ALINTI

609 43 2
                                    

Bölümü en kısa zamanda yazmaya çalışacağım! Beklemede kalın! Görüşmek üzere! ♥️🫶🏻

Karısının kendisine getirdiği zarfa gözlerini kısarak baktıktan hemen sonra elindeki zarfı açtı Nihat. Aslına bakılırsa beklediği bir şey yoktu lakin belge belli ki resmi bir belgeye benziyordu. Zarftan çıkardığı kağıdı açıp okumaya başladığında müdürlük mertebesine terfi ettiğini ancak tayininin İstanbul'a çıktığını gördü. Kağıdı yeniden katladıktan sonra kendisine merakla bakan karısı, kız kardeşi ve Kerime Ana'ya gözlerini çevirdi. "Müdür oldum amma...",

"Amma?",

"İstanbul'a tayinimiz çıktı." Fatma'nın gözleri şaşkınlıktan kocaman büyürken diğer yandan da sevinmişti aslında giderlerse merak ettiği o İstanbul'u görme şansı yaşayacaktı; hatta görmek ne demek yaşamak şansını yaşayacaktı! Bu harika bir şey olabilirdi elbette ki. Orada kesinlikle onları yepyeni bir hayat bekliyor olacaktı.

"Ama ben kızanlarımı özlerim." Dedi Kerime Ana duygulu çıkan bir ses tonuyla beraber. "Ben sana getiririm ana onları" Nihat dayanamayarak kadını teskin edercesine çıkan ses tonuyla konuştuktan sonra Fatma'da dayanamayarak artık aması bellediği o kadına sıkı sıkıya sarıldı.

"Güzel anam benim! Sende gelirsin yanımıza arada ha?" Düşünceli bir bakışla başını sallayıp iç çekti Kerime Ana. "Eh... bakalım nasip artık. Burnumda tüteceksiniz amma... nafile!"

Gülfem yeni gelişmeye sevinse de kendi karmaşasından dolayı pek de bir tepki verememişti. En kısa zamanda buradan gitmesi gerektiğini biliyordu ancak elinden ne gelecekti? Ne yapacağını da bilemiyordu doğruya doğru! "Hayırlı olsun çok mutlu oldum. İslecik yaşar gidersiniz." Diyerek sessizliğini bozdu sonunda ve daha sonra konuşmaya devam etti. "Peki ne zaman gideceksiniz?"

On beş gün kadar bir süreleri olurdu galiba ve bu süre içerisinde toparlanırlardı. Her şey hızlı ve zorlu olacaktı belki ama ne yapıp edip başaracaklardı; bundan neredeyse emindi Fatma. Yaşadığı heyecandan dolayı Gülfem'in ruh halini fark edememişti ancak sonrasında kesinlikle ama kesinlikle fark edecekti!

***

Sabah erkenden uyandığı gibi zor belada olsa sessizce toparlanmaya başladı Gülfem. Kimseye duyurmadan gidecekti ama nereye, kime gideceğini bilemiyordu. Kesinlikle evine o kaosa, kırgınlığa dönmekten başka çaresinin olmadığı gözle görülür bir gerçekti. Ne acı ki kaçarak gittiği eve döndüğünde onu sarmalayacak bir ağabeyi olmadığını görmüştü. Ağabeyini kaybetmişti oysa adam nolursa olsun onu sarmalardı. Peki bu kez neden sarmalamıyordu? Neden istemiyordu? Böyle düşününce güzel gözlerine dolan yaşları gerisin geri göndermeye çalıştı ama yapamadı. Şimdi bir ağlarsa hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlayacağını da adının Gülfem olduğu kadar iyi biliyordu. Sıkıntı içerisinde ofladıktan hemen sonra yüzünü sıvazlayıp mırıldandı. "Allah'ım sen bana yardım et!"

Daha şimdiden babasının yanında kalan oğlu da Gülfem'in burnunda tütmeye başlamıştı.

Fatma | Eski ÇorapWhere stories live. Discover now