Bölüm 27/ Bu benim Meselem!

692 34 2
                                    


Bakışlarım boy aynasına döndüğünde üzerimdeki tulumu ellerimle düzelttim.

Uzanıp komodinin üzerindeki kol çantamı elime aldığımda adımların yatak odasının kapısına yöneldi.

"Bu gün olmaz anne. Halledilmesi gereken çok şey var..."
Leonardo Sıkkın adımlarla odanın içinde bir o yana bir bu yana ilerlerken kulağındaki telefonla tüm dikkatini Annesine verdiğini anlıyordum.

"Bu saçma şeylerle benim yerime uğraş, her şeyden önce bana haber vermen gerekirdi. Sikiyim kim aile yemeğine katılmak istiyor ki! Bunu yapmaktan her zaman nefret ettiğimi biliyorsun ."

Öfkeli konuşma evin içinde yayıldığında yavaşlayan adımlarımla durup onu izledim.

"Bul bir bahane. Kulüpte bir etkinlik var onunla denk geldi de sen bir yolunu bulursun."

Annesine karşı sevgi dolu olmasını beklerdim ama tam tersi, yüzünde tahammülsüz bir kasılma var ve konuşmanın bir an önce bitmesini istediği her halinden belli.

"Gerçekten mi?! Bunu şimdi mi yağacağız! Kulübüme karışmaman gerektiğini daha ne kadar söylemem gerekecek! "

Hafifçe öksürdüğümde varlığımı fark ederek bedenini bana döndü.

Az önce aramızda geçen tartışmadan sonra ikimizinde sinirler gerilmişti ama ben bu pisliğe karşı beslediğim öfkeden hiç bir şey kaybetmedim.

"Kapatmam gerek." Telefonu muhtemelen bir cevap bile alamadan kulağından çekti ve kapatarak bakışlarını sorgularcasına üzerimde gezdirdi.

"Kahvaltı yapacağız sanıyordum." Adımları bana doğru düz bir çizgide ilerlerken huzursuzca kıpırdandım.

"Bir görüşmem var , sonrasında ofise geçmen gerekiyor." Yüzüm son derece soğuk ve sesim oldukça duygusuzdu.

"Flora böyle mi gideceksin.." tam dibimde durduğunda elleri saçlarıma doğru havalandı.

Büyük parmaklarının arasında yavaşça okşadığı tellerle ir dudakları yeniden aralandı.

"Senden bu şekilde ayrılmak istemiyorum... az önce olan şeyden sonra böyle-"

Kapının zili büyük salonu doldururcasına çaldığında şaşkın bakışları o tarafa döndü.

"Siktir! Sabah sabah kim bu!" Tatsız bir ifadeyle geri çekilip kapıya doğru ilerlerken kinayeli bir tonlamayla konuştum.

"Bobo olmalı, gelip beni alması için konum atmıştım..."
Sırtı hala bana dönükken yavaşça durdu ve başını omuzunun üzerinden geri çevirdi.

"Boboyu buraya mı çağırdın?" Kıstığı gözlerle bana inanamıyorum der gibi bakıyordu.

"Birinin beni randevuma yetiştirmesi gerekiyordu Leonardo." Alayla gülümsediğimde bıkkınlıkla kapıya doğru ilerledi ve açtı.

Yüz yüze geldiklernde Bobo'nun korkulu bakışları Leo'nun yüzümde tutundu.

Gözlerim Leonardoya döndüğünde onun sessizce Bobo'yu süzüşünü izledim.

"Geç." Hıysuz bir mırıltıyla geri çekilip yolu açtı.

İçer giren Bobo bakışlarını evin içinde kısa bir merakla dolandırdığında gözleri beni buldu.

"Hazırsan... çıkalım..." titrek sesiyle başımı usulca salladım.

"Hazırım ben." Ona doğru ilerlediğimde Leo kapıya yaslanmış bir şekilde mutsuzca beni süzdü.

"Bu yaptığın çok saçma, bir kahvaltı yapıp seni işe bırakabilirdim.." bana hayal kırıklığıyla bakarken yüzümde sahte bir gülümseme yayıldı.

EFENDİMİ ARARKEN / +21Where stories live. Discover now