerlerindeydi.

Üstümdeki bakışları takmayarak onlara doğru adımladım ve tabağıma bişeyler doldurdum. Bana şaşkınca bakan gözlere dönmüştüm. Minho bana bakıp
"Tanrım! Jeongin saçların harika görünüyor. Geldiğinden beridir farketmedim."
Ellerimi saçlarıma atıp
"Doğru sen görmedin. O gangsterler eve gelmeden önceki gece boyamıştım."
Gülümseyip
"Kargaşadan ve yaşanan olaylardan fark edememişim."
Kafamı sallayıp yemeğe devam ettim. Teyzemlerin de bize katılması ile kalabalıklaşmıştık.

Yemek yamiştik ki Minho ayağa fırlayıp
"Hadi dışarıda oturalım"
Demişti. Aslında hiç oraya gitmek istemiyordum. Bir şişe bira alıp kendimi odaya kapamak daha cazip gelmişti. Teyzemler de ısrar edince kalkıp dışarı oturmuştuk. Bayağı sıcaktı. Üstümde ince bir tişört olmasına rağmen terlemiştim, bir su atmak iyi gelebilirdi. Haber verip lavaboya gittim. İçeri girdiğimde kimsenin olmaması ile bir nefes vermiş ve musluğu açıp yüzüme su serpmiştim. Kafamı kadırıp aynadan kendime bakacakken arkamda kollarını birbirine dolamış Hwang Hyunjin görmek istediğim son şeydi. Bana her zamanki gibi sırıtarak bakıyordu.

Bana yaklaşmış ve ellerini saçlarıma atmak için hamle yapmıştı. Temas en nefret ettiğim şeylerin başını çekiyordu. Özellikle saçıma ve yüzüme temas edilmesi beni delirtirdi. Hemen bir adım geriye gittim, neyseki eli saçlarıma değmemişti. Sırıtmaya devam ederken konuştu
"Saçların güzelmiş. Kan ve kirden farketmemişim."
"Fark etsen ne olacaktı?"
Bana doğru bir adım atmıştı
"Çok konuşuyorsun Yang."
Aklımda olan soruyu sormanın tam zamanıydı.
"Neden şu boktan test işini getirdin Hwang? Onca insanı ölüme terk ettin."
"Seni ilgilendirmez? Herkes o teste girmek zorunda."
"Öyle mi? Ben neden girmedim o zaman?"
Sırıtıp
"Sadakatsiz olmandan şüphe ettiklerimizi biraz gözleriz. Sadakatsizlik hemen ortaya çıkmaz."
"Sadakatsiz olmadığımı söyledim ama."
"Olabilir kesin değil sonuçta. "

Demek o yüzden günlerdir etrafımdaydı, beni gözlüyordu. Bir adım daha yaklaşıp
"Gözüm üstünde Yang. Herhangi bir yanlış yaptığında seni o teste sokarım bunu bil."
Demişti.
Hah çok korktum şimdi. O testten çok korkuyorum aman Hyunjin efendiye bir yanlışlık yapmayalım. Kendini ne sanıyordu. O test işinden de bu Hwang bozuntusundan da korkmuyordum.

Arkasını dönüp beni sinir eden bir yavaşlıkta çıktı lavabodan. Onu her gördüğümde yüzüne sağlam bir tane indirmek istiyordum. Sinir ile elimi lavaboya vurdum. Biraz daha yüzüme su serptikten sonra lavabodan çıkıp diğerlerinin yanına dönmüştüm. Sinirden parmak etlerimi yiyiyordum. Gökyüzüne bakıp derin bir nefes verdim. Kafamı indirdiğimde karşı bankta oturup yine beni izleyen -gözetleyen- Hyunjin ile karşılaşmıştım. Gözlerimi devirip diğer tarafa baktım. Sinirden ellerim titriyor nefes alamıyordum. Neden bu kadar sinirlenmiştim ortada hiçbirşey yoktu. Sağ tarafımda içen birkaç insan vardı. Yüzlerini inceleyince birisi tanıdık gelmişti. O herif.

Sığınak || Hyuninحيث تعيش القصص. اكتشف الآن