Xwin bi xwin naye şuştin (kan kanla yıkanmaz)
Berdelin bir araya getirdiği iki yaralı yürek...
Siyabend yüreğinde taşıdığı kadını silip atabilecek mi? Bu mümkün müydü?
Şirin onu sevmeyen dahası başkasına aşık Adamı kabullenecek miydi?
-Şirin be S...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Şirin🌼
lan al şunu!" kocasının kulağında yankılanan gür sesi kadını kendine getirmişti. adamın uzattığı telefonu alacakken gözü yere doğru kayıp düşen havluya takıldı sonrada kocasının çıplak teninde ve anında boğazından ince tiz bir çığlık kopu verdi.
kadının konağı inleten çığlığı adamın kulağında yankılanırken kadının bakışlarıı takip etti. bu aptal kadın ne diye bağırıyordu.kadına o kadar sinirlenmişti ki havlunun düştüğünü fark etmemişti bile. merdivenlerden gelen adım seslerini işittiğinde anında kapının yanına koşup kapıyı kitlemişti. şirin bu sırada bağırmaya devam ediyrdu. eliyle kadının ağzını kapatıp kadını susturdu. "Sus allahın cezası ilk kez mi görüyorsun?"
"Ben mi asıl sen belindeki havluya sahip çık. " "Bir kişi kapıya dayansın bak sana ne yapıyorum"
"Benim ne suçum var ya birden görünce..." cümlenin sonunu getiremedi. Adam hala aynı vaziyetteydi. Şirin bakışlarını adamın vücüdündaki en az seksi bölgeyi bulumaya çalıştı fakat faydasız bir çaba içindeydi. 'Saçlara odaklan şirin, ıslak kumral saçlar hani şu alnına yapışan.... çık ordan şirin bakma oraya orası da güvenli bölge değil, bakışları daha aşağı dudakları es geçip çeneye indi 'dünyanın en yakışıklı çenesi, öfkeden kasılmış...Şirin burası da olmaz başka bi yer bul aşko.'
En sonunda bakışlarını adamdan çekip en olmadık yere yerdeki havluya takıldı.
"Gerizekalı, tüm konağa rezil olacaktık az daha... ap"
"Siyabend"
Siyabend kadını duymuyordu bile öyle öfkelenmiştiki çıplak olduğunu, düşen havluyu unutmuştu "Siyabend" "Ne var lan ne var"
"Havlu" Kadın gözlerini yerdeki havluya dikmiş öylece ayakta dikiliyordu.
dişlerini sıkıp öfkesine hakim olmaya çalıştı. sabrını sınayan kadın sınırları zorlamaya bayılıyordu. siyabend dolptan bir parça kıyafet çıkartıp giyinmeye başladı. şirin o sırada kocası dışında her yere bakıyordu. Az kalsın karı koca gülünç bir duruma düşeceklerdi. bu şirinin en son isteyeceği şeydi.
aklına birden telefon gelmişti. "Anne mi arayabilir miyim" az önce olanlardan sonra o telefonu kadına yedirmek istesede "Ara"dedi. şirin hızla telefonu eline alıp odadan çıktı kocasının yanında konuşmak istemiyordu. çünkü annesinin sesini duyduğu anda ağlayacağından emindi.
misafir odasına geçen kadın evn numarasını girip sabırsızlıkla açmalarını beklemişti.
"Alo"
karşı taraftan annesinin sesini işittiği anda gözleri dolmuştu.
"Anne benim şirin" kızının sesini duyan kadının eli heyecandan kalbine gitmişti. "Şirin sen günlerdir neden bizi aramıyorsun. senden haber gelmiyor diye perişan olduk"
"Biliyorum anne, ama öyle gerekti." kocasını ailesine şikayet etmek istemiyordu. bunu siyabendi düşündüğünden değil annesinin daha fazla üzülmesini istemiyordu. anne kız uzun uzun konuşup hasret gidermiş şirin herkesle teker teker konuşup tüm havadislerden haberdar olmuştu. konuşmanın sonuna geldiğinde annesiyle güçlükle vedalaşıp telefonu kapatmıştı. ağlamak için kendini zorlaması fayda etmemişti. yanağından süzülen göz yaşlarını elinin tersiyle silip burnunu çekti. odadan çıkacakken kapının ağzında onu bekleyen kocasını gördü. elindeki telefonu kocasına uzatıp yanından geçip gitti.
elini yüzünü yıkayıp yüzündeki kızarıklığın geçmesi için bir müddet bekleyip aşağı öyle inmişti. indiğinde sofralar çoktan kurulmuştu. herzamn olduğu gibi geşa hanım yanındaki yerne oturdu. şirinin ağladını anlayan kadınlar siyabentten şüphelenmiş yinede kadına bir şey demeişlerdi. geşa hanım. elindeki tabğı şirine uzatttı. şirin tabağa iki kaşık yemek koyup tabağı önüne aldı. akin sofrada kendi yaptığı yemeği görememişt. yemeğin az geldiğini düşünüp üstelemedi. yetmemişse yarın yemek yaptığında elini daha bol tutacaktı. zana hanım ise keyifli görünüyordu oğlunun kendisi gibi şirini sevmiyor oluşu kadını mutlu etmişti. zira aklında başka planlar vardı. çok yakında şirinde bu planlaı öğrenecekti.
