Bölüm 22

935 59 7
                                    

Sandalyeden kalktım. "Barış?" "Derin." Diye karşılık verdi. Aliye sinirli gözlerle baktı. "Sevgilin dediğin Barış Alper miydi?" Diye sordu Ali. Sorusunu yanıtsız bırakacaktım ki Barış atladı. "Evet kardeşim benim beğenemedin mi?" Gerginlik olmaması adına araya girip Barış'ı elinden tutup tuvalete doğru çektim. "Yine tuvalet ha?" "Aklıma yaptığımız şey gelmişti. Utanarak ellerimle oynamaya başladım. "Neden burdasın? Ayrıca bugün maçın yok mu?" "Bugün kadroda değilim Okan hoca dinlenmemi istedi bir sonraki maç için." "Anladım." Gözlerimi ondan kaçırıyordum. "Sen ve bu çocuk hayırdır?" "İş arkadaşım." "2 gün önce girdiğin işten ne arkadaşı? Yürüyor mu sana doğruyu söyle" "Kim olarak soruyorsun anlamadım?" "Biliyorsun ne olarak sorduğumu Derin." "Hayır bilmiyorum çünkü biz ayrıldık ve hayatımda olmayan biri bana hesap soramaz. Şimdi izninle arkadaşlarımın yanına geçicem." Tam arkamı dönmüştüm ki kolumdan tutarak beni kendine çevirdi ve burnumuz birbirine değecek kadar yakındık. Dudaklarıma baktı sonra gözlerimin içine, "seni hala çok sevdiğimi biliyorsun" "seven insan bunu yapmaz Barış" ondan uzaklaştım. "Lütfen sorun çıkarma ve gecemi mahvetme." Diye ekledim ve masama yöneldim. Gözümden akan bir damla yaşı elimin tersiyle sildim.

"Bir sorun yok değil mi?" Diye sordu Eliz. "Yok canım ne sorunu" dedim zorla gülümseyerek. Barışta arkamdan gelmiş kendi masasına doğru gidiyordu. Baran ona selam verdi. En son buluştuklarında zaten çok iyi anlaşmışlardı. "Barış otursaydın ya bizle bak özledim seni ya" "Valla çok isterdim kardeşim ama memleketten arkadaşlar geldi onlara söz verdim hatta bekletmiyim daha fazla. Ama belki kalkarken uğrarım." "İyi olur. Erkek erkeğe çıkalım bir gün ne dersin?" "Çok iyi olur numaranı alırım Derinden." Dedi bana bakarak. "Tamamdır." Baran onu onayladı ve Barış yanımızdan ayrıldı.
"Eray da seni soruyordu geçen gün." Dedi Eliz kıkırdayarak. "Eliz!" Daha yeni bir ilişkiden çıkmıştım sonuçta. Hiçbir şey düşünmüyordum. "Neden ayrıldınız?" Dedi birden Ali. "Bu masada şu an konuşmak isteyeceğim en son şey. Neden eğlenmiyoruz?" Dedim ve elime alkolümü aldım. Hepsi de kaldırdı ve şerefe diyerek tokuşturduk. Barış ilerdeki masada otursada gözü hep üstümdeydi. Bir bana bir Aliye bakıyordu. Ali de farkındaydı arada Barış'a baktığını fark edebiliyordum.

Bol sohbet ve kahkahayla geçmişti 2-3 saat. Ali otururken sandalyeme kolunu attı parmakları omzuna değmişti. İstemsizce kafamı oraya çevirip 1-2 saniye baktıktan sonra doğruldum. Öne doğru geldim. Barış dikkatlice beni izliyordu. Daha çok tüm gece bunu yapmıştı zaten arkadaşlarıyla sohbet etmek yerine. Saat 12 ye geliyordu. "Yavaştan kalksak mı?" Diye sordum. Herkes onayladı. Baran, Barışla vedalaşmaya gitti. Masadan kalktığımızda Ali önden ilerlemem için eliyle işaret yaptı. Gülümseyip öne doğru adımlarken elini belime koydu. Adımlarımı hızlandırdım ve ondan uzaklaşmaya çalıştım ama pek etkili olmamıştı. Bunu sırf kibarlık için yapmıştı muhtemelen ama herkesin bana temas etmesini tabiki sevmiyordum. Ondan kaçmak için "ben lavaboya gidip geliyorum" dedim. İçeri girip kapıyı kapadım. Aynada kendime baktım. Yüzüm çok solgun duruyordu. Son birkaç günün etkisi yüzümden okunuyordu. Birden kapı açıldı içeri ve Barış girdi. Kapıyı arkasından kitledi. "Ne işin var burada kadınlar tuvaleti ya burası?" Gözlerimi devirdim. Hiçbir şey söylemeden bana yakınlaştı ve duvarla arasına aldı. "O çocuk sana dokundu mu?" Diye sordu burnunda solurken. Dalga geçer gibi "yoo" dedim. Elini belime koyup sertçe kendine çekti "bunu yapmadı yani?" Kulağıma fısıldamıştı. Kalbim küt küt atıyordu. Nefes nefese kalmıştım. "Yapmadı" dedim kendimi kurtarmaya çalışırken. Ama beni kendine bastırdı ve onu hissetmemi sağladı. Diğer elini bacağımda gezdirmeye başladı ve eteğimi kaldırdı. Bu hareketine karşı şok olmuştum ama onu çok özlemiştim ve kendimi tutmaya niyetim yoktu. Birden dudağına yapıştım. Bana sert bir şekilde karşılık verdi. Ellerimi boynuna götürdüm ve onu kendime çektim. Tangamı aşağı çekip parmaklarını içimde hareket ettirmeye başladı. Arkamı dönüp vücudumu ona yasladım. İnlememek için zor duruyordum bunu fark edince ağzımı eliyle kapadı. Artık bacaklarım gücünü kaybediyordu,gelmek üzereydim. Bacaklarım titrerken beni kucağına aldı ve birkaç saniye öyle kaldık. "Seni çok özledim." Dedi boynumu öperken. "Özleme. Bu sondu. Bir daha da karşıma çıkma. Madem ayrıldın arkasında dur Barış. Adam ol." Damarına basmak istemiştim. Kucağından inip üstümü düzelttim ve lavabodan çıktım. Hiçbir şey de dememişti.

Eliz,Baran ve Ali çıkışta beni bekliyordu. Utana sıkıla yanlarına gittim. Barış da tam arkamdan çıkmıştı. Eliz kahkaha atarak "barıştınız sanırım" dedi. Gözlerimi devirdim. "Gidelim mi?" Herkes onayladı. Son kez dönüp Barış'a baktım. Söylediklerim onu üzmüş gibi bakıyordu. Önüme döndüm ve mekandan çıktım. Herkesle vedalaştıktan sonra arabama bindim. Ağlamamak için zor duruyordum ve bu şekilde araba kullanmak istemiyordum. Sahil kenarında durdum. Bu saatte bu elbiseyle burda yürümek pek mantıklı olmasa da herhangi bir korkum yoktu. Bir şeylerden korkmaktan ve bir şeyleri düşünmekten sıkılmıştım. Aklıma Kerem geldi. Barışla ayrıldığımızdan beri ortada yoktu. Belli ki Barış onu o gece iyi hırpalamıştı. Beni kurtarmıştı belki ama aynı zamanda mahvetmişti. Banklardan birine oturdum ve göz yaşlarımı serbest bıraktım.
Barış,ın benden neden ayrıldığını bilmem gerekiyordu en azından iyi ya da kötü içimin rahatlaması için. Ani gelen düşünceyle Barış'ın numarasını tuşladım.
"Alo Derin?" "Sana tek bir soru sorucam ve bana cevap vericeksin" "Tamam sor" "Benden neden ayrıldın?" "Öyle olması lazımdı." "Barış beni salak yerine koyma! 1 saat önce tuvalette beni öpüp bana dokunuyordun. Ne kadar özlediğini söylüyordun. Nereye gitsem orda beliriyorsun salak mıyım ben?" "Sakin ol Derin nerdesin sen?" Bağırmalarım yüzünden insanların bakışları bana dönmüştü. "Cehennemin dibindeyim. Son kez soruyorum neden söyle? Söylemezsen ben kimden öğreneceğimi biliyorum!" "Kimdenmiş?" "Keremden." "Ne saçmalıyorsun sen Derin!" Telefonda kükrüyordu. "Ne olduysa ona gittiğinde oldu Barış. Senden tek bir şey istedim. Ayrılıyosan bile dürüst ol sebebini söyle dedim. Madem öyle ben de onun yanına giderim. Mesajları,numarası,attığı konum bile duruyor." "Deli misin kızım sen bekle beni bir yere ayrılma nerdesin? Onun yanına gitmeyeceksin!" "Sen öyle san!" Telefonu suratına kapadım ve Kerem'in bana mesaj attığı numarayı tuşladım. Biraz çaldıktan sonra açtı. "Ooo kimler arıyormuş" o iğrenç sesi duyunca kelimenin tam anlamıyla midem bulanmıştı. "Konuşmamız lazım" "Olur güzelim konuşalım." "O gece Barışla aranda ne geçtiğini öğrenmek istiyorum" "Burdan mı konuşacağız." "Konum atıyorum gel." Telefonu kapatıp konum attım. Banka oturup beklemeye başladım. O sırada telefonum çalmıştı arayan Barıştı. Birkaç kez daha aramıştı ama hepsini reddettim. Ufaktan da olsa bi korku bastırdığı için Eliz'e canlı konum attım. Kerem'i aradığımı ve yanıma geleceğini söyledim. En azından birinin haberi olacaktı. 20 dakika sonra bir araba ışığı gözümü aldı. Arabadan inen Kerem'i görünce içimi büyük bir korku kapladı.




Aşşkklarım sizi özledim nasılsınızz??  Yorum ve görüntülenmelerde yükselme istiyorum yoksa bölüm gelmesi daha uzun sürer

ŞANS - BARIŞ ALPER YILMAZWhere stories live. Discover now