Xwin bi xwin naye şuştin (kan kanla yıkanmaz)
Berdelin bir araya getirdiği iki yaralı yürek...
Siyabend yüreğinde taşıdığı kadını silip atabilecek mi? Bu mümkün müydü?
Şirin onu sevmeyen dahası başkasına aşık Adamı kabullenecek miydi?
-Şirin be S...
Minik not:Bol bol beğeni ve yorum istiyorum. Hatta bölüme geçmeden yıldızı parlatabilir miyiz✨✨ keyifli okumalar
-başak
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
***
Evde Zana hanım için büyük bi hazırlık başlamıştı, Zana hanım Mardinde ki akrabalarının yanına gidecekti bir süreliğine. meryem ve fatmada zana hanıma eşyalarını toplarken yardım ediyorlardı. Şirin ise kahvaltıdan sonra kendini ütü odasın atmıştı. Kocasıyla dün geceki konumasını aklından çıkartmanın tek yolu elini meşgul tutmaktı. Ütülediği gömleğe odaklanıp kafasıda dönüp duran konuşmayı aklından uzaklaştırmaya çalıştı. "Şirin annem gidiyor."
"Geliyorum" zana hanımın onu görmek istemediğinden emindi lakin ev halkının ağzına laf vermek istemiyordu. Her ne kadar istenmese de o evin geliniydi. avluya çıktığında o hariç herkesin avluda olduğunu gördü. zana hanım tek tek herkes öpüp sarılıyordu. Siyabend annaesinin elini öpüp annesini yolucu etti. mardine kadar zana hanıma oğlu sait eşlik edecekti.
Şirin kaynanasının elini öpmek için hamle yapacakken zana haanım bunu fark edip ondan uzaklaştı. Ev halkı bu duruma alışmış olacakki zana hanımın tavrına şaşıramıştı. Şirin Mahcubiyetle ve omuzuna düşen yükle olduğu yerde küçüldü. Sessizce kaynanasının gitmesini bekledi.
O evde yokken daha rahat olacağından emindi. Şirinde kaynanasını sevmiyordu. Kaynanası olduğundan hürmet ediyordu gerçi kaynanası zana hanım buna da müsade etmiyordu ya...
"xatire we"(Güle güle) zana hanım son kez herkesle vedalaşıp oğlu saitle beraber evden çıktı. Kaynanası gözden kaybolunca Şirinin omuzundaki yükse bir anda uçup gitmişti sanki... sadece şirinin değil Geşa hanımın da ne olursa olsun bir kadının üzerine kuma olarak gelmişti, bir hanımağanın kumasıydı, iki kadın içinde zor bir durumdu. Yıllarca bu konakta neler yaşadılar; ne acılar çektiler, ne gözyaşı döktüler bir adamı paylaşmak kolay değildi heleki aynı evde birbirlerine çektirdikleri acıyı görerek...
Zana hanım gidikkten sonra erkekler çalışma odasına geçmiş kadınlar da terasa çıkmıştı. Şirin güzel bir çay demleyip iramlıklarla terasa çıktı. Sadece kendinin değil evdeki dier kadınlarıda rahat bir nefes aldıklarının o da farkındaydı. Mesala terasa çıkıp çay içtikerini pek hatırlamıyorldu. Genelde kadınlar televizyon odasında oturur zana hanımın sevdiği dizi ve tv programlarını izlerlerdi.
Karahan konağı büyük ve gösterişliidi, Tüm Diyarbakır ayaklarının altındaydı. Şirin arkasına yaslanıp çayndan bir yudum aldı. Keyfine diyecek yoktu, bu eve geldiğinden beri ilk defa laf sokuşturulmadan boğazından bir şeyler geçiyordu. Sahi zana hanım yemek konusundaki tavrı neydi öyle? Sokaktaki hayvandan esirgenmeyen kuru ekmek insandan esirgenir mi? Zana hanımın göz hakkından haberi var mıdı?
