22.Bölüm Sezon Finali

167 11 87
                                    

Selam arkadaşlarrrr, klassik sorum olan soruyu soruyorum. Nasılsınız???

Arkadaşlarrr, bildiyiniz üzere artık ikinci kitapa da başladığım için ona da zaman ayırmam gerek.

Biliyorum ki bu kitapı çok boşladım, ama yine de olsun bence çok güzel devam ettik.

Okumam her ne kadar çok olmasa da, ne bileyim meşhur olmasam da sorun değil.

Tanıtımda da söylediyim gibi zaten maksat beni tanınmam ya da yazar olarak herkesin tanıması değil.

Ben yazdıklarımı çok sevdim, okuyanlar sevdi içimi döktüm bir nevi.

Hani içimde kalmasındansa, bir yerlere yazmam daha doğru bence.

Hem ilk kitapım olduğu için de acami ola bilirim doğru.

Artık gerçekten iki kitapı idare edemiyorum, dersden çok yorgun geldiğim için olmuyor.

O yüzden bu bölüm Sezon Finali yapacağız. Ama çok uzun sürmez her halda max 3 hafta filan.

O yüzden çok fazla konuşmadan bölüme geçelim.

Ne de olsa sonda içimi boşaltıcam aksksjsjs.

🦋

Hayat bazen iyi şeyler de çıkarıyor insanın karşısına. Karanlık gecelerin hep gündüzlü sabahları vardır di mi?

Belki de yaşadığımız zorlukların ödülüdür güneşli sabahlar. Hem ne demişler, sabır etmek en büyük erdemdir diye...

Kim bilir, belki de, Avaz benim sabrım ödülüdür.

Avaz... Benim karanlık gecelerime sabah olan, karanlık akşamlarıma ay olan Avaz... Belki de hayatımda aldığım en doğru kararım. Pişman olmadığım tek şey...

Gözü bağlı güveneceğim bir kaç insanlardan biri... Hatta en çok güvendiğim biri.

Çok seviyordum onu, kendi canımın hiç bir kıymeti olmayacak kadar hem de...

Yaptığı muhteşem evlilik teklifinden sonra birlikde yemek yedik, ondan sonra beni gezmeye götürdü, çocuklar gibi bisiklet sürdük, hiç kimseden çekinmeden sokak arasında el-ele yürüdük. Rahat nefes aldık.

Ama korkuyordum. Mutluluğumuzun bozulacağından. Yuvamıza bir şey olacağından, dağılacağından. Son zamanlar herşey o kadar sorunsuz gidiyor ki, kusursuz ki her şey bu beni korkutuyor.

Böylesine herşeyin mükemmel olmasından sonra insanın içinde korku oluşması ne kadar mükemmeldi di mi?

Doyasıya eğlendikden sonra eve geçmek istemedim. Bu güzel haberi Nazlılarla, arkadaşlarımla paylaşmak istiyordum. O yüzden ortak bir yer ayarlayıp oraya geçtik.

"Yüzüyüme bakınnnn" diyerek parmağımda yerini bulmuş yüzüğümü gösterdim Avaza bakarak.

Çok zarifdi, tıpkı sevgimiz gibi...

Ne büyük, ne minikti taşı, asil duruyordu parmağımda. Bana çiçeğim dediği için yüzüğüm çiçek şeklindeydi. Etrafı minik pırlantalarla kaplanmıştı. En çok sevdiğim renk mavi olduğu için çiçek yaprakları maviydi. Bu da beni çok mutlu etmişti.

Bir Avuç UmutWhere stories live. Discover now