1

1.5K 47 6
                                    

Dışarının soğuğuyla kendimi içeriye attım. Henüz kimse uyanmamıştı hızlıca duş aldım terden yapış yapış olmuştum resmen. Hızlıca duş alıp çıktığımda evdekiler uyanmıştı bile ve kahvaltı çoktan hazırlanmıştı.

"Kaan gel oğlum" diyen annemin yanına sıvıştım hemen babam her zamanki soğuk bakışlarıyla baktı kafasını eğip önende ki tabakla ilgilenirken konuştu. "Bugün seni ben okula bırakacağım"

Sesimi etmedim sadece kafamı salladım pek fazla konuşmuyorduk babamla. Diğer kardeşlerime karşı böyle değildi o büyük kavgamızdan 3 yıl geçmesine rağmen hala soğuktu bana karşı artık ağrıma gitmiyordu.
İştahım kaçmıştı olacakti ki yemeğimi yarım bırakıp odaya gittim çantamı aldım babamla aynı masaya oturmak bile sinir bozucuyken arabaya binmek dünyada cehennemi yaşamak gibiydi sıkkınlıkla iç çektim.

"Ben şimdi çıkıcam bi işim var"yalandı avel avel dikilecektim okulda. Kimse sesini etmemişti zaten.

...

Okula vardığımda bir süre kantinde oyalanmakla geçti vaktim telefonla uğrasıyordum ki enseme vurulan şaplakla irkilip arkamı döndüm.

"Yine keris gibi gelmissin erkenden." Enis'e göz devirip başımı tekrar telefonuma çevirdim. "Keyfimden mi geldim sence it"

Hafifçe güldü ve beni dürttü "sus be varos" cevap verme gereksinimin ne bile bulunmadım. Bi süre sonra "su geldi" dedi Enis. Duyduğum isimle hızlıca döndüm arkama su okula arkadaşı evin ile birlikte gelmişti her zaman ki gibi. Arkadaşı yine bana dik dik bakıyordu anlamadığım bir sebepten dolayı nefret ediyordu benden. Su çok güzel bir kızdı simsiyaha boyadığı saçları, beyaz teni ve açık kahve tonunda gözleri vardı. Benimle flört ediyordu alttan alttan ama biliyordum ki başkasına gönlünü kaptırdığını. Hayran hayran bakıyordu her zaman Yiğit denilen yavşağa. Beni görünce gülümseyerek
Yanıma geldi.

"Günaydın Kaan" gülümseyerek "günaydın" dedim "biz burada neciyiz bize de günaydın yok mu aşk olsun kırıldım." diyen enise bakışlarımı hiç güzel olmayacak sekilde yönelttim "yokmuş anladım ben"

Tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki arkadan gür bir ses duydum. "Su!" Can havliyle yanımıza gelen Demir nefese nefese "abi... Berat" biraz soluklandıktan sonra devam etti "Berat dışarıda biri ile kavga ediyor." Su ayaklandığı gibi dışarı koştu ben de arkasından gittim. "Abi sakin olur musun" diye seslendi sanki çok işe yarayacakmış gibi müdahale etmeye çalıştı ama nafile ne Berat'a ne de Yusuf'a ses gidiyordu. kavga hoşuma gidiyordu. Evet baş düşmanım olan Berat'ın kız kardeşinden hoşlanıyordum. Ama bi o kadar da abisinden nefret ediyordum lise yıllarımı mahveden kişi ne de olsa. Hocalar gelip ikiliyi ayırınca berat kanayan dudağıyla küfür etti Yusuf'a sonrasında sinirle kız kardeşine ve bana döndü bakışları.

"Su ben sana şu siktiğimin gavuruyla konuşma demedim mi?" Kız kardeşi irkilmişti ama sadece kafasını sallayıp arkadaşı evini çekerek yanımdan ayrılıp okula girdi. Sıktığım yumruklarımla baktım Berat'a doğru yürüdüm.

"Ulan derdin ne senin?" Beratın yakasını kavramıştım ki yüzüme kafa atması bir olmuştu tasması kopmuş köpek gibi saldırıyordu herkese. " Bu son şansın bir daha Su'nun yanında olmayı geç selam verdiğini görürsem ibreti alem olsun gebertirim seni çocuk." Kaan'ın berata yumruk atmasıyla herkes onları ayırmaya çalışıyordu. Her şey Bi anda gelişti.
...

Rehberlikçinin 2 ders boyunca öğütlerini dinlerken iç çektim. artık dinlemeyi bırakmıştım sadece kafamı sallıyordum.

"Size ders programı hazırlayacağım verdiğim ödevleri her hafta kontrol ettireceksiniz."

Ne yani çözüm bu muydu? birşey demedim yeterki bu odadan çıkayım diye düşündüm. ders programını alıp çıktığımız anda berat tiksinen bir ifadeyle bana baktı.

"Seni bir daha kardeşimle görürsem bırak o dudağını kaşını patlatmayı ağzına sıçarım okulun önünde bilesin."

"Piçsin..." omuz atarak geçtim yanından.

Yazardan

Kaan neredeyse 4 saattir uyuyordu okulda. arkadaşı Enis onu sertçe sarstığında anca uyanmıştı yoksa bıraksalar kaan çıkışa kadar uyurdu. yemek almak için aşağı indiklerinde su ile karşılaştı fakat yanına gitmedi konuşmadı kendi dayak yese çok umurdamazdı ama kıza kıyamıyordu.

"Olum bu Berat'ın derdi ne seninle?"

"Deli sikmis kanzi" yemeği alıp bi masaya geçtik. "Anlatsana lan düzgüce"

"Ne bileyim lan başta normaldi müslüman olmadığım duyulunca böyle oldu" Enis içeceğini açarken mırıldandı. "Vay anasını."

Kafeterya'ya berat girince sert bakışlarını yolladı Kaan'a arkadaşlarıyla her zamanki köşesinde oturmuştu elinde tesbihini sallayarak arkadaşını dinliyordu. Berat'ın okulla pek bir alakası yoktu ama garip bir şekilde dersleri iyiydi. ikisi de aynı sınıftaydı son sınıf öğrencileriydi ve neredeyse tüm okul saygılıydı Berat'a karşı. okuldaki kızlar ona hayrandı resmen onda ne vardı bi türlü çözemiyordu Kaan. hep ondan hoşlandığını dile getiren kızlar oluyordu ama Berat hepsini reddediyordu kalbini kimseye açmazdı.

Kaan kafeteryadan çıkmak için kalkmıştı ki Su ona el sallamıştı Kaan tereddüt etse de kendi de el sallamıştı beratın sert bakışlarını hissetmişti üzerinde telefonuna düşen bildirime baktı Berat yazmıştı.

Sikik (13.35)

Okul çıkışında bekle beni seni öldürmezsem adam değilim.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

bu kitap ben ve 2 arkadasımın dahil olduğu ve beraber yazdığımız bi kitap okunma açısından pek bi beklentimiz yok açıkcası ama okunursa devamı gelir elbet neyse oy ve yorumları eksik etmeyin askitellalarım ayrıca kitapta çokça argo olacaktır rahatsız olanlar varsa simdiden söyleyelim.

Allahsız (BXB)Where stories live. Discover now