Bölüm 24/ Leo?

830 35 1
                                    


"Büyük Anneme haber vermedim..." sessiz kıkırtımla üzerimdeki pijamalar ve elimde sıkıca kavradığım telefon eşliğinde Leonun kollarının arasında araca doğru ilerliyorum.

"Sabah arayıp haber verirsin..." kulak mememe bıraktı kışkırtıcı öpüşlerle acelesi varmış gibi hızla yolun kenarına çektiği aracın yan kapısını popomu saran elinin yardımıyla açtı ve beni dikkatle koltuğa yerleştirdi.

Uzanıp dudaklarıma ıslak bir öpücük bırakırken ellerimi ensesine sardım ve onu sertçe kendime çektim. Alt dudağı dişlerimin arasında sünerken ısırarak çektim ve sinsi bir kıkırtıyla geri bıraktım.

"Bırak aklım yerinde kalsın Flora. Araba kullanacağım..." geri çekilip afallamış bir yüz ifadesiyle kapımı kapattı ve hızla ön tarafı dolanıp şoför koltuğuna geçti.

Bakışlarım eve döndüğünde böyle habersizce çekip gitmek hiç içimi rahat ettirmiyordu, ama Leo ile konuşup çözmemiz gereken öyle çok şey varki... uzun bir gece bizi bekliyor.

Özlem gidermemiz için yetecek kadar uzun olmasada uzun bir gece işte.

Arabanın hareket etmesiyle karanlık mahalleden uzaklaşmaya başlıyoruz, benimse bakışlarım Leo'nun heyecanlı ve biraz gergin yüzüne dönüyor.

"Bobo'yu nasıl ikna ettin bilmiyorum ama, iyi ki geldin..." uzanıp elini tuttuğumda, diğer avucunda kavradığı direksiyonu kontrol altına aldı ve bakışları bana döndü.

"Gözünü korkutmak istemem ama, bir şeyi kafaya taktıysam öyle yada böyle hedefime ulaşırım." Dudaklarında kendinden emin bir sırıtış yer edindi.

Başka birinin yüzünde görsem gıcık olacağım fakat Leonardoya oldukça yakışan bir gülücük.

"Bak bunu bildiğim iyi oldu..." alayla kıkırdarken bedenimi koltukta kaydırdım ve başımı Leonun omuzuna yasladım.

Kafamın tepesine bıraktığı aşk dolu öpücükle dikkatini yola veriyordu.Benimde bakışlarım yola döndü ve ön camdan karanlık şehrin göz alıcı ışıklarını izlemeye başladım.

Nereye gidiyoruz bilmiyorum, onunlayken bir önemide yok zaten. Çözmemiz gereken çok fazla şey var ve biz bir yolunu bulacağız...

Şimdi yüzüm onun omuzundayken biliyorum ki, ait olduğum yer burası, huzur bulduğum ve tamamlandığım.

Bir gece kulübü kaçamağıyla hayatıma giren bu sapkın adam, hahahahha evet sapkın, vahşi ve azgın... tüm vasıfları fazlasıyla taşıyor.

Düşüncelerim yüzümde sıcak bir gülümseme yayarken gözlerim ilerleyen saatinde yardımı ile kayıyordu.

Ne diyorduk evet, bu sapkın adam, kontrolüm altında giden ve planlarla oldukça sorunsuz ilerleyen hayatımın orta yerine düşen bir bomba gibi girdi kalbime.

Bana seni seviyorum dediğinde, bir cevap verememiş olsamda, onu ne kadar çok sevdiğimi ve bu sevginin o yokken içimde büyük bir boşluk oluşturup beni içten içe yediğini çok iyi biliyorum.

Leo bilmiyor... henüz bilmiyor ama ben biliyorum.Onu seviyorum, onu daha önce hiç kimseyi sevmediğim kadar çok seviyorum.

Tüm karanlık yanlarından deli gibi korkuyorum ama yokuş aşağıya boşalan bir kamyonun kopan freni gibiyim.

Tüm kontrol aşkın elinde, tüm irade savaşları geçersiz. Tek bir gerçek var... oda Leo.

"Evden bir şey almak ister misin?" Fısıltılı sesiyle trafikte ilerleyen arabada güzel tınısı dolandı.

"Aslında yarın için bir kaç kıyafet alabilirim, bir görüşmem olacak, yeni bir müvekkille." Yorgun gözlerim yaslandığım omuzdan yüzüne döndü.

"O zaman önce sana gideceğiz..." anlayışlı sesiyle usulca kıpırdandım ve iri omuzun üzerinde rahatça yerleştim.

"Harika olur, hem Leo'yuda alırız..." mıyılık sesimle şaşkın bir soru bıraktı bana.

"Leo'yu?" Meraklı tınlama ile içten bir kahlaha attım.

"Evet yokluğunda bir Leo edindim, senin aksine oldukça uysal ve sevecen..." iğneleyici tavrım Leonardodan histerik bir gülüş aldı.

"Öyle sivri dillisinki, neden avukat olduğunuz her seferinde yeniden anlıyorum, senin için başka bir meslek düşünülemezmiş..." hafifçe gülerken başımın altındaki omuzu minik bir sarsıntıyla hareketlendi.

Kulaklarıma dolanan telefon melodisi, bir kaç saniye fransız kalsamda benim telefonumdan geldiğini anlamamla başımı Leo'dan ayırmama sebep oldu.

"Bobo arıyor..."

"Aç istersen." Güleç sesiyle aracı mahallemin sokağına neredeyse saptırmak üzereydi.

Cevapladığım telefonu kulağıma yasladım.

"Flora..." gergin sesi ahizede yankılandı.

"Bobo? Eve vardın mı?" Kinayeli sesimle bu akşam Leo'yu bana getirdiği için ne kadar mahcup hissettiğini hatırlıyorum.

"Üzgünüm Flora, ben sadece... Leonardo bir ley isterde yapmaya öyle alışkınım ki..." sesi içine kaçarken bıkkınca devirdim gözlerimi.

"Sorun değil, yani aslında sorundu ama..." bakışlarım Leoya döndü. "Artık değil... sayende biz, bilmiyorum sanırım bir şeyleri çözeceğiz..." utangaç bir gülümsemeyle başımı öne eğdiğimde Leonardo arabayı apartmanımın önünde park etti.

"Seni bekleyeceğim..." fısıltılı sesiyle bana küçük bir göz kırptı ve oturduğu koltukta ger yaslandı.

Hızla aracın kapısını açtığımda beklemeden apartmana doğru ilerledim.

"Sizin ne zamandır aranızda bir şeyler var... yani sen? Sen bana hiç bahsetmemiştin..." Floranın titrek sesiyle çıktığım basamaklar beni nihayet daire kapımın önüne getirdi.

Uzanıp yerdeki ayakkabının içinde duran yedek anahtarı aldığımda beklemeden açtım daire kapısını.

"Yani aslında..." içer girip kapıyı kapattığımda adımlarım yatak odasına döndü.

"O gece kulübe geldiğim ilk gece karşılaştık, ve sonra..." yatak odasına girip gardroba doğru ilerledim.

"Sonra bana geldi, sanırım rahatsız olduğunu söylemişsin ve o, bana bir torba dolusu ilaç getirdi..." askıdaki siyah askılı tulumu çekip aldığımda yatağın üzerine bıraktım ve ayakkabı dolanıma doğru ilerledim.

"Bir sonraki gece yani, o zaman geldi sana..." ne oluyor Flora...

"Evet... bir sorun mu var?" Orta raftaki siyah stilettofarı alıp onlarıda yatağa bıraktım ve takı kutuma doğru ilerledim.

"Ciddi değilsin değil mi Flora? Yani... aşk acısı çektiğin o adam Leonardo değil değil mi? Lütfen bana öyle olmadığını söyle..." ardından ansızın ağlamaya başladı..

"Bobo.. ne oluyor..." şaşkınlıkla elimdeki inci küpeleri komodinin üzerine bıraktığımda yatağa çöktüm.

"Neden ağlıyorsun?" Ne diyeceğimi bile bilemiyorum ama telefonun öbür ucunda deli gibi hıçkırıyor...

"Flora ben... ben-"

"Bobo sakin olur musun? Korkutma beni lütfen canım arkadaşım , bir şey mi oldu?"

Şimdi benimde sesim telaşlı bir hal alıyordu. O benim çocukluktan bu yana hiç sahip olmadığım kız kardeşim gibiydi ve ben ilk kez onun böyle acılı ağlayışına şahitlik ediyorum.

EFENDİMİ ARARKEN / +21Where stories live. Discover now