6.

48 3 1
                                    

💦

"Ananı sikim sen ciddimisin kızım!?"

"Malmısın kızım? bunun şakasımı olur."

"Ne bilim yani şimdi gidip özür mü dilim?"

Kendine gel ayça o senden numaranı istedi unuttunmu? Saçmalamayı kes! Özür mözür yok anladınmı beni?

Haklısın iç ses! Özür mözür yok! Kendisi gelip Özür dilesin çok istiyorsa.

"Yok ya! Ne özürü dilemiyorum özür falan! Çok istiyorsa beyfendi kendisi gelip Özür dilesin. Hem numaramı istiyo, bide Özür bekleyemez. Ölürüm de Özür dilemem. Kovulcağımı bilsem bile. Bikere kendi gururuma yediremem. Şerefsiz pezevenk bana yürüyordu az önce hayatta Özür dilemem. Banane Allah Allah ya!!"

"Tamam kızım bi sakin ol tamam'ı? Gidip bi adamın karşısına geç ilk o senden Özür dilerse uzatma sende dile. A yok Özür dilemiyorsa sende dileme ben senin arkandayım her zaman tamam'ı?"

Gidip Nil'e kocaman sarıldım. O benim en iyi dostum olmuştu, bu birkaç haftada.

"Tamam gel gidelim. Ama Özür dilemezse ben istifa ederim onla aynı ortamda kalmam bi daha. Anlaştık mı?"

"Sen bilirsin ayça ben her ne olursa olsun senin yanında destekçinim."

Nil'e tekrar sarıldım ve sonra soyunma odasının çıkış kapısının oraya doğru yürümeye başladık.

Patronunun odasına doğru ilerlerken ellerimin titrediğini fark ettim. Neden bukadar korkuyorum ki? Alt tarafı oraya giricem ve kovulup kovulmayacağımı öğrenicem. Ama ya kovulursam? Benim bu işe girme sebebim üniversiteye başlayacağım ve aileme yük olmamak için para biriktirmekti, ama şimdi aptal bi olay yüzünden kovula bilirdim. Normalde çok sık küfür etmem ama adama baya bi saydırmıştım. Umarım kazasız belasız atlatırım bu olayıda. Amiin.

Kapıyı tıkladım ve gel komutunu duyunca içeri girdim. Patron kahve rengi deri koltukta oturmuş oğlu ise masanın karşısındaki siyah koltukların birinde oturuyordu.

Patronun oğluyla göz göze geldiğimizde gözlerimi kaçırdım. Aslında yaptıklarımdan pişman değildim neden ben gözlerimi kaçırdım ki.

"Geç otur kızım." Patronum adil bey bana seslenince düşüncelerimden uzaklaşıp, patronun oğlunun oturduğu koltuğun karşısına oturdum.

"Evet, kim anlatmak ister ne olduğunu?"

"Ben anlatayım adil bey. Bana çay dökülmüş silinmesi gerek denildi Bende beyefendinin döktüğü çayı sildikten sonra gidecekken bana yeni çay getirirmisiniz dedi. Bende çayı aldım götürdüm bıraktım, başka bi arzunuz varmı? dedim. Bu sap- yani beyfendide numaranızı alabilirmiyim diye bişey saçmaladı. Bende sizin oğlunuz olduğunu bilmiyodum, ki bilseydim bişey değişmezdi. Neyse sonra bende normal bi kadın olarak kendimi savundum. Şimdi oğlunuz suçlu olduğu halde beni kovarsanız giderim, ama çalışmaya devam edebilirsin dersenizde oğlunuz benden özür dileyene kadarda geri dönmem."

"Ben mi özür dileyecekmişim? Pardon ama sende bana sövdün, ben sana benden özür dile diyormuyum?"

"Ben sana özür dilemeyeceğim dedim mi? Sen dileyeceksin ilk Bende sonra. A yok dilemiyorum dersen ben sizin kovmanıza kalmam istifa ederim zaten."

"Bir saniye şimdi kızım bi sakin ol sende evlat sende dur. Kızım sen burda çalışmaya devam edebilirsin. Bizim eşek sıpası haylazlık yapmış kusurumuza bakma, ama çalışa bilirsin. Zaten alaz'da senden Özür dileyecek?"

"Özür dilerim oldumu? Şimdi sende dile özrünü malum güzel sövdün."

Ben sana daha söverdim de dua et baban burda. Puşt!

"Herkese böyle özür dileme süründürür ler böyle özür mü olur diye. Dua et ben süründürmeyeceğim. Kabul ettim. Özür dilerim. Kabul ettinmi?"

"Ettim."

"Tamam o zaman, kızım sen çıkabilirsin mesain bitti. Evlat sende kızımızı eve bırak bu saatte disarda olmasın." Saate baktım 20.46 ydı çok geç değildi abimi arardım o alırdı dimi yani?

"Yok, sağ olun ben kendim giderim ya da abimi ararım o beni alır zahmet vermeyeyim hiç."

"Yok kızım ne zahmeti? Zaten abini ararsan ona zahmet verirsin zaten bizim oğlan çıkacak senide bıraksın kerata."

İsminin az önce alaz olduğunu öğrendiğim adama baktım. Bence zarar gelmez bundan anca yavşak yumruğu yiyince oturur yerine abimi boşuna yormayayım.

"Senin başka işin varmı? Gecikme sonra diye soruyorum."

"Yok yok, benim işim seni bırakırım. Gel hadi çıkalım. Görüşürüz baba."

"İyi günler adil bey."

"Sanada kızım." Dedikten sonra arabaya doğru ilerledik.

Ben alaza konum attım ve o takip ederek beni evimin önüne kadar getirdi. Ben arabadan inerken alaz da benimle indi.

"Teşekkür ederim, bıraktığın için."

"Rica ederim, ne demek? Bu arada tekrardan özür dilerim."

"Sorun değil, bende tekrardan özür dilerim."

Bok sorun moruk değil sen görürsün çayına tuz atıcam şeker diye, kahvene tükürücem köpük diye görürsün. Nihahahaha!

"Görüşürüz"

"Görüşürüz"

Arkamı döndüm ve binaya adımladım.bir kaç dakika sonra Yatağımda gözlerimi kapamış ve uyumuş buldum kendimi.

...

"Kızım, sana bi hediye gelmiş kalk bak hadi."

Sabah sabah annemin konuşmasıyla kalktım ve yarı açık gözlerimi anneme dikip konuştum.

"Annecim sabah sabah bana kim niye hediye göndersin? Ben o kadar ünlü müyüm ha?"

"Ne bilim kızım ben alaz diye birinden gelmiş, abin görmeden al sakla bunu başına bir şey gelmesin. Zaten kıskancın teki bide sorup durur çekemem sabah leyin hiç yani."

Bir saniye o alaz'dan mı gelmiş dedi? Benmi yanlış duyuyorum? Heyecanla yatağımdan kalkıp annemi odamdan çıkardım ve bu tatlış ayıcıkla çiçeklerle şok olmuş şekilde bakışma ya başladım.

Bir saniye o alaz'dan mı gelmiş dedi? Benmi yanlış duyuyorum? Heyecanla yatağımdan kalkıp annemi odamdan çıkardım ve bu tatlış ayıcıkla çiçeklerle şok olmuş şekilde bakışma ya başladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Çiçek sepeti yazısını düşünmeyin)

Umarım beğenirsiniz bölümü yorumlarınız çok değerli benim için.

Sizi çok seviyorum. Öpüldünüz😘

Dünyanın En Güzel Kızı |TEXTİNG|Where stories live. Discover now