24. Bölüm- Bardağı taşıran son damla...

3.6K 102 37
                                    




İyi okumalar...

---

Polis karakoluna gelmiştik. Vakit akşama geliyordu. Yanımda Baha vardı. Ömer'e neden bunu yaptığını sorup öğrenmem gerekiyordu. Belkide gerçek bir ailem vardı ve bir yerlerde beni bekliyorlardı. Bu yüzden Baha'dan Ömerin yerini istemiştim. Ziyaret için beklerken derin derin nefes alıp veriyordum. Çok uzun zamandır birbirimizi görmüyorduk. Sonunda gelince göz göze gelmiştik. Yanıma gelip bir anda sarılmasıyla sarsıldım.

"Seni çok özledim abim..."

Durumu fark edince hemen kendimden uzaklaştırdım onu. Tedirgin bir şekilde bakıp yüzümü ellerinin arasına aldı ve endişeli bir yüzle gözlerimin içine baktı. Bir an duraklasam da ellerini yüzümden çekip sandalyeye oturup yüzüne bakmayarak oturması için elimle masanın karşısındaki sandalyeyi gösterdim.

Oturup öne doğru eğilip başını eğdi.

"Ne oldu? Neden böyle dav-"

"Neden sakladın."

Lafını kesmemle sustu. Derin bir nefes verip arkasına yaslanıp saçlarını düzeltti. Bir müddet öylece durduktan sonra gözlerini dikti.

"Öyle gerekiyordu."

Gözlerimi sıkıca kapatıp açtım.

"Gerektiren durum neydi? Bu kadar büyük bir şeyi nasıl saklarsın benden! Tamam diyelim sakladın, hiç mi için acımadı bana her baktığında? Hiç mi için yanmadı o gün ben o evlilik kağıtlarını imzalarken?!"

Bir anda bir kahkaha patlatmıştı. Şok içinde ona bakıyordum.

"Yok, acımadı. Sonuçta öz değilsin:)."

Son dediğiyle zor yutkunmuştum. Bir anda ayağa kalkıp önümdeki masaya oturdu.

"Ama bayağı beceriksiz çıktın. 1 yıl bile yürütemedin işi. Evet kabul ediyorum seni sadece çıkarlarım için kullandım. Bir gün yeri gelince işe yarayacağını biliyordum, çok işe yaramasan da eh işte olduğu kadar."

Duyduklarım o kadar ağır gelmişti ki göz yaşlarıma engel olamamıştım.

"Gerçek ailem nerede?"

Omuzlarını silkti.

"Bilmem. Belki gebermişlerdir belki yaşıyorlardır. Ama seni aradıklarını sanmam. Sen 2 yaşındayken seni bebek arabasında parkta bulmuştum. Yani terk edilmiştin."

Kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

"Hayatını bana borçlusun. Ben olmasaydım ölürdün. Sen en baştan beri yalnızdın Sa-"

Hızla kalkıp yakasına yapıştım.

"Sakın! Adımı o pis ağzına alma! Şerefsiz! Bu zamana kadar ben nasıl sana inandım! Sen benim abimdin! Herkesten değerliydin! Senin için, sırf sen yaşa diye ben o imzayı attım. Cinayet işlediğini bilmeme rağmen imzaladım! Hayatım boyunca sana iyi bir kardeş olmaya çalıştım! Sırf sana yük olmamak için bazen aç kaldım ben okulda. Meğerse abi dediğim adam yabancı birinden başka bir şey değilmiş. Sana bir şey söyleyeyim mi! Yalnız olan ben değilim. Sensin. İyi ki de o imzayı atmışım. En azından benim bir ailem var. Ama sen... Bir çöp parçasından başka hiç bir şey değilsin!"

Ömer bir anda gözerini açıp dişlerini sıktı hızla boynuma yapışıp duvara itti. Öyle bir sıkıyordu ki nefes alamayacak seviyeye gelmiştim. O anda polislerin hızla girip Ömeri üzerimden çekmesiyle yere çöküp hızlı hızlı nefes almaya başladım. Ömer bir anda bağırmaya başladı

Kimsin Sen?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin