7. Bölüm

11 2 4
                                    

Asıl hikaye yeni başlıyor desem yanılmam herhalde artık.

Hikaye kafamda oturmaya başladı çünkü gelişme var en azından iyi yönden bakalım :D

Keyifli okumalar!

***

"Ee ne yapıyoruz?" Kaan'ın sorusuyla düşüncelerimden çıktım. İkimizde boşaltılan evimizin salonunda ayakta mal gibi dikiliyorduk. Uyanır uyanmaz duşa atmıştım kendimi düşünmek için ama pek yardımcı olmamıştı. Yatak odalarımızı bile darmadağan etmişlerdi! İlginç olan ise yataklarımızı almalarıydı. Sanırım uyumamızı bile istemiyorlardı. O adam güya sadece dosyalarımıza el koymuştu.

Elimi belime kouydum. "Terk ediyoruz, yine." diyerek göz devirdim. Biz her şeyden önce bir hırsızdık. Çalıyorduk yani ve bunun için sürekli yer değiştiriyorduk. Çoğu ülkede evimiz vardı, tabi ki hepsinde yoktu. Olmayan ülkelerde ise genellikle otellerde kalırdık. Türkiyede ise eminim 50 den fazla vardı. Çoğu ise istanbuldaydı. Onlardan birine giderdik herhalde. "Boşaltıyorum o zaman?" Başımla onu onayladıktan sonra Mia'nın odasına doğru yürümeye başladı. Gizli odada ki dosyaları yok edecekti. Endişelenecek birşey yoktu çünkü bütün evlerimizde o dosyaların tıpatıp kopyası bulunuyordu.

"Kahve, kahve.." diyerek arkamı döndüm. Sabah kalktığımda kahve içmeden yaşayamayan biriydim. Kahvaltı yerine kendisini tercih ederdim. Mutağa doğru gederken duraksadım, evimi soyduklarını yeni hatırlamıştım. Telefonuma bakmak için elimi cebime atmıştım. Doğru ya o da yoktu! Sabır çekerek kendimi mecburen bahçeye attım.

Hava kapalıydı. Yağmur hafif hafif atıştırıyordu, güzeldi. Yağmuru severdim, beni sakinleştirmeye yeterdi kendisi. Derin derin nefes alıp verdim. Biliyordum benim hayatım aslında yeni başlıyordu. Neyin içine düştüğümüde biliyordum, tehlikedeydim. Beni karanlığa çekeceklerdi, ama bilmiyorlardı. Ben Dark'tım, Alev Kılıç karanlığın ta kendisiydi. Onlar beni karanlığa çektiğini sanarken, ben o karanlıkla bütün olup onları yutacaktım.

Karanlık korkuturdu. Bende onların tek korkusu olacaktım.

1 Hafta Sonra

"Kalk Alev!" diyerek bağırdı Kaan. Ben ise yerle bütünleşmiştim. Tam tamına aralıksız 3 saattir spor yapıyorduk, pardon işkence!

"Biraz sakin mi olsan?" dedim boğuk bir sesle o ise ayağı ile beni dürtmekle meşguldu. Biraz daha devam ederse cinnet geçirecektim. Ya hadi mola versek anlarım da aralıksız 3 saat nedir kardeşim! İşkenceden başka bir şey değildi şu an yaptığı. Ayrıca bu telaşı ne içindi kesinlikle çözebilmiş değildim.

Hâlâ beni dürtüyor bu adam.

Sabrımın kalmadığını göstermek için beni dürten ayağını havada psertçe tuttum beklemediği hamleyi yaparak kendime çektim. Çekmemle birlikte kalçasının üstüne düşmeside bir oldu. Üstüne düştüğü poposunu tutarken. "Ah, yavaş lan!" diye söylenmeye başlamıştı bile. Ben çok bile dayanmıştım.

Baş parmağımı ona doğru kaldırıp "Bana bak lan, tam tamına bir haftadır, her Allah'ın günü bana 3-4 saat aralıksız işkence çektiriyorsun!" Kollarımı bu sefer iki yana açıp "Ayrıca sen sevmezsin bile spor yapmayı, benimle birlikte sende yapıyorsun bu işkenceyi valla anlamadım gitti!"Kollarımı geri indirdim, nefesim kesik kesik olduğu için derin bir nefes aldım ve devam ettim. "Bana derdini söyle, oturup çözelim kardeşim tamam mı? Bu işkencelere gerek yok!" En sonunda patlamıştım.

V KOLYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin