10.

43 3 5
                                    

Oy ve yorum lütüfen ama aşklar, zor olmamalı.

                                 💦

Kapıda mal gibi dikildiğimi fark ettiğimde biraz daha kapıyı araladım ve Alaz'ın geçmesini bekledin.

"Hoşgeldiniz Alaz bey ama ne gerek vardı?" Burnumu çektim. Çokmu sümüklü oldum ne?

"Ne zahmeti ama sen niye ayaktasın?  Gel uzan şu koltuğa. Nasıl böyle hasta oldun sen?"

Beni belimden tuttu ve misafir odasındaki koltukların birine oturttu.

"Battaniye nerde var? Senin hızlı iyileşmen için terlemen gerek. Ateş ölçer varmı bide?"

Vaaaaay, patronumun oğlu benim için endişelenirmiş de. Bak sen.

"Battaniye benim odamda karşıdaki koridorda sağdaki kapı, ateş ölçer masanın üzerinde ama siz biraz sakinmi olsanız? Verem değilim, endişelenecek bişey yok."

"Tamam. Sen beni burda bekle sakın biyere kalkma!"

Ben kafamı sallar sallamaz Alaz benim odama girdi ve elinde bir battaniyeyle geri döndü. Misafir odasına girdiğinde üzerimi örttü ve masanın oraya ateş ölçer almak için ilerledi. Masanın üzerindeki sürahiden bardağa su doldurdu ve  elindeki poşet, şu, ateş ölçer le geri döndü.

Bardağı orta sehpaya bırakıp ateş ölçeri kolumun altına yerleştirdi. Bütün bu herşeyi öyle odaklanarak yapıyordu ki bi an ölücem zannettim, sanki ben çok önemli bişey mişim de bi hatada kırılcakmışım gibi. Herşeyi yavaş ve dikkatle yapıyordu.

Alaz kolumun altında öten ateş ölçeri aldı.

"37,6 çok yüksek değil. Ağrın varsa ağrı kesici aldım. Battaniyeye sarıl seni terletmek lazım, sonra da yolda gelirken çorba aldım onu içersin, güzel bi ılık suyla da duş aldın mı bence çabucak iyileşirsin."

"Alaz bey zahmet etmeyin siz ben hallederim bu kadar bei düşünmüşsünüz sağ olun sizide yordum."

"Ne yorması ne zaman istersen-de sen bana niye Alaz bey diyosun? Bildiğim kadarıyla ben senin patronun değilim."

"Siz benim patronum değilsiniz ama patronumun oğlusunuz ve saygısızlık yapmak istemem."

"Saygısızlık olmaz saçmalama. Sen bana Alaz diyeceksin ve resmiyet kalkacak, mesafeli konuşmaları sevmem."

Öyle bi konuştu ki 'sıkıysa benle resmi konuş bakim' gibi. Tehdit sezdim. Vuuuu.

Ben sadece kafa salladım işime gelirdi zaten içimden Alaz diyom.

Alaz ayaklandı ve poşetten çorba ile plastik kaşık alarak yanıma geri döndü. Çorbanın kapağını açtı biraz üfleyerek karıştırdı soğusun diye.

Ağzıma doğru bi kaşık uzattığın da sıkıntı etmeden yedim. Zaten kolum kalkmıyor bide nazmı yapıcam. Allah Allah.

Çorbam bittiğinde bir şu ve ağrı kesici avucuma uzattı. Ağrı kesiciyi şu yardımıyla içtikten sonra boş bardağı Alaz'a uzattım.

Bana bi uyku bastırınca battaniyeyi boğazıma kadar çektim ve gözlerimi kapadım.

Uyku ile uyanıklık arasında iken alnımda bir dudak hissettim Tam o sırada kulağıma gelen dış kapının sesiyle derince daldım, olduğum koltukta.

~

Evvet sevgili bana hayalet etkisi yaratan okuyucularım. Umarım beğenirsiniz. Muah öpüldünüz😘

Dünyanın En Güzel Kızı |TEXTİNG|Where stories live. Discover now